‘Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlamaya devam etme arzusundayız’

Shell & Turcas CEO’su Emre Turanlı, pandemi sürecinin Shell açısından nasıl geçtiğini, yeni yatırım ve hedeflerini anlattı.

Shell & Turcas CEO’su Emre Turanlı, sektörün pandemi sürecinde yaşadıkları ve Şirketlerinin hedefleri hakkında gazetemize özel açıklamalar yaptı. Turanlı, “Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Aralık ayına ilişkin petrol piyasası raporuna göre, dünya genelinde vaka sayısındaki artış, ekonomik toparlanmayı yavaşlatsa da aşılama çalışmalarının yaygınlaşması ve ekonomik hareketlilikteki canlanmanın, yılın ikinci yarısında daha güçlü bir büyümeyi teşvik edeceği yönünde ve bu da petrole olan talebin 2021 yılında artacağını işaret ediyor. Bu nedenle 2021 yılının gerek küresel olarak gerekse de Türkiye’de sektör için bir toparlanma yaşayacağını ümit ediyorum.  2020 yılını tüm zorlukları ile geride bırakıp 2021 yılında da sektör olarak faaliyetlerimize, yatırımlarımızla ve Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlamaya devam etme arzusundayız.

Pandemi nedeniyle zor zamanlardan geçiyoruz, geçtiğimiz aylar Shell için nasıl geçti?

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Küresel Enerji Görünümü Raporu’na göre, yeni koronavirüs salgını; küresel enerji sistemine son 70 yılın en büyük olumsuz etkisini gösterdi. Bu yıl enerji talebinin yüzde 6 gerileyerek, 2008 finansal krizi sonrasında yaşanan düşüşten 7 kat daha sert bir düşüş göstermesi ve küresel petrol talebinin de bu doğrultuda yüzde 9 daralması bekleniyor. Bu petrol piyasalarının yaklaşık 8 sene geriye gitmesiyle eşdeğer bir seviye. 

Tüm dünya ekonomisi bu derece etkilenmişken, sektörümüz tarihi bir düşüş yaşamaktayken, tüm bunların şirketleri, yatırımcılarını ve çalışanlarını etkilememesi maalesef mümkün değil.

Shell olarak, her gün milyonlarca misafirlerimize hizmet veriyor ve onların hayatını kolaylaştırmak için sürekli çalışıyoruz. 2020 yılının ilk altı ayında tüm dünyada kesintisiz hizmet vermeye devam ettik. Ayrıca dünya genelinde 2 milyon adet yiyecek, içecek ve dezenfektan bağışında bulunduk. Türkiye özelinde ise T.C. Sağlık Bakanlığı’nın Yeni Koronavirüs (COVID-19) enfeksiyonu ile ülke çapında yürüttüğü yoğun mücadeleye destek olabilmek adına 5 milyon TL değerinde akaryakıt desteği ve 175 bin litre dezenfektan bağışında bulunduk.

Küresel olarak uzun dönemli sağlıklı yapımızı korumak adına birtakım önlemler alıyoruz.  Çok uzun süredir şirketimiz hissedarlarına dağıttığı kâr payını belli bir seviyede tutuyordu, İkinci Dünya Savaşı yıllarından bu yana ilk defa burada büyük oranda bir azaltma kararı alındı, dağıtılacak kâr payı yüzde 66 oranında azaltıldı. Bununla birlikte, şirketimiz en üst yönetimi dahil 2020 için yıllık prim dağıtılmaması, parasal ödüllendirme sistemlerinin bu sene için durdurulması gibi ilave önlemler de aldı.

Tüm dünyada etkisini gösteren COVID-19 salgınıyla mücadelenin yanında, günlük hayatın ve birçok sektörün devamlılığı için hayati bir önem taşıyan akaryakıt sektörü, salgın sürecinden en fazla etkilenen sektörlerden biri oldu. Bu süreçte, petrol ve otogaz piyasaları içerisinde arz etmiş olduğumuz ürünlerimize olan talepte yüzde 50’ye varan oranda düşüş görülürken, küresel ekonomik gelişmeler neticesinde yaşanan sık fiyat dalgalanmaları önemli boyutta stok kayıplarına yol açtı. Bu gelişmeler hem dağıtım şirketi olarak bizim hem de bayilerimizin zarar etmesine sebep oldu. Ancak artan maliyetlere rağmen, süreç boyunca arz güvenliği sağlayarak, topluma karşı sorumluluğumuzun bilinciyle hareket etmeye devam ettik ve özellikle COVID-19 ile mücadele kapsamında özverili çalışmamız ve aldığımız üst düzey önlemler sayesinde tedarik zincirimizde en ufak bir aksama yaşamadık.

‘SHELL DÜNYA ÇAPINDA ELEKTRİKLİ ŞARJ KONUSUNDA ÖNCÜ DURUMDA’

Elektrikli araçlar önümüzdeki dönemde artmaya devam edecek gibi görünüyor. Shell’in bu alandaki yatırımlarından bahsedebilir misiniz?

Elektrik şarj istasyonları alanında da küresel düzeyde 2017 yılından bu yana önemli yatırımlar yapıyoruz. Shell, 22 ülkede 50 binin üzerinde elektrikli şarj noktası bulunan, Avrupa’nın en büyük elektrikli şarj istasyonu firması New Motion’ı ve 4.400’den fazla şarj noktası bulunan Kuzey Amerikalı şirket Greenlot’u satın aldı. Ayrıca, Avrupa’da otobanlarda ultra hızlı elektrikli şarj istasyon ağı yaratmak için Ionity ile anlaşma imzaladık. Ionity; bir BMW, Daimler, Ford, VW ortak girişim grubu. Ionity noktalarından hizmet alan misafirlerimiz araçlarını 5 ila 8 dk içinde şarj edebiliyorlar.

Son olarak Shell, elektrikli araçlar konusunda önemli bir adım daha atarak, İngiltere’nin en büyük elektrikli araç şarj ağı şirketi Ubitricity’i satın aldı. Ubitricity, 2008’de kurulan ve şu anda İngiltere’nin en geniş elektrikli araç şarj ağına sahip. Özellikle kendi garajı olmayan elektrikli araç sahiplerine mümkün olan en çok noktada, en zahmetsiz ve kolay şekilde hizmet vermeyi hedefleyen Ubitricity, büyük bölümü araçların kolayca park edilip hızla şarj edilmesine olanak sağlayan sokak lambası ve elektrik direklerine entegre, İngiltere çapında 2 bin 700 elektrikli şarj istasyonuna sahip. Bu sayıyla İngiltere’de elektrikli araç şarj sektörünün yüzde 13’üne hâkim olan Ubitricity’nin ayrıca Almanya ve Fransa’da da bin 500 noktada istasyonu bulunuyor. Ubitricity’nin de bünyemize katılmasıyla hızla büyüyen sokakta elektrikli araç şarjı pazarına doğru genişlemeyi sürdüren Shell, böylece İngiltere’de 430 Shell istasyonunda bulunan 1000 elektrikli şarj istasyonu sayısını da neredeyse 3’e katlamış oldu. Tüm bu yatırımları göz önüne aldığımızda Shell’in dünya çapında elektrikli şarj konusunda öncü durumda olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Shell & Turcas olarak ise, şuanda Sapanca’da 2 ve İzmir’de 1 adet olmak üzere elektrikli araç sahibi müşterilerimiz için Shell ReCharge elektrikli şarj ünitelerimizi hizmete sunduk. Bu yılın Nisan ayına kadar yapacağımız yatırımlar ile elektrikli şarj ünitelerimizin sayısını 8’e çıkartacağız. Bu sayede  müşterilerimiz, İstanbul – Ankara ve İstanbul – İzmir otoyollarında rahatlıkla araçlarını şarj ederek, şehirlerarası yolculuklarını gerçekleştirebilecekler.  Ayrıca yıl sonuna kadar gerçekleştireceğimiz ilave yatırımlar ile şarj ünite sayımızı 15’e çıkartmayı, özellikle büyük şehirlerde ve tatil rotalarında olmayı hedefliyoruz.

“ELEKTRİĞİNİ GÜNEŞ ENERJİSİNDEN SAĞLAYAN İSTASYON SAYIMIZI DA ARTIRIYORUZ”

Ayrıca Shell, Amerika’daki Shell Teknoloji Merkezi, İngiltere’deki Bacton Gaz Terminali gibi kendi tesislerinin de güneş enerjisinden faydalanması ile enerji maliyetlerini ve karbon ayak izini azaltmak için önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Bu yatırımlarını benzer şekilde istasyonlarının da güneş enerjisinden elektriğini sağlaması yönünde tüm dünyada genişletiyor.

Türkiye’de de, ülke çapında elektriğini güneş enerjisinden sağlayan istasyon sayımızı da artırıyoruz. Shell & Turcas olarak, İstanbul Zeytinburnu, Ankara Küçükesat, Ankara OSB ve Güzelyalı İzmir Shell istasyonlarımızı elektriğini güneş enerjisinden sağlayan istasyonlara dönüştürdük. Ülke çapında şu anda 4 istasyonumuz elektriğini güneş enerjisinden sağlamaktadır. 2021 yılında Nisan ayına kadar bu sayıyı 10 ve yıl sonuna kadar da hedefimiz 40 istasyona çıkartmak. Ayrıca uzun vadede solar istasyon adedi hedefimiz 2022 yılı sonuna kadar 100, 2023 yıl sonuna kadar 200 istasyona ulaşmak.

 “DAHA AZ TÜKET, YENİDEN KULLAN, GERİ DÖNÜŞTÜR” YAKLAŞIMIMIZ İLE ATIK YÖNETİMİNE ODAKLANIYORUZ”

Peki çevreye yaptığınız yatırımlar noktasında Shell ne durumda?

Shell Plastik Atıkları Sonlandırma Birliği’ni (AEPW) kuran 30 küresel şirketten bir tanesi. Çevreyi kirleten plastik atıklara savaş açan Plastik Atıkları Sonlandırma Birliği, önümüzdeki beş yıl içinde plastik atıkların sona ermesine yardımcı olmak amacıyla 1 milyar doların üzerinde yatırım sözü verdi. Türkiye’de de “Daha az tüket, yeniden kullan, geri dönüştür” yaklaşımımız ile atık yönetimine odaklanıyoruz. Sadece çalışma ortamımızda yarattığımız değişim ile değil, tesislerimizdeki, istasyonlarımızdaki sıfır atık yönetmeliği kapsamındaki geri dönüşüm yaklaşımımızla bizleri ziyaret eden müşterilerimizi de buna dahil ediyoruz.

Derince’de bulunan ve 61 ülkeye ihracat yaptığımız Shell Madeni Yağ ve Gres Üretimi Tesisimiz’de geçtiğimiz Temmuz ayında, Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ni kurarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü onaylı Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandık. Bu kapsamda, tesis geneli atıkların kaynağında ayrı biriktirilerek toplanması, etiketlenmesi, geri dönüşüm veya geri kazanımının sağlanarak bertarafa gönderilecek atık miktarının azaltılması ve çalışanların bu konuda farkındalık kazanması çalışmalarıyla şirketimizin sürdürülebilirlik ve karbon emisyonu azaltım hedeflerine önemli bir katkı sağlandı.

Daha düşük karbonlu bir geleceğe geçiş daha düşük karbon yoğunluğuna sahip daha fazla ürün satmak anlamına gelse de bu aynı zamanda kaçınılamayan emisyonlarla doğa veya teknoloji aracılığıyla başa çıkmanın yollarını bulmak da demek. İşte bu nedenle sunduğumuz Doğa Bazlı Çözümler programımız kapsamında, biyoçeşitliliğe ve yerel topluluklara fayda sağlarken emisyonları azaltmak ve daha fazla CO2 yakalamak için tüm dünyada ormanlara, sulak alanlara ve diğer doğal ekosistemlere yatırım yapıyoruz. Ayrıca doğanın korunması veya yenilenmesi karşılığında karbon kredisi sunan onaylanmış projelere de yatırım yapıyoruz.

Aralarında Earthwatch, Uluslararası Doğa Koruma Birliği, Doğa Korumacılığı ve Sulak Alanlar Uluslararası Örgütü’nün de bulunduğu sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapan Shell, biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik projeler yürütüyor, faaliyetlerinin yakınındaki doğal yaşam alanlarını koruma ve ekosistemleri yeniden kazandırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor.

Bu doğrultuda Türkiye’de geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde görev yapan ve alanda seçkin iki profesörün liderliğinde 3100 ağacı olan ilk Shell Türkiye Ormanımızı kurduk. Türkiye’de her yıl 1.300’den fazla otomobilden salınan yaklaşık 105 ton karbondioksiti nötrlemeyi hedefliyoruz.

BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini merkeze aldığımız çevre çalışmalarımızla herkes için daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya oluşturmak için, akaryakıt sektörünün lider markası olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle çalışmalarımıza devam ediyoruz.

“BİNLERCE ARACI İLAVE HERHANGİ BİR SU TÜKETMEDEN YIKAYABİLİYORUZ”

Pilot olarak uygulamaya başladığınız araç yıkama sistemi önümüzdeki süreçte ses getirecek gibi görünüyor, biraz bahsedebilir misiniz?

Şu anda 4 istasyonumuzdaki araç yıkama ünitelerinde yürüttüğümüz pilot uygulama sayesinde, yıkama esnasında kullanılan suyun geri dönüştürülmesi ve rehabilite edilerek tekrar kullanılması ile binlerce aracı ilave herhangi bir su tüketmeden yıkayabiliyoruz. Projeyi hayata geçirdiğimiz günden bu yana 10.000’in üzerinde aracı, araç yıkama ünitesinin mevcutta sahip olduğu su ile yıkadığımızı ve 1.000.000 lt’den fazla su tasarrufu sağladığımızı söyleyebilirim.

“HEDEFİMİZ, SALGIN SÜRECİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YÖNETMEK VE İŞİMİZE OLAN OLUMSUZ ETKİLERİNİ ASGARİYE İNDİRMEK”

2021 enerji sektöründe küresel ve Türkiye özelinde beklentiler nelerdir?

2020 yılını tüm dünyada ve ülkemizde Covid-19 salgını ile mücadele yılı olarak hatırlayacağız. Bu sürecin başından beri, sektör olarak müşterilerimizin, paydaşlarımızın ve çalışanlarımızın sağlığını korumak ve salgınla mücadeleye katkıda bulunmak en büyük önceliğimiz oldu. Bir yandan rafineri, dağıtım firması, bayi, olarak işyeri tesis ve istasyonlarımızda gerekli tüm tedbirleri alıp, çalışanlarımıza tüm eğitim ve desteği verirken bir yandan da ülkemizde hayatın devamı için yaşamsal önemi olan sektörün sürdürülebilirliği ve akaryakıt ikmalinin kesintisiz devamı için elimizden geleni yaptık.

Toplam akaryakıt sunumu içinde önemli yer tutan karayolu, havayolu ve denizcilik sektörlerindeki talep büyük oranda azaldı. Türkiye genelinde Haziran sonundan Kasım ortasına kadar istasyon satışlarında, karayolu ile seyahatin artması ile beraber toparlanma görmeye başladık. ‘Kontrollü Normalleşme’ süreciyle insanlar yolculuklarını otomobilleriyle yapmayı tercih etmeye başladılar. Hijyen konusunun daha fazla ön plana çıktığı bu dönemde, sürecin ilk gününden itibaren istasyonlarımızda aldığımız önlemler, hijyen uygulamalarımız ve her zamanki güler yüzlü hizmetimizle, içinde bulunduğumuz dönemde hizmet verdiğimiz misafir sayımızdaki artış mutluluk verici. Araç yıkama ve araç bakımı ile ilgili olarak da istasyonlarımız da birçok hizmet sunuyoruz. Akaryakıt istasyonlarında, bu ve benzeri hizmetleri almaya yönelik ilginin de artacağını düşünüyorum.

Kısa vadede en önemli önceliğimiz, salgın sürecini çalışanlarımız, müşterilerimiz ve bütün paydaşlarımız ile sağlıklı olarak nihayetlendirmek. Hedefimiz, bu salgın sürecini en iyi şekilde yönetmek ve işimize olan olumsuz etkilerini asgariye indirmek. Süreçten sağlıklı bir şekilde çıkabilmek için farklı senaryolar üzerinde çalışıyoruz.

Petrol piyasasına baktığımızda açıkçası öngörüde bulunmamız gerçekten çok zor. Çünkü 2020 yılında ne derece öngörülemez şeyler yaşadığımız ortada. 2020 yılına petrol fiyatlarının 60 dolar seviyelerinde başlayıp, önce 30 dolarlara, ondan sonra da 20 dolarlara kadar indiğini gördük. Şuanda tekrar 60 dolar seviyelerindeyiz.

Dünya genelinde yaşanan petrol krizi sırasında çok fazla arz ve düşük fiyatlar yüzünden birçok enerji ve petrol şirketi ciddi kayıplar yaşadı. Shell, petrol krizi ve koronavirüs salgını nedeniyle 2020 yılında 21,7 milyar dolar zarar etti.

Ancak Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Aralık ayına ilişkin petrol piyasası raporuna göre, Dünya genelinde vaka sayısındaki artış, ekonomik toparlanmayı yavaşlatsa da aşılama çalışmalarının yaygınlaşması ve ekonomik hareketlilikteki canlanmanın, yılın ikinci yarısında daha güçlü bir büyümeyi teşvik edeceği yönünde ve bu da petrole olan talebin 2021 yılında artacağını işaret ediyor. Bu nedenle 2021 yılının gerek küresel olarak gerekse de Türkiye’de sektör için bir toparlanma yaşayacağını ümit ediyorum.

Ayrıca COVID-19 sonrası dönemde, alternatif enerjilerine ve enerji dönüşümüne yönelik tüketici beklentisinin arttığına yönelik araştırma sonuçları mevcut. Bu bağlamda 2021 yılı itibariyle enerji dönüşümünün ön planda olacağını söyleyebilirim.

Sonuç olarak, 2020 yılını tüm zorlukları ile geride bırakıp 2021 yılında da sektör olarak faaliyetlerimize, yatırımlarımızla ve Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlamaya devam etme arzusundayız.

‘SHELL EN GEÇ 2050’DE NET SIFIR EMİSYONLA FAALİYET GÖSTEREN BİR ENERJİ ŞİRKETİ OLMA HEDEFİNDE’

Shell’in LNG, solar gibi yeni enerjiler alanında yaptığı yatırımlardan bahseder misiniz?

Bildiğiniz üzere, iklim değişikliği ile mücadele konusunda tüm dünyada küresel sıcaklık artışının 1,5°C ile sınırlandırılmasına odaklanılıyor. Bu doğrultuda Shell küresel düzeyde en geç 2050’de net sıfır emisyonla faaliyet gösteren bir enerji şirketi olma hedefini açıkladı.

İklim değişikliği ile mücadele için elektrik üretiminden sanayiye ve nakliyeye kadar küresel enerji sisteminin ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Shell olarak iklim değişikliğinin üstesinden gelmenin tek bir çözümü olmadığının farkındayız. Yol haritamızı üç temel başlık oluşturuyor; Birincisi, en geç 2050 yılına kadar tüm ürünlerimizin üretiminden kaynaklanan emisyonları net sıfıra indirmek. İkincisi; enerji ürünlerimizin net karbon ayak izini azaltmak. Üçüncüsü; müşterilerimizin bizden satın almış oldukları yakıtları kullandıklarında çıkan emisyonları azaltmak için müşterilerimizle birlikte çalışmak.

Shell, enerji dönüşümünde önemli bir küresel oyuncu. Daha temiz enerji çözümleri sağlamaya yönelik çalışmalarımızı artırmak üzere 2016 yılında global düzeyde “Yeni Enerjiler” iş kolumuz kuruldu; biyo-yakıtlar, hidrojen ve rüzgâr enerjisi de dahil olmak üzere enerji dönüşümünü gerçekleştirmek için gerekli olan düşük karbonlu teknolojilere yatırım yapıyoruz.

Yaklaşık 50 yıldır dünyada LNG sektöründe öncü ve lider konumda olan Shell, maliyet avantajı sunan ve daha temiz bir yakıt olan LNG’nin, denizcilik ve karayolu taşımacılığı sektöründe kullanımını arttırmaya yönelik önemli atılımlar gerçekleştiriyor. Son yıllarda LNG alanında heyecan verici başka bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz, sıvılaştırılmış doğal gazı denizde üretmek için dev bir yüzer tesis olan Prelude’ü inşa ettik. Bu, doğal gazın denizde üretilmesine, sıvılaştırılmasına, saklanmasına ve LNG taşıyıcılara yüklenmesine imkân veren, çığır açan bir teknoloji.

LNG’nin alternatif yakıt olarak karayolu taşımacılığında kullanılması enerji dönüşümü açısından da çok büyük önem arz etmektedir. LNG, yakıt maliyetini yüzde 35’lere varan oranda düşürecek kadar ekonomik ve aynı zamanda yüzde 20’lere varan oranda karbon emisyon salınımını azaltan çevre dostu bir yakıt. Karayolu taşımacılığında bir ilke imza atarak Türkiye’nin ilk sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) istasyonunu İstanbul-Ankara Otoyol’unda açtık ve bu sayede LNG yakıtını Türkiye lojistik sektörünün kullanımına sunmuş olduk. Bu yatırımla Türkiye, Shell’in Avrupa’da LNG’li istasyon kurduğu 4. ülke oldu.

Daha az karbon salınımı yapan yakıtların kullanımı için yaptığımız AR-GE yatırımları arasında elektrik ve hidrojen de yer alıyor. Elektrikli araçlara yönelik faaliyetlerimizden biraz önce bahsettim. Ancak 90’lı yıllardan bu yana hidrojenin yakıt olarak kullanımı için de çalışmalar yapıyoruz. Şuanda ABD’de, İngiltere’de ve Almanya’da hidrojenle çalışan araçlar için istasyonlarımızda hizmet sunuyoruz.

Shell, çatı güneş panelleri ile evlere ve küçük işletmelere batarya depolama sistemleri sunan Alman Sonnen şirketini satın aldı. Sonnen bataryalarının sahipleri kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, enerji fazlasını birbirleriyle paylaşabiliyorlar.

‘HEDEFİMİZ; 2023 YILINA KADAR İSTASYONLARIMIZDA 5000 KADINA İSTİHDAM OLANAĞI SAĞLAMAK’

Kadın istihdamı ile ilgili son bilgileri ve rakamları paylaşır mısınız?

Shell tüm politikalarının temelinde kadın erkek ayırmaksızın tüm çalışanları için eşitlik ilkesini sağlamayı hedefler. Bu eşitlik ilkesi doğrultusunda sadece cinsiyet eşitliğine değil, geniş bir yelpazedeki kültürel ve kişisel farklılıklara değer verir ve çalışanlarının kendilerini güvende hissedebilecekleri bir çalışma ortamı yaratırken, onlara potansiyellerini kullanabilecekleri fırsatlar sunar.

Biz de Türkiye’de küresel düzeyde konan bu politikalar çerçevesinde çalışmaktayız. Cinsiyet dengesinin her uzmanlık alanında sağlanmasını amaçlıyoruz ve ‘mesleğin kadını erkeği olmaz’ diyoruz.

Doğrudan istihdam sağladığımız çalışanlarımızın yüzde 31 kadın. Yönetim ekibimizin ise yarısını kadınlar temsil ediyor. Türkiye genelinde faaliyet gösteren istasyonlarımızda ise Mart 2018’den bu yana 3000’in üzerinde kadına istihdam fırsatı yarattık.

Akaryakıt sektöründe 2018 yılında bir ilki gerçekleştirdik ve tüm sektöre ilham kaynağı olduk.

İŞKUR işbirliği ile hayata geçirdiğimiz “Shell’de Kadın Enerjisi” istihdam programı ile kadınlara istasyonlarımızda farklı pozisyonlarda çalışma olanağı sunuyoruz. Hedefimiz; Shell’in Türkiye’deki faaliyetlerinin ve Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılının kutlanacağı 2023 yılına kadar istasyonlarımızda 5000 kadına istihdam olanağı sağlamak.

Pandemi boyunca zorlu bir dönemden geçiyor olsak bile hız kesmeden istihdam sürecimizi devam ettiriyoruz. Bu dönemde yaklaşık 950 yeni kadın çalışma arkadaşımız aramıza katıldı.

Programın üçüncü yıl dönümü yaklaşırken kadın çalışan sayısındaki artış, başvuruları da olumlu yönde etkiliyor. İstasyonda görev alan kadın çalışanları gören başka kadınlar “o yapıyorsa, ben de yapabilirim” diyerek başvuru yapıyorlar.

Kadın çalışma arkadaşlarımızın da aramıza katılımıyla sadece onların hayatlarında değil; birlikte çalıştıkları iş arkadaşlarının, istihdama katkı sağlayan iş ortaklarımızın da büyük bir değişime uğradığını gördük. Kadın çalışanlarımızın olduğu istasyonlarımızda hizmet kalitemizin daha da arttığını, müşteri memnuniyetinin yüzde 3 oranında yükseldiğini görüyoruz.