‘Kopyala yapıştır kontratlarla rekabet oluşmaz’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, ISTRADE 2017 kapsamında düzenlenen oturumunda Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu ve Gas&Power Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, ISTRADE 2017 kapsamında düzenenen oturumda Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu ve Gas&Power Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı. Oturumda sektörü yakından ilgilendiren konulara değinen Dönmez, teknolojiyi etkin kullanmanın önemine dikkat çekti.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez; Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu ve Gas&Power Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı.

 

“EÜAŞ ÜZERİNDEN YERLİ KÖMÜR ÖZELLEŞTİRME MODELLERİMİZ VAR”

 

Kamunun elektrik üretimi ve ticaretindeki payının ne olacağı yönündeki soruyu yanıtlayan ETKB Müsteşarı Dönmez, “2002 yılında çıkan Elektrik Piyasası Kanunundan sonra kamu, zorunlu olmadıkça ve arz güvenliği tehlikesi olmadığı müddetçe yeni yatırım yapmıyor. Elindeki varlıklar da özelleştirildi. Buna rağmen elimizde bir miktar var. Özelleştirme konusu, hükümetin programında zaten yer alıyor. Ancak EÜAŞ’ın elindeki varlıklar açısından baktığınızda, geldiğimiz noktada biraz strateji değişikliğine gitme ihtiyacı hissettiriyor. Termik santrallerini hemen hemen çıkarmadı. Birkaç tane doğal gaz santrali var, onlar da birkaç kere satışa çıktı, ancak satılamadı. EÜAŞ’ın elinde şu anda HES’ler var. Onlardan da küçük oranlı ve işletme zorluğu olanları bir şekilde özelleştirme programına alıp, satıyoruz. Ellimizde, büyük ölçekte, bizim baz yükümüzde yönetilebilecek kabiliyette olan ve bir kısmı da sınır aşan suların üzerinde kurulu santrallerimiz var. Özellikle Fırat ve Dicle havzalarında santrallerimiz var. Hükümet, öteden beri bunların özelleştirilmeyip, elde tutulacağını söyledi. EÜAŞ’ın toplam üretimdeki payı yüzde 20-25’ler civarında. TETAŞ’ın 1990’larda yapmış olduğu alım yükümlülükleri kapsamında Yap-İşlet-Devret Santralleri var. Onları da koyduğunuzda toplam elektrik üretiminin aşağı yukarı yüzde 40 bandında kamunun yükünün olduğunu söyleyebiliriz. Bundan sonraki dönemde de arkadaşlara projeksiyonları yaptırıyoruz. Bu oranı geçmeyecek ve yüzde 20-25’lerin altına inmeyecek şekilde kamu payının olacağını düşünüyoruz. Bu durum bizim hesaplamalarımıza göre, piyasanın serbest hareket etmesinin önünde bir engel olarak gözükmüyor. Yap-İşlet-Devret santrallerin büyük bir kısmının süresi 2019’a kadar bitecek. TETAŞ şu anda yeni bir Yap-İşlet-Devret modeline gitmiyor. Sadece EÜAŞ üzerinden yerli kömürle ilgili özelleştirme üzerinde yaptığımız ihale modelleri var. Ondan bir miktar pay almış olacak. Uzun vadeli baktığınızda, bugünkü payın, daha yukarı çıkmayacağını öngörüyoruz” diye konuştu.

 

Kapasite mekanizmaları ve talep katılımı konusundaki çalışmalara da değinen Dönmez, “Kapasite Piyasalarıyla alakalı yasal düzenleme geçen Ağustos’ta çıktı. Akabinde hem EPDK, hem TEİAŞ bir çalışma yapmaya başladı. Bu konuda bir danışmanlık hizmeti de alınıyor. Bununla birlikte STK’lardan kapasite piyasasının nasıl olması gerektiği konusunda öneri istedik. Onlar da önerilerinin bir kısmını bize iletti. Şimdi çalışma grubu belli bir noktaya getirdi. Doğal olarak etki analizi yapmamız gerekiyor. Avrupa ve Amerika’daki örneklerine de bakıyoruz, değişik modeller var. Biz, bize uyan, sektöre fazla yük getirmeyecek ama sektörün de piyasanın da ihtiyaç duyduğu bir model üzerinde çalışıyoruz. Etki analizleri de hemen hemen bitmek üzere. EPDK ve TEİAŞ’ın buna paralel olarak yürüyen bir yan hizmetler çalışması vardı. Bu mekanizmalarla, hem yan hizmetleri, hem de kapasite piyasalarını birlikte yürürlüğe koymuş olacağız. Kapasite piyasasını biz emre amadeliği arttırmak açısından dizayn ettiğimizi söylemek zorundayım. Burada muhtemelen baz yükü üstüne alabilecek tesisler yararlanabilecek gibi gözüküyor. Onun dışında YEKDEM mekanizmasında olan, bir şekilde ESA ile bağlanmış olan tesisler bundan yararlanacak” dedi.

 

“YERLİ KÖMÜR YERLİ KALKINMA STRATEJİSİNİN ANA UNSURU OLARAK GÖRÜLMELİ”

 

YEKA, nükleer ve kömür yatırımlarına da değinen Dönmez, “Yerli kömür alımı konusunun yerli kalkınma stratejisinin ana unsuru olarak görülmesi gerekiyor. Çünkü biz şu anda enerjide yüzde 65-70 civarında dışa bağımlıyız. Elektrikte ise geçen sene yüzde 49,3 yapabildik. Elektrik üretiminde yarı yarıya dışa bağımlıyız. Yerli kaynaklarımızı ciddi biçimde kullanmak zorundayız. Bu piyasa yapısı içerisinde yerli kömürün mevcut yapısı işletme zorluğunu dikkate aldığımızda serbest piyasa koşullarında ilk yıllarda rekabetçi olma şansının olmadığını gördük. Nitekim yerli kömür üzerine yapılan yatırımlarda, piyasanın mevcut yapısını dikkate alarak, biraz beklemeye geçtik. Şimdi biz, en azından kendi sahalarımızı özelleştirmek suretiyle hız verdik. Nitekim Çayırhan’da 800 MW’lık ilk ihaleyi yaptık. Yine ikincisini de Özelleştirme İdaresiyle birlikte götürüyoruz. Eskişehir’de 1200 MW’lık bir saha hazırlıyoruz. Eskişehir’de belki 3-4 bin MW’a kadar çıkarabilecek bir kapasite var, bunu değerlendireceğiz. Buna paralel olarak yine Trakya’da benzer şekilde birkaç sahamızı hazırlayacağız. TETAŞ’ın Yap-İşlet-Devretlerinde alım tarafındaki portföy boşaltımı kadar belki yeni yasalar gündeme gelecek. Mali güç getirmeyecek şekilde düzenliyoruz. Piyasaya mevcut şartlardan daha fazla bir etkisi olmayacak” diye konuştu.

 

Fatih Dönmez, Sertaç Komsuoğlu ve Emin Kaya

 

“YEKA İLE GÜNEŞTE BAŞARILI NETİCE ALDIK”

 

Yenilenebilirde bundan sonra hep YEKA modelinden mi gidileceğine yönelik sorulan bir soruya Dönmez, “YEKA modelini biz güneşte denedik, bize göre başarılı bir netice aldık, şimdi yatırım dönemi başlıyor. 1.000 MW’lık benzer bir ihaleyi rüzgarda yapıyoruz. Onun da ilanına çıktık, dosyalar alınıyor. Aynı anda şu anda Haziran ayı içerisinde TEİAŞ 2015 yılı RES başvurularından yaklaşık 700-800 MW’lık çakışan kısımların ihalesine çıkacak. Biz, bir modeli öbürüne tercih etmiyoruz. Büyük alanlar bulursak, YEKA ile devam etmek daha mantıklı gözüküyor. Ama, daha parçalanmış ve bölünmüş alanlara baktığınızda daha küçük kapasitelerde de bu modeli devam ettirebiliriz” yanıtını verdi.

 

“LİSANSSIZDA BEKLENENİN ÜZERİNDE BAŞVURU VAR”

 

Lisanssız da durumun biraz farklı olduğunu aktaran Dönmez, sistemin lisanssızda beklenenin üzerinde bir başvuruyla karşı karşıya kaldığını söyledi. Dönmez şunları kaydetti; “800-1.000 üzerinde bir başvuru yapıldı. Herhalde bugün itibarıyla kurulu güç 1000 megavatları geçti. Yılsonuna kadar 500-600 MW gelir gibi gözüküyor. Belki 1.000 MW ve üstü de olabilir. Bunların hepsinin yapılabileceğini düşünüyoruz. Çünkü piyasadan bize bazı zorlukların olduğu yönünde gelen yansımalar var. Dolayısıyla bir eleme olacağı yönünde bir geri dönüş var. Kanununa göre lisanssız; öncelikle tüketicinin kendi ihtiyaçları için kurmasına müsaade edilen bir elektrik üretim birimi olarak belirtilmiştir. Ama geldiğimiz noktada başvuru sahiplerine baktığımızda, aynı şahsın birden fazla başvuru yaparak adeta lisanslı oyuncu gibi davranıp, lisanssızın avantajlarından yararlandığı bir durumla karşı kaşıya kaldık. Onun için de EPDK, öz tüketim oranını tekrardan düzenledi. Öz tüketimi daha yüksek olanlara öncelik verecek bir yaklaşımla hareket etti. Biz de bu yaklaşımı destekliyoruz. Lisanssızda, aslında bir rücu bekliyoruz. Tüketimde, öz tüketimde daha fazla olmanın önünü açacak şekilde bir yaklaşımın içerisindeyiz. Çatı uygulamalarının önü açıldı. Buna benzer olarak tarımsal sulamada güneşe dayalı elektrik üretimi yapmak isteyenler var. Bunların önünü açacağız. Ama bunların dışında 3-5 kW’lık kurulu güçle, 1 MW’lık elektrik üretimine talip olmuş. Hatta piyasada bu işleri geliştirip, satış yaparak gelir elde etmek isteyenler de var. Gerçek yatırımcı olsun istiyoruz. Bir takım mevzuat boşluklarından yararlanarak, 3-5 bin liralık proje ile gelip, 100-200 bin dolar satılmasına biz rıza göstermeyeceğiz”

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez

 

“ÖNÜMÜZDEKİ KIŞ DOĞAL GAZ TİCARET PLATFORMUNU HAYATA GEÇİRMEYİ PLANLIYORUZ”

 

EPİAŞ’ta spot doğal gaz piyasasının kurulmasına ilişkin son gelişmeleri değerlendiren Dönmez, “Yönetim Kurulu Başkanı olalı 1 sene oldu. Oradaki ilk gündem maddelerimizden bir tanesi de buydu. Daha önce orada yurt dışından ithal edilmiş TEİAŞ’ın çalıştırdığı bir sistem vardı. Orda kendi yazılım ekibimizle birlikte yerli bir yazılımla, geçtiğimiz Mayıs ayında kendi gün öncesi piyasası yazılımımıza geçmiş olduk. Benzer şekilde doğal gaz piyasasına ilişkin bir ticaret platformu oluşturmak için çalışmalara başladık. Ekipler ciddi bir şekilde yaklaşık 1 yıldır BOTAŞ’la, özel sektörle ve EPDK ile bir analiz çalışması yaptılar. Arkadaşlar bu gündemle kapandılar ve yazılımlara çalışıyorlar. EPİAŞ’taki arkadaşlarımıza 1 Ekim’e kadar bu yazılımı bitirmelerini söyledim. Bu kış en azından sanal bir uygulama yapalım. Bu kışı öyle geçelim. Önümüzdeki bahardan itibaren de bir geçici uygulama yaparız. Nasip olursa bu kış değil ama önümüzdeki kışa doğal gaz ticaret platformunu gün öncesinden hayata geçirmeyi planlıyoruz” açıklamasında bulundu. 1 ay önce EPİAŞ’a endeks çalışması konusunda bir görevlendirme yaptıklarını belirten Dönmez, “Bunun da gün içi, gün öncesi ve dengeleme güç piyasasına ilişkin fiyatları var. Bunların üzerinden bir takım çalışmalar yapan gruplarımız var. Fakat endeks oluşturma konusu eksikti, şimdi arkadaşlar buna çalışıyorlar. Birkaç parametre de belki değişkenleri analiz edecekler. Endeks yayınlamayı planlıyoruz. Buna hem özel sektörün, hem kamunun, hem de tüketicilerin ihtiyacı var. TÜİK’te de zaman zaman benzer tartışmalar yaşanabiliyor. Çünkü toptan piyasasıyla ikili anlaşmaya dayalı piyasalar ve vadeli piyasalarda farklı parametreler var. Nihai tüketiciye yansıyan tarafları var. Orada, sistem kullanım bedeli, vergi gibi başka birtakım maliyetler var. Biz hem enerji gözetçisinden, hem de nihai tüketici açısından bir endeks oluşturup, yayınlamayı düşünüyoruz” diye belirtti. Beklenti anketiyle ilgili çalışmalarının olduğunu kaydeden Dönmez, “Arkadaşlarla onu görüştük, başlatacaklar. Dönemleri tartışıyoruz. Aylık mı olsun, yoksa bizim kuraklıkla ilgili bir beklenti anketi yapıldı, onu yayınlamak istiyoruz. Piyasa oyuncuları arasında örneğin Haziran’daki aktif enerji bedeli gün öncesi piyasada tahmin yapıyorsunuz. Bunu yayınlamak istiyoruz. Işık tutması açısından bu yönde bir çalışmamız var. Muhtemelen EPİAŞ üzerinden yayını yapacağız.

 

“PARAMETRELERE GÖRE VERİLECEK MEVZUAT DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ”

 

Piyasaya yönelik riskin izlenmesiyle ilgili konulara da değinen Dönmez, “Piyasa izleme konusu son derece önemli. Geçmişte Piyasa İzleme Komitesi’nin atanmasında gecikmeler yaşanmıştı. Şimdi en azından bir başkanımız var. EPİAŞ’ın eski Piyasalar Direktörü artık Piyasa İzleme Komitesi Başkanı oldu. Piyasaları son derece yakından biliyor. Bir ekip kuruyoruz ve daha yakından izlemeye başlayacağız. Parametrelere göre verilecek mevzuat desteği çok önemli. Hızlı reaksiyon gösterebilmesi çok önemli. Çünkü piyasadan birkaç gün içerisinde bir şirketin bakışına sahip olabilirsiniz. Bir manipülasyon hissettiğinizde, ileriye dönük tedbir almanız gerekebilir. Nitekim piyasada geçmişte birkaç defa oldu. Her türlü teknolojiyi de kullanarak, bir sistem kurma mecburiyeti var. Riskleri daha önceden analiz edip, ona göre tedbir almak söz konusu alacak. Burada da EPDK ile EPİAŞ müşterek bir çalışma yürütüyor. Öyle tahmin ediyorum ki kısa süre içerisinde eksiklerimizi gidermiş olacağız” dedi.

 

Enerji Yayın Grubu Başkanı Sertaç Komsuoğlu

“KAPASİTE FAZLASINI ÖZEL SEKTÖR YÖNETECEK”

 

Elektrikteki kapasite fazlasının nasıl yönetilmesi gerektiğine dair görüşlerini aktaran Dönmez, “KAP düne kadar kapasite açığını yönetme konusunda deneyim kazanmıştı. Arz güvenliği ve arz açığı değişik yöntemlerle yönetiliyordu. Kapasite fazlasını yönetmek sorusunun deneyimi ve cevabı kamu tarafında yok. Bunu özel sektör yönetecek. Biz de bu kapasite fazlalığının etkilerine bakıyoruz. Fiyatlardaki geçmişe göre durağanlığı hep beraber görebiliyoruz. Özel sektörden önce biz geçtiğimiz yıl piyasa kapasiteleri mekanizmasına ilişkin reaksiyonları aldık. Kanunu meclisten geçirerek, bu piyasada oluşan kapasite fazlalığını, bir şekilde yatırımını yapmış emre amade tutuyor. Onlara yönelik bir nebze de olsa bir rahatlık getireceğini düşünüyoruz. Burada rekabette yaratır. Rekabette verimsiz ve maliyeti daha yüksek olanlar ister istemez oyunun dışında yedekte bekleyecektir. Biz, bir miktar kapasite fazlasını sistem güvenliği ve piyasa rekabetinin oluşması açısından makul ve mantıklı görüyoruz. O fazlalığın ne kadar olacağı, bana ve sektöre göre değişiyor. Bizim birkaç yıldır yaşadığımız bu devri Avrupa nerdeyse 10 yıldır yaşıyor. Avrupa’da benzer sorunlar var. Onlara da bakıyoruz. Onların da deneyimlerinden yararlanmak istiyoruz. Kapasite piyasasından vergi alırsak, nispi bir rahatlama olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

 

“TÜRKİYE’DEKİ GÜN ÖNCESİ PİYASASI İSTEDİĞİMİZ DÜZEYDE GELİŞMEDİ”

 

OTC ile ilgili bir plan geliştirme çalışmaları olup, olmadığı yönündeki soruya Dönmez, “Türkiye’de gün öncesi piyasalar bizim istediğimiz kadar derinleşmedi. Burada elektrik ticareti yapan şirketlerin de daha çok spot piyasadan alıp, satmayı sevdiklerini görüyoruz. Nitekim de spot piyasada günlük beklentilerin üzerinde bir hareketlenmede bu şirketler negatife düşebiliyorlar. Birinci önerimiz; tedarikçi şirketlerin satış portföyüne bağlı olarak en az yarısını ikili anlaşmalarla garantiye almalarını istiyoruz. O zaman kendilerini daha güvende hissedeceklerdir. Diğer bir hususta o alanda fazla bir düzenleme olmadığı için ikili anlaşmada satıcı ile alıcı arasındaki miktarı EPİAŞ üzerinden biliyoruz ama fiyat konusunu bilmiyoruz. Endeksten önce orada yapılması gerekiyor. Bunu EPDK ile de görüştük. Bazı şirketlerimizin şöyle kaygıları var. Müşteri bilgilerinin rakiplerinin eline geçmemesi, kendi müşterileri arasında farklı fiyat politikaları olabilir. Onların eline geçmemesi açısından bir çekinceleri var. Bir şekilde satıcıyla alıcıyı gizleyerek, miktar ve fiyat üzerinden bir endeks yakalayabilirsek, bunu da yayınlarız. Nitekim Türkiye’de bu iş sağlıklı olmadığı için bu yönde birkaç tane endeks yayınlayan gruplar var, bunlar da yurt dışından destek alıyor. Bu da piyasanın en büyük açıklarından birisidir. Üzerinde durmamız gereken konulardan birisi olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

 

Gas&Power Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya

 

“KAMUNUN REFLEKSLERİ ÖZEL SEKTÖR KADAR HIZLI DEĞİL”

 

Sektörün dinamik bir sektör olduğunu kaydeden Fatih Dönmez, “Bir taraftan yatırımlar var. Yatırımları bitenlerin işletme dönemi ticari koşullardaki zorlukları rekabet ve diğer hukuki düzenlemeler var. Düzenlenmiş piyasalarda bunlar işin doğası gereği olması gerekiyor. Özel sektör nasıl bazı şeyleri yaşayarak deneyimliyor, kamuda her ne kadar önceden öngörüp bazı tedbirler almaya çalışsak da öngörülerimizin dışındaki gelişmeler yaşadığımızda, anında reaksiyon verip, tedbir almaya çalışıyoruz. Kamunun refleksleri yapısı gereği özel sektörünki kadar hızlı olmayabilir. STK’lar sektörün konsolide sorunlarını bazen bizlerle paylaşıyor. Bizde hazırlık yapıyoruz ve alınması gereken tedbirler varsa bunları alıyoruz. Rekabeti öldürmek istemiyoruz, aşırı rekabetin getirdiği sonuçlarda da kamuyu suçlayıcı bir pozisyona sokmak haksızlık olur. Bu bir denge unsurudur. Biz bu piyasadaki hiçbir yatırımcının zarar etmesini arzu etmiyoruz. Sektörde fahiş karlar da yok. Bunu da herkes görüp, biliyor. Burada bu durumu değiştirecek unsurlardan birisinin de verimlilik olduğunu düşünüyorum. Kaynakları verimli kullanmak zorundayız. Teknolojiyi etkin kullanıp, daha fazla yatırım yapmak zorundayız” dedi.

 

‘GAZ TİCARET PLATFORMU ÖNÜMÜZDEKİ YIL DEVREYE ALINACAK’

 

BOTAŞ’ın ayrıştırılması prensibinin öteden beri yasada var olduğunu kaydeden Dönmez, bunun hayata geçmediğini, geçmeme nedenlerinin başında da BOTAŞ’ın altyapı yatırımlarını henüz tamamlayamaması olduğunu belirtti. Dönmez sözlerini şöyle sürdürdü; “Depolamada yeni giriş noktalarının oluşturulması, ŞİD’den kaynaklanan bir takım sorunlar, doğal gaz ticaret platformunun oluşturulamaması gibi durumla karşı karşıyaydık. Bunları büyük oranda tamamlıyoruz. Giriş kapasiteleri konusunda ciddi atılımlar yaptık. FSRU’muz devreye girdi. Özel sektöre ait LNG santrallerinin send out kapasitesi arttırıldı. Bir taraftan Ereğli’de BOTAŞ’ın bu yılsonuna yetiştirmeye çalıştığı bir giriş kapasitesi artışı söz konusu olacak. Tuz Gölü’ne bu Ocak’ta ilk gazı basmaya başladık. Faz 1’i inşallah bu sene kullanmış olacağız. Bunlarla birlikte BOTAŞ’ın iletim kısmında öngördüğümüz projeleri büyük oranda hayata geçirdiğimizi söyleyebilirim. Aksayan tarafımız, doğal gaz ticaret platformunun olmamasıdır. Doğal Gaz Ticaret Platformunun alacağı pozisyona dair EPİAŞ çalışmalarını yapıyor. Büyük ihtimalle önümüzdeki yıl onu da devreye alacağız. Dolayısıyla, piyasa biraz serbestleşmiş olacak”

 

BOTAŞ’ın elindeki kontrat yapısından da bahseden Dönmez, “Hepsini devretmiş olsak ne olur? Gerçekten bir rekabet sağlanır mı? Azerbaycan, İran ve Rusya olmak üzere 3 ülkeden şu anda kontratımız var ve doğal gaz alıyoruz. İthalatçıyla lisans sayısı aşağı yukarı 8-10’a ulaştı. 10 milyar metreküp ithalat yapan serbest ithalatçımız var. Bir kontratı 10 parçaya bölseniz, elinizde ithalatçılar olsa, 100 tane toptancı olsa gazın geliş fiyatı aynı olduğu müddetçe içeride gerçek bir rekabet oluşacağını söylemek biraz hayalciliktir. Bizim amacımız tam rekabetin olması ve gerekirse BOTAŞ’ın da burada yasal sınırları içerisine çekilmesidir. Bunu sağlamanın yolu da yeni kaynaklardan Türkiye’ye doğal gazı getirmektir. Bildiğiniz gibi Doğu Akdeniz gazıyla ilgili görüşmeler devam ediyor. Irak’ta bir gaz potansiyeli var.

 

BOTAŞ sınır hattına kadar boru hattını çekti. Türk Akımıyla birlikte Rusya’dan daha güvenli bir doğal gaz girişi sağlamış olacağız. Bu kaynak çeşitliliğinin sağlanmasıyla birlikte FSRU’lar, LNG’ler kısmen rekabet halinde zaten. En azından tedarikçiye uzun vadeli bir bağımlılığımız söz konusu değil. Bunlar gerçekleştiğinde gazın, gazla rekabetini sağlamış olacağız. Bu durumda BOTAŞ’ta doğal olarak rekabet etmek zorunda kalacak. Bugün için biz bütün kontratları devretmiş olsak da bu kopyala yapıştır kontratlarla rekabet oluşturma imkanımız yok” diye konuştu.

 

‘TETAŞ DAHA ŞEFFAF HAREKET EDİYOR’

 

Şeffaflık konusuna da değinen Dönmez, “Şeffaflık sorunu sadece kamuda değil, özel sektörde de var. Bizim tarafta da var. Hem BOTAŞ tarafında, hem de TETAŞ tarafında bir takım kaygılar var. Çünkü devletin öteden beri genel bir takım alışkanlıkları var. Devletin ilgili kurumları oturur, hiyerarşik yapı içerisinde karar verilip, uygulamaya geçer. Bizim kendi tarafımızı olgunlaştırmamız gerekiyor. TETAŞ düne göre daha akılcı ve şeffaf hareket ediyor. Geçtiğimiz yıl Ocak-Şubat itibarıyla başlattığımız bir uygulama var. Daha uygun kaynaklardan elektrik bulma imkanı varsa, onlardan elektrik alabilirsiniz. Biz geçen sene buna başladık. EÜAŞ’la TETAŞ’ın ikili anlaşması var. Onlar da masaya oturuyorlar. Talebe göre esnek üretim kabiliyetlerini birlikte müzakere edip, optimizasyon yapmaya çalışıyorlar. Gereksiz yere fiyatın düşük olduğu saatlerde EÜAŞ sudan elektrik üretmesin, mümkün olduğu kadar söylesin. Termik santrallerin yapısı gereği esnek üretim kabiliyetleri sınırlı, orada başka bir model geliştirmemiz gerekiyor. TETAŞ en azından şunu yapabiliyor. Kontratlarına mümkün olduğu kadar sabit kalarak, fiyat avantajı yakaladıkça hem alış yönünde hem de satış yönünde bir trading yapmaya çalışıyor. Bu kabiliyeti kazanması biraz da piyasayla olan ticaretine ve ilişkisine bağlı olacak. Elinde 15-20 yıllık devam eden bir Yap-İşlet-Devretler var. Kontratlar esnekliğe ne kadar uygunsa ona göre pozisyon almak zorunda. Bu zorlukları bilmemizde fayda var. Biz her yıl, bir önceki döneme göre daha fazla şeffaf olacağını taahhüt ediyoruz. Bunun da kurumların biraz daha öz güven kazanmasına bağlı olduğunu belirtmem gerekiyor” dedi.

 

‘EKONOMİNİN GEREĞİ NEYSE ONU YAPMAMIZ GEREKİYOR’

 

Elektrik tarifesinde zam olup olmayacağı konusuna da değinen Dönmez, “TETAŞ şu anda maliyetlerini gözden geçiriyor. Maliyetleri etkileyebilecek birtakım unsurlar var. Makroekonomik göstergelerden, kendi işletme giderlerine, finansman giderleri ve kur öngörülebilirliği gibi unsur var. YEKDEM’deki üretim miktarının getireceği maliyetler, üretim miktarı ve bunun getireceği yüklerin hepsi arkadaşlarımız tarafından çalışılıyor. Çalışma ortaya çıktıktan sonra bakacağız. Ekonominin gereği neyse onu yapmamız gerekiyor. Geçtiğimiz yıl nasıl doğal gazda bir indirim yapıldı ve maliyetler düştü. Geçmişte zaman zaman artışlar da söz konusu oldu. Bunu biraz zaman gösterecek. Şu anda zam olup, olmayacak mı sorusunun bir cevabı yok” dedi. Doğal gazda fiyat artışı olup olmayacağına da değinen Dönmez, “Petrol fiyatlarını yakından takip etmemiz gerekiyor. 6-9 ay sonraya yansıması var. Bunların hepsine bakıyoruz. Şartlar gerektirirse böyle bir düzenleme yapılabilir. Kısa vadede bununla alakalı bir bütçe planımız yok” dedi.