IEA Başkanı Birol: AB, enerji güvenliğinde 3 kritik hata yaptı

IICEC tarafından düzenlenen ‘İş Dünyası ve Sürdürülebilir Enerji’ konferansında konuşan IEA Başkanı Fatih Birol AB’nin enerji güvenliği ve ekonomisi konusunda 3 tarihi hata yaptığını ifade etti.

Raşit KIRKAĞAÇ / İstanbul

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin düzenlediği ‘İş Dünyası ve Sürdürülebilir Enerji’ temalı IICEC konferansında Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, uluslararası enerji yasalarının gelecek görünümü hakkında bilgiler verdi. Konuşmasında AB’nin tarihi hatası üzerinde duran Birol, üye ülkelerin enerji güvenliği ve ekonomisi bakımından zor bir süreç yürüttüğünü ifade etti.

PETROLDE CİDDİ BİR ÜRETİM BEKLİYORUZ

Konuşmasına piyasaların geleceğinden bahsederek başlayan Birol:

“ABD, Kanada, Brezilya ve Guyana’da önümüzdeki dönemde ciddi petrol üretimi olacak. Bununla birlikte birçok ülkede yeni santraller devreye girecek. Bunlar konvansiyonel nükleer santraller. Doğal gaz piyasalarından bahsedersek, savaştan önce doğal gaz fiyatları 5 dolar civarındaydı. Savaş sırasında 40 dolara geldi ama şuan 10 dolar civarında. Bu fiyatlama makul bir seviyede. 2025-2026 yıllarından itibaren ciddi LNG arzı piyasaya girecek. ABD ve Katar’dan gelen ciddi bir piyasa arzı var. Bu bize artık alıcıların ellerinin güçlü olduğu piyasaya geçtiğimizi gösteriyor. Fiyatlarda aşağıya doğru bir baskı olacağını düşünüyoruz. 2025-26-27’de piyasaya arz edilecek doğal gaz miktarı geçmiş 30 senede piyasaya arz edilen miktarın sadece yarısı kadar olacak. Kömürden bahsedersek, kömür artık kaybolma trendinde. Buna iklim değişikliğinden ziyade hava kirliliği sebep oluyor. Çin ve Hindistan yeni tesisler kuruyor ama burada süreç yavaş işliyor” dedi.

YENİLENEBİLİR ENERJİDE ÇİN ÖNDE

Parlayan yıldızın yenilenebilir enerji olduğunu ifade eden Birol konuşmasına şöyle devam etti:

“2023’te dünyada devreye giren bütün elektrik santrallerinin yüzde 80’i yenilenebilir enerji. Bununda en büyük payı güneş enerjisinde. Burada da yine zirvede Çin’i görüyoruz. Geçen yıl 510 GW devreye girdi ve Çin çok büyük bir rol oynadı. Bu güzel haber ama bir de kötü haber var. Elektrik sektöründeki en büyük sıkıntı şebekelerde. 500 GW devreye bağlandı ama 1.500 GW hazır yenilenebilir enerji projesi, şebeke kapasitesi olmadığı için bekliyor. Bu konuda akut sorunların olduğu yerler: Avrupa, ABD, Çin ve Japonya olarak öne çıkıyor.”

“NÜKLEER GERİ DÖNÜYOR”

Nükleer enerjide payı azaltmayı düşünen ülkelerin nükleer kuruluma geri döndüğünün altını çizen Fatih Birol:

“Nükleer bugün itibarıyla şunu söyleyebilirim geri dönüyor. Nükleer payı azaltacağım diyen ülkeler geri dönüyor. Japonya, Kore ve İsveç gibi ülkeler mevcut santralleri en yüksek seviyeye getirmek için çalışıyor. Birçok ülkede yeni santraller devreye girecek. Bunlar konvansiyonel nükleer santraller 2025-26 yılında dünya nükleer elektrik üretiminin şimdiye kadar en yüksek seviyeye çıkacağını öngörüyoruz. Bunun nedeni enerji güvenliği. Özellikle Avrupa’daki devletlerin fikirlerini değiştirmesinin sebebi savaş ortamında kendi elektriğini üretme isteği. İkincisi de nükleerin emisyon avantajı. Biz 2023 yılında dünyada karbon emisyon büyümesinin yavaşladığını görüyoruz. ABD, Kanada, Japonya gibi ülkelerin emisyon seviyeleri 1970 seviyelerine düştü. Emisyon büyümesinin hala gelişmekte olan ülkelerden geliyor” diye konuştu.

“AB ENERJİ GÜVENLİĞİNDE ZOR DURUMDA”

AB’nin ekonomik olarak önemli bir eşiğe geldiğini ifade eden Birol, AB’nin enerji güvenliği açısından oldukça zor durumda olduğunu söyledi. Birol konuşmasına şöyle devam etti:

“AB ekonomik olarak önemli bir eşiğe geldi. Türkiye için de önemli ticari partner. AB enerji güvenliği ve ekonomi açısından baktığımızda oldukça zor bir durumda. Burada da 3 adet tarihi hata yapıldı. Birinci hata: bir ülkeye enerji açısından çok fazla bağımlı olmak büyük hata. Bu ülke Rusya’ydı. AB, gazın yüzde 75’ini ve petrolün yüzde 60’ını Rusya’dan alıyordu. AB sanayi modeli ucuz Rus enerjisine bağımlıydı.

İkinci hata: 25 yıl önce nükleerin AB’de elektrik üretimindeki payı yüzde 30’du ve bu kaynağa ideolojik nedenlerle sırtını döndü ve şuan yüzde 15’lerde. Bu AB’nin elini baya zayıflattı. Bu özellikle bazı politikacıların fikir değiştirmesiyle oldu.

Üçüncü stratejik hata: Çin güneş teknolojileri tek başına domine ediyor. Panellerin yüzde 85’inin imal edildiği yer Çin. Panel imalatına ilk başlayan birlik 25 yıl önce Avrupa Birliği’ydi fakat 5-6 yıl önce önce bu görevi Çin aldı. Temiz enerji teknolojisini geliştirmek bir maraton koşmak gibidir ve siz altın madalyayı almak istiyorsanız 42 km’yi koşmak zorundasınız. Avrupa ilk 10 km’yi önde koştu ama daha sonra bıraktı ve Çin bunu devraldı. Kimse ilk 10 km’yi koşanı hatırlamaz.”