‘Her türlü bilgi birikimimizle, sektörün ihtiyaç duyduğu çözümleri üretmeye devam edeceğiz’

‘Her türlü bilgi birikimimizle, sektörün ihtiyaç duyduğu çözümleri üretmeye devam edeceğiz’

TEKSER’in Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Fincan, şirketin faaliyetlerini ve akaryakıt sektörünün günümüzdeki sorunlarını Enerji Petrol Gaz’a değerlendirdi.

1996 yılında Yönetim Kurulu Başkanı Ata Altun tarafından akaryakıt istasyonlarına teknik hizmet ve destek vermek için kurulan TEKSER geride bıraktığı 26 yıl boyunca faaliyet alanını her geçen gün artırarak, bugün itibariyle tüm Türkiye’de 30’dan fazla bayiisi ve Gürcistan, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kuzey Irak ve K.K.T.C olmak üzere yurtdışında bulunan alt distribütörlükleriyle akaryakıt, LPG ve CNG istasyon kurulumu, ekipman tedariki ve satış sonrası teknik destek sağlıyor. Bu kapsamda TEKSER Akaryakıt Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Fincan şirketin faliyet alanlarını, ürünlerini ve akaryakıt sektörünün gidişatını gazetemize değerlendirdi.

“TÜRKİYE ÇAPINDA YAKLAŞIK 32 BAYİMİZLE SATIŞ VE SATIŞ SONRASI TEKNİK HİZMETLERİMİZİ YÜRÜTÜYORUZ”

TEKSER’in faaliyet alanlarından ve ürünlerinden bahseder misiniz?

TEKSER yıllara dayalı bilgi birikimi ve tecrübeye sahip Kurucu Başkanımız rahmetli Ata Altun tarafından 1996 yılında kurulmuştur. Akaryakıt piyasasında özellikle akaryakıt istasyonlarına teknik servis hizmeti vermek üzere kurulan bir firma olup, ismi de buradan geliyor; teknik servisin kısaltması olan TEKSER. Yıllar itibariyle büyük akaryakıt dağıtım firmaları, uluslararası firmalarla başlayan bakım, onarım, servis faaliyetleri sonrasında ürün tedariğine dönüşüyor. Çünkü artık servis alınan yerden ürün de tedarik ediliyor. Bugün itibariyle yaklaşık 27 yılını doldurmuş olmaktadır. Bu süreç içerisinde A’dan Z’ye bir akaryakıt istasyonunun ihtiyaç duyacağı bütün hizmetler bünyemizde bulunmaktadır. Anahtar teslim bir istasyonun kurulmasında önemli olan tank, tesisat; pompa, aydınlatma, araç yıkama sistemleri gibi aklınıza gelecek bütün ekipmanlar şu anda TEKSER bünyesinde bulunmaktadır. Ana iş kollarımız arasında olmayan otomasyon ve kurumsal kimlik haricindeki her türlü ekipmanı temin edebilmekteyiz. Bu konularda dönem dönem çalıştığımız çözüm ortaklarımız da var. Akaryakıt pompası uzun yıllardır olduğu gibi yine pilot ürünümüz olmaya devam ediyor. Bunun yanında altyapı tesisatı, tank seviye ölçüm ve otomasyon sistemleri, kaçak algılama sistemleri, istasyonlara yönelik led aydınlatma çözümleri, araç yıkama sistemleri ve bunun yanında birçok yedek parça faaliyet alanımızdadır.

Özellikle son dönemde yurtdışı pazarlarda ciddi anlamda faaliyet alanı ve piyasası olan tank temizleme makineleri ve yine alternatif yakıtlardan olan CNG yani sıkılaştırılmış doğal gaz piyasasında en çok aktivitesi olan Türk firmalardan biriyiz. Türkiye’nin şu anda halihazırda en yüksek kapasiteli CNG dolum istasyonu yapan firmayız. Yine Türkiye’nin ilk yerli CNG kompresör montajını, ilk yerli doğal gaz kurutucu ünitesinin montajını tamamlamış ve ihracatını yapan da TEKSER’dir. Bu çerçevede TEKSER bugün itibariyle akaryakıt ve enerji piyasasında, özellikle perakende kısmında depolama, iletim ve dolum noktalarında birçok alternatif enerji ve yakıt türünde faaliyet gösteren bir firmadır. Türkiye çapında yaklaşık 32 bayimizle satış ve satış sonrası teknik hizmetlerimizi yürütüyoruz. Çağrı merkezimiz (0850 711 01 01) üzerinden 7/24 hizmet veriyoruz.

Bunun yanında yurtdışı aktivitelerimiz var. Özellikle son dönemde ağırlık verdiğimiz Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu, Afrika’dan başlayan ve son olarak da Uzak Doğu’da devam eden akaryakıt ve CNG başta olmak üzere hizmetlerimiz devam ediyor.

TEKSER kuruluşundan sonra gelinen noktada ne salt bir ekipmancı, ne salt bir müteahhit, ne salt bir üretici, ne salt bir servis firmasıdır. Aslında TEKSER bunların hepsidir. Çünkü bünyemizde bulunan inşaat mühendisinden elektrik-elektronik mühendisine, makine mühendisinden çevre mühendisine kadar A’dan Z’ye çözüm sunan bir firmayız. Bu çerçevede yapım da taahhüt de işin içindedir. Hatta ikinci el ürünlerin revizyon faaliyetleri dahil olmak üzere ithal ekipmanların da temsilciliği var. Yerli ekipman olarak da üretici olduğumuz bazı ekipman çeşitleri mevcut; başta akaryakıt pompası olmak üzere, istasyonlarda kullanılan güvenlik ekipmanları, Türkiye’de ilk hava-su saati üreten firmalardan birisi olarak tabi ki hava-su ünitesi bizim ana ürünlerimizden. İthal ekipmanlarımızı da özellikle araç yıkama sistemleri, altyapı tesisatı, seviye ölçüm sistemleri ve kaçak algılama sistemlerini başlıca ana ürün gamımız olarak değerlendirebiliriz.

2023 TEKSER için nasıl geçti?

‘İTHAL EKİPMANLARIN TÜRKİYE PAZARINDA VAR OLMA İHTİMALİ HER GEÇEN GÜN AZALIYOR’

2023’ü değerlendirirken genel ekonomik konjonktüre bakmak gerekir; dünya çapında son 3-4 yıl içerisinde gündem olan konular; pandemi ve sonrasında kırılan tedarik zincirleri, ortaya çıkan enflasyonist ortam, son dönemde yaşanan savaş ortamı genel ekonomik konjonktürü etkileyen etmenler arasındadır. Bu enflasyonist ortam içerisinde günümüzde dünya çapında en önemli sorunlardan biri fiyatlamadır. Çünkü neyi, hangi vadede, nasıl fiyatlayacağımızı bilemez hale geldik. Ciddi anlamda iç ve dış piyasada enflasyonist bir ortam mevcut. Yıllardır biz birçok noktada ithal ekipman temsilcisi olarak döviz bazında enflasyonu bilmezdik, çok sembolik artışlar olurdu ama gelinen nokta son 2-3 yılda artık döviz bazında dahi iki basamaklı fiyat artışlarını görür hale geldik. En acıklı kısmı buna alışıyor olmamız. Türkiye’nin bu anlamda bir dezavantajı var; TL kurdan dolayı ciddi anlamda değer kaybetmiş durumda. Dolayısıyla ithal ekipmanların Türkiye pazarında var olma ihtimali her geçen gün azalıyor. Tabii bu yeni başlayan bir süreç de değildi, yaklaşık 7-8 yıldır gündemimizde olan bir konuydu. Çünkü hem devlet politikası olarak hem de Türkiye’nin gidişatı olarak ithal ekipmanların piyasada her geçen gün daha az var olacağını öngörmüştük. Biz de bu çerçevede özellikle yerli pompa noktasında çalışmalarımıza çok önceden başlamıştık. Yıllar itibariyle ana yatırımımız olan yerli pompa olmak üzere, diğer ekipmanların da yerli üretiminden yaptığımız yatırımlar özellikle 2023 yılında meyvelerini vermeye başladı. Bunun yanında özellikle ihracata yaptığımız ekstra yatırımlar; pazar geliştirme, pazar araştırma, yeni pazarların yanında yeni müşteriler ile ilgili yaptığımız araştırma-geliştirme çalışmaları neticesinde 2023 yılını ihracat anlamında çok iyi geçirdik. Yani 2023 verilerini dikkate aldığımızda TEKSER’in toplam cirosunun yarisindan da fazla ki bu TEKSER tarihinde hiç olmamış bir orandı. Bu da dediğim gibi son yıllarda yaptığımız hem yerli üretim çalışmaları hem de ihracata yönelik pazar araştırmalarımızın sonucudur. 2023 yılında ihracat rakamlarımızı arttıran özellikle pompa, altyapı, tank temizleme makinesi, pompa revizyon faaliyetleri gibi ana iş kollarımız oldu. Bunun yanında araç yıkama sistemlerinde özellikle Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu’da bu alanda ciddi pazarlar keşfettik ve buralarda iyi ilişkiler kurduk. İhracat rakamlarımızın toplam ciro içerisindeki payının bu kadar hatırı sayılır noktaya gelmesinin sebeplerinden biri de budur.

“ALTERNATİF YAKITLARLA İLGİLİ ÇALIŞMALARA UZAK DEĞİLİZ”

Alternatif yakıtlar konusunda sektörün nasıl bir konuma evrileceğini düşünüyorsunuz? Siz şirket olarak bu konuda nasıl bir pozisyon aldınız?

TEKSER kuruluşundan itibaren aslında alternatif yakıtlarla ilgili ciddi anlamda vizyon ve misyona sahip, bununla ilgili aktiviteler ve aksiyonlar almış bir firmayız. Şöyle ki; 1996’da kurulduktan sonra 2002 yılında da TEKSERGAZ firmamızı kurmuştuk. Yani daha Türkiye’de LPG ve CNG piyasası yeni kurulmaya başlarken biz TEKSERGAZ firmamızı kurarak hem LPG alanında hem de CNG alanında ekipman tedarik eder noktadaydık. Ayrıca Türkiye’nin ilk CNG istasyonlarını kuran firmalardan biriyiz. Yani alternatif yakıtlarla ilgili çalışmalara aslında uzak değiliz. Şu anda en popüler alternatif yakıt elektrik. Bununla ilgili olarak da tabii ki zamanında gerekli aksiyonlar aldık ama biraz bu noktada ‘bekle ve gör’ü tercih ettik. Çünkü özellikle yaklaşık 7-8 yıldır konuşulan elektrik, son 2-3 yıldır ciddi anlamda gündeme gelmiş durumda. Hem Türkiye’nin elektrikli otomobil üretimi hem devletin konuya el atması hem de ciddi anlamda teşviklerin ortaya çıkması bu hızı etkiledi. Son dönemde özellikle elektrik dağıtım lisansı, elektrikli şarj istasyonları ile ilgili lisansların çıkmasıyla birçok grup, hatta büyük holdinglerden, konuyla hiç alakası olmayan bireysel yatırımcılara kadar birçok girişim oldu. Her yeni girişimde, yeni yasal düzenlemelerde ya da yeni ürünlerde olduğu gibi ilk önce çok rağbet olacaktır ama sonrasında mutlaka bir sadeleşmeye geçiş süreci de olacaktır. Hem teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesini hem de yasal düzenlemelerin tam anlamıyla oturmadığını dikkate aldığınızda biz bu alanda işi kontrollü olmak açısından biraz daha yavaş ele almaya başladık. Özellikle donanım ve yazılım noktasında teknoloji sahibi firmalarla iş birliği için çalışmalarımız oluyor.

Yani dünyayı iyi takip etmek lazım. Bugün biz elektrikli şarj ünitelerini konuşuyorken Avrupa çoktan hidrojene geçiş yaptı. Bir de tabii baktığınızda olay bu kadar basit değil, elektrikti, hidrojendi dünyada ciddi bir denklem değişimi söz konusu. Yani son 100-120 yıla baktığınızda tamamen petrol ve doğal gaz bazlı bir ekosistemden, farklı bir ekosisteme geçiş var. Dünyada her denklem geçişinde ciddi kırılmalar, sarsıntılar olur ve bu noktada da farklı güç merkezleri kendilerine yönelik ekosistemi çevirmek için ciddi mücadeleler verir. Alternatif ürünlerin ve sistemlerin olacağı, belirli güç odaklarının kendi çözümlerini daha çok ön plana çıkarmak için mücadele edeceği dönem olacaktır. Nihayetinde alternatif yakıtlar ciddi anlamda ön plana çıkacak. Bizim de TEKSER olarak bugüne kadar olduğu gibi her zaman müşterimiz ne isterse o çözümü bulundurma felsefesi kaynaklı alternatif yakıtlarla ilgili çözümlerimiz mutlaka olacaktır.

‘KAR MARJI AZALDIKÇA İSTASYONLARA YAPILAN YATIRIMLAR HER GEÇEN GÜN AZALIYOR’

Peki TEKSER 2024 için planlamalarını nasıl yaptı, 2024’te neleri öngörüyorsunuz?

Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde sektörün geleceğini belirleyen birkaç önemli nokta var. En başında akaryakıt sektöründeki daralan kar marjları var. Gerek istasyoncu gerekse akaryakıt dağıtım firması boyutunda, hem artan enerji maliyetleri hem personel maliyetleri hem de regülasyonlardan kaynaklı ciddi anlamda bir kar daralması var. Bu doğal olarak bize de birebir etki ediyor. Çünkü istasyonlara yapılan yatırımlar her geçen gün ister istemez azalıyor. Bunun yanında alternatif yakıtlarla ilgili ortaya çıkan bazı gerçeklikler var. Sattığınız ürünler ekonomik ömürlerini yavaş yavaş doldurmuş ve pazar doymuş oluyor. Yani alternatif yakıtlarla ilgili yeni hizmetler ve ürünler piyasaya sürmek durumundasınız. Türkiye ithalatçı bir ülke olmaktan çıkmak zorunda, bunu artık kabul edip ihracata yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde akaryakıt piyasası için ekonomik olarak hem genel konjonktür hem de özel olarak konuşmak gerekirse sektörün gidişatını belirleyecek olan gelişmeler bunlar olacaktır.

Son birkaç yılda çevre kanunları, buhar geri dönüşüm sistemleri, bunun yanında EPDK’nın yeni regülasyonlarından ulusal taşıt tanıma sistemi gündeme gelmiştir. Tabi getirilen bütün bu yeni regülasyonlar aslına bakarsanız uzun vadede sektörün kar marjının daralmasına etki ediyor, kısa vadede de ciddi yatırımlar gerektiren çalışmalar bunlar. Mesele regülasyonu koymak değil, uygulamak, uyguladıktan sonra denetimini yapmak. Zamanında çıkan birçok regülasyon ne kadar gerçeklikte uygulandı ya da ne kadar sahici denetimler yapılıyor? Bir kuralı koyarsınız ama piyasa gerçekliğinde bu uygun mudur? Sizin pazarınız ya da gerçekliğiniz buna müsait mi? Bunlara da bakmak lazım. Bundan yaklaşık 7-8 yıl önce Çevre Kanunları; toprak-kirlilik analizleri, bunların Çevre Bakanlığı’na raporlanması gibi ciddi kanunlar çıktı. Lakin kaç tane istasyon denetlendi ya da bununla ilgili ne kadar çalışma yapıldı? Biz bir kanun çıkarken arkasındaki felsefeyi kaçırıyoruz, yani bu ekosistemi tamamlamadıktan sonra parça parça yapmanın hiçbir anlamı yok. Rafineriden itibaren dolum testleri, dolum tesislerinden sonra araç dolum noktasına, yani başından sonuna kadar bir sistem içerisindeki buharı geri dönüştürmedikten sonra parça parça yapmanın çok bir anlamı yok. Açık konuşmak gerekirse burada gerek siyasi anlamda gerekse ekonomik anlamda öncelikler devreye giriyor.

“SEKTÖRÜMÜZÜN EN BÜYÜK SIKINTILARINDAN BİRİ NİTELİKLİ ÇALIŞAN BULMAK”

Son olarak neler eklemek istersiniz?

TEKSER bu sektörün en eski firmalarından biri. 1996 yılından bu yana kesintisiz bir şekilde A’dan Z’ye anahtar teslim çözüm sunuyoruz. Bu misyonumuz inşallah uzun yıllar daha devam edecektir. Bu anlamda hem pazar hem ürün çeşitlemesi olarak ciddi çalışmalarımız var. Ayrıca personelimize eğitim desteği de veriyoruz. Malumunuz sektörümüzün en büyük sıkıntılarından biri nitelikli çalışan bulmak. Günümüzde hala akaryakıt istasyonu mühendisliği, akaryakıt istasyonu teknisyenliği diye bir meslek dalı ya da bir eğitim dalı yok ve en büyük dezavantajlarımızdan biri de multidisiplin çalışmamız. Yani baktığınızda bugün bir akaryakıt istasyonunda, inşaat mühendisinden elektrik elektronik mühendisine kadar çok geniş meslek grupları işin içinde. Yazılım, otomasyon, makine mühendisliği, çevre mühendisliği gibi ciddi bilgi birikimi gerektiren ve ciddi insan kalitesi gerektiren bir sektör. Fakat sıkıntımız bu kadar kaliteli ve riskli sektörü yaşatacak kar marjı maalesef yok. Bu kar marjı yokluğundan kaynaklı olarak da yatırım grupları insan kaynağından ve kalitesinden kısmaya çalışıyor. Bence sektörün önündeki tehlikelerden biri bu. Bu şirketin en önemli karar mercii olarak da benim kendi payıma düşen bu noktadaki görev de şu; global pazarı okumak, Türkiye’nin mevcut şartlarındaki enerji piyasasını iyi okumak ve bu noktada gerekli aksiyonları almak. Bizim bu anlamda hem enerjimiz hem de motivasyonumuz hat safhada. Güzel bir ekibimiz var. Kurulduğundan bu yana aile havasındaki ortamız hala devam ediyor. Biz her türlü bilgi birikimimizle, sektörün ihtiyaç duyduğu çözümleri üretmeye devam edeceğiz.