“Dönüşüm altyapıyla değil, insanla başlar”

Otomotiv Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Doğan, 17. Petroleum Istanbul Fuarı kapsamında gerçekleştirdiği “İstasyonlarda İnsan Kaynağı Dönüşümü” başlıklı özel sunumunda, akaryakıt istasyonlarının çoklu enerji sunan merkezlere evrildiği bu dönemde, istasyon çalışanlarının da yeni teknolojilere hızla adapte edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Doğan, “Bugün istasyonlarımızda görev yapan 100.000 ila 160.000 çalışan, yalnızca yakıt dolumuyla sınırlı kalmayacak; elektrikli araç şarj sistemleri, batarya güvenliği, dijital destek uygulamaları gibi konularda da yetkin hale gelmek zorunda” dedi.

“Dönüşüm altyapıyla değil, insanla başlar”
Petroturk | Enerji Haberleri
  • Yayınlanma21 Mayıs 2025 10:24

Otomotiv Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Doğan, 17. Petroleum Istanbul Fuarı kapsamında gerçekleştirdiği “İstasyonlarda İnsan Kaynağı Dönüşümü” başlıklı özel sunumunda, akaryakıt istasyonlarının çoklu enerji sunan merkezlere evrildiği bu dönemde, istasyon çalışanlarının da yeni teknolojilere hızla adapte edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Doğan, “Bugün istasyonlarımızda görev yapan 100.000 ila 160.000 çalışan, yalnızca yakıt dolumuyla sınırlı kalmayacak; elektrikli araç şarj sistemleri, batarya güvenliği, dijital destek uygulamaları gibi konularda da yetkin hale gelmek zorunda” dedi.


Elektrikli araçların, hibrit ve alternatif yakıtlı araçların hızla yaygınlaşmasıyla birlikte petrol istasyonlarının iş yapış biçimleri ve insan kaynağı ihtiyaçları köklü bir değişime uğruyor. Bu dönüşüm yalnızca teknolojik gelişmeleri değil aynı zamanda çalışanların becerilerinin yeniden değerlendirilmesini, personel unvanlarının ve iş yapma şekillerinin yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılıyor.

Otomotiv sektöründe ciddi bir dönüşüm yaşanıyor ve bu dönüşümün hem hizmet sağlayıcılar hem de son kullanıcılar olarak hepimiz bir parçasıyız. Küresel elektrikli araç satışları 10 milyonu aşmış durumda. Türkiye’de ise bu oran yüzde 7-8 bandına ulaştı ve 2025 yılı sonunda yüzde 10’ları zorlayacağı öngörülüyor. Artık birçok kişi, benzinli araç almak konusunda tereddüt yaşıyor. Avrupa Birliği, 2035 itibarıyla benzinli ve dizel araç satışlarını yasaklamayı planlıyor. Bu gelişmeler, yalnızca araç pazarını değil, tüm otomotiv ekosistemini dönüştürüyor. Türkiye’de yaklaşık 13.000 civarında petrol istasyonu bulunuyor. Bu istasyonlar 24 saat, 3 vardiya şeklinde çalıştığı için her bir istasyonda 8 ila 12 kişilik bir istihdam söz konusu. Bu da toplamda, yaklaşık 100 bin ila 160 bin kişinin sadece bu sektörde, yani akaryakıt istasyonlarında istihdam edildiği anlamına geliyor. Bu çalışanlar yakıt dolumu, market işletimi, araç yıkama gibi hizmetlerde görev alıyor. Bu görevleri alt alta koyduğumuzda, istasyonlardaki mesleklerin de nitelik açısından dönüşüme uğramaya başladığını görüyoruz. Özellikle benzin istasyonlarında self-servis sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte, personelin yalnızca mevcut görevinde değil, farklı alanlarda da hizmet verebilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Yani istasyon çalışanlarının yetkinliklerinin artırılması ve müşteri memnuniyetine daha fazla katkı sağlamaları bekleniyor.

“YAKIT DOLUM PERSONELİ SAYISINDA AZALMA YAŞANACAK”

Elektrikli araç şarj istasyonu işletmeciliği, hepimiz için yeni bir alan. Örneğin, İstanbul’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrası istasyonlarda beş dakikada bir dolum yapıldığını varsayarsak, neredeyse her pompa başında yoğunluk yaşanıyordu. İnsanlar depolarını doldurup yola devam etme telaşındaydı. Oysa şarj istasyonlarında ana mantık şu: Gel, konakla, şarjını yap, dinlen ve yoluna devam et. Bu, süper şarj veya batarya değişim sistemleri dışında genelde daha yavaş ama planlı bir süreçtir. Afet dönemleri gibi istisnai durumları bir kenara bırakırsak, şarj istasyonu işletmeciliği, petrol istasyonu işletmeciliğinin doğal bir devamı niteliğinde bir yerleşkeye dönüşmektedir. Ancak burada personelin beceri ihtiyacı da değişiyor. Yakıt dolum personeli sayısında azalma yaşanacak. Bu, 100.000–150.000 kişilik mevcut istihdamın yaklaşık yüzde 40’ının işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olması demek. Bu noktada ya bu çalışanları dönüştürüp başka alanlarda değerlendireceğiz ya da onlar yeni meslekler edinmek zorunda kalacaklar. Bu nedenle, market ve diğer hizmet alanlarına olan yönelim artacak. Çünkü istasyonlardan beklentiler de değişiyor. Teknik destek ihtiyacı artacak.

“YENİ UZMANLIKLARA İHTİYAÇ VAR”

Elektrikli, hibrit ve alternatif yakıtlı araçlar hayatımıza daha çok girdikçe, kullanıcıların daha fazla teknik bilgiye ihtiyacı olacak. Bu soruların muhatabı da istasyonlardaki personeller olacak. Dolayısıyla, bu personellerin yeni teknolojilere dair bilgi sahibi olmaları, son kullanıcıya doğru bilgi aktarabilecek yeterliliğe kavuşmaları gerekiyor. Bu dönüşüm sürecinde, çalışanların da hızlı bir şekilde eğitilmesi ve yetkinliklerinin artırılması büyük önem taşıyor.

Şarj istasyonu işletmeciliği, yeni bir uzmanlık alanı olarak karşımıza çıkıyor. Bu yeni hizmet modelinde “batarya güvenliği uzmanı”, “enerji sistemleri operatörü”, “dijital uygulama destek personeli” ve “EV şarj istasyonu bakım/teknik personeli” gibi meslek gruplarına ihtiyaç duyulacak. Ayrıca çalışanların dijital uygulamalarla ilgili bilgi sahibi olması, teknik destek sunabilmesi, kullanıcıya rehberlik edebilmesi önem kazanacak. Bu da mevcut personelin eğitilmesini ve yeni pozisyonlar tanımlanmasını zorunlu kılıyor.

Enerji üretimi açısından da dönüşüm yaşanıyor. İstasyonların çatılarında GES ve RES gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla entegre edilen sistemler kurulmaya başlandı. Bu sistemlerin işletilmesi ve denetlenmesi için yeni uzmanlıklara ihtiyaç var.

Bu dönüşüm yalnızca altyapı yatırımıyla sınırlı değil, aynı zamanda insan kaynağına yapılacak yatırımla başarılabilir. Bu nedenle çalışanlara yeni roller tanımlanmalı, eğitim süreçleri planlanmalı ve mesleki yeterlilik belgeleriyle desteklenmelidir. Bu süreçte otomotiv üreticileri ve enerji firmalarıyla iş birlikleri kritik öneme sahiptir.

“DEVLET TEŞVİKLERİNİN HIZLI BİR ŞEKİLDE GÜNDEME ALINMASI GEREKİYOR”

Devlet teşviklerinin hızlı bir şekilde gündeme alınması gerekiyor. Özellikle personelin eğitimi ve istihdamı konusunda, işverene ek bir mali yük oluşturmamak ve işsizlik riskini azaltmak adına devletin hem eğitim hem de istihdama yönelik acil politikalar geliştirmesi ve uygulamaya koyması büyük önem taşıyor.

Bu fuarın çatısı altında yer alan kuruluşlar, Türkiye’nin en büyük kuruluşları arasında yer alıyor ve güçlü, takdire şayan yatırımlar yapmaya devam ediyorlar. Biz sektör dernekleri olarak, bu yatırımların hem takipçisiyiz hem de her zaman destekçisiyiz.

“GENÇ İNSAN KAYNAĞINI EĞİTMEK KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR”

Bugün sektörümüzün en büyük meselelerinden biri, dijital çağa uyum sağlayabilecek personel yetiştirmek. Bu noktada özellikle genç insan kaynağını eğitmek kritik önem taşıyor. Ancak gençlerin en çok zorlandığı konu, esnek çalışma modellerinin eksikliği. Eğer istasyonlarda bu esnek çalışma modellerini hayata geçirebilirsek, genç çalışanları sektöre kazandırabiliriz.

“PETROL İSTASYONLARI ÇOKLU ENERJİ SUNAN MERKEZLERE DÖNÜŞECEK”

Gelecekte petrol istasyonları, sadece akaryakıt sağlayan noktalar olmaktan çıkacak; çoklu enerji sunan merkezlere dönüşecek. Bu yeni yapılar, elektrik ve petrolün yanı sıra hidrojen gibi alternatif yakıtları da sunacak, hatta bugün adı bile geçmeyen yeni enerji türlerine ev sahipliği yapacak. Dolayısıyla bu noktalar artık “istasyon” değil, “enerji merkezleri” olarak anılacak. Enerji sektörü çevreci çözümlerle geleceği şekillendirmeye hazırlanıyor. Bu süreçte en çok temas edilen kişiler olarak istasyon personelinin dönüşümü en hızlı şekilde sağlanmalıdır.

“ÇALIŞANLARIN GELİŞİMİNE YAPILAN YATIRIM SEKTÖREL BAŞARIYI GARANTİLER”

Günümüzde hızla değişen otomotiv ve enerji ekosistemi, sadece altyapı yatırımlarıyla değil, insan kaynağıyla da şekillenmek zorundadır. Bu dönüşümün ilk adımı, hızla ortak çalışabilme kültürünü oluşturmaktan geçiyor. Çalışanların gelişimine yapılan yatırım sektörel başarıyı garantiler. Zira bugün, son kullanıcı bile nasıl bir araç satın alması gerektiği konusunda kararsız. Bu belirsizlik ortamında dönüşüm sürecini tetikleyecek kilit aktörlerden biri, akaryakıt ve enerji istasyonlarıdır. İstasyonlar, sadece fiziksel yapılarıyla değil, aynı zamanda personelleriyle ve sundukları hizmet modelleriyle de değişmek ve dönüşmek zorundadır. Bu noktada temel mesajımız şudur: Dönüşüm altyapıyla değil, insanla başlar. Otomotiv Mühendisliği Derneği olarak bizler, bu dönüşüm sürecinde tüm kuruluşlara destek olmaya hazırız. Gelin, geleceğin istasyonlarını birlikte inşa edelim.