Yeni Nesil Pompa ÖKC'lerin mühürleme işlemi TSE tarafından yapılacak

Bayilerin finansman sıkıntısı

Yüksek enflasyon oranlarının yanı sıra, akaryakıt fiyatlarındaki hızlı artış da bayileri olumsuz etkiliyor. Personel ve işletme giderleri sürekli artan bayiler finansman sıkıntısı da yaşıyor.

Personel ve işletme giderleri sürekli yükselen, üstelik tankerler artık çok daha yüksek fiyatlara dolduğu için finansman maliyeti de artan bayiler, bu finansmanı bulmakta da sıkıntı çekiyor. Bayilerin içinde bulunduğu durumu PÜİS Başkanı İmran Okumuş ve TABGİS Başkanı Murat Bilgin, Enerji Petrol Gaz okuyucuları için değerlendirdi.

Bayilerin kar marjı sorunu, mağduriyetleri, talep ve beklentilerini dile getiren TABGİS ve PÜİS başkanları çözüm önerilerini de belirtti. TABGİS Başkanı Murat Bilgin, ‘Türkiye’nin en büyük vergi dairesiyiz’ derken, PÜİS Başkanı İmran Okumuş; ‘Her fiyat artışında kar payı sabit olduğu için bayilerin kar payları yüzdesel olarak da sürekli düşüyor” ifadelerini kullandı.

PÜİS Başkanı İmran Okumuş:

‘BAYİLERİN FİNANSMAN İHTİYACI İÇİN ÖZEL KREDİ İMKANI SAĞLANMALIDIR’

Son zamanlarda akaryakıt fiyatlarına arka arkaya gelen zamlar nedeniyle bayilerin finansman ihtiyaçları katlanarak arttı.

Ancak bankalar bayilerin artan kredi taleplerine yanıt vermek bir yana, kredi limitlerini düşürmeye başladı.

Tarım bölgelerinde faaliyet gösteren bayilerimizin önemli bir kısmı çiftçiye vadeli yakıt veriyorlar.

Dağıtım şirketlerinin bayilere uyguladıkları vadeleri tamamen kaldırarak peşin parayla yakıt satma yoluna gitmeleri bu sorunu daha da ağırlaştırdı.

Bayilerin bu yükün altından kalkması mümkün değil.

Finansman sıkıntısı bu şiddette devam ettiği takdirde, özellikle satışı düşük olan, kırsal bölgelerde faaliyet gösteren akaryakıt bayilerinin yakıt alıp faaliyetlerini sürdürmelerine imkan olamayacaktır.

Petrol piyasası mevzuatına göre 6 ay pompadan satış yapılmadığı takdirde istasyonların lisansları sona erdirilmektedir.

Yılın 365 günü, günün 24 saati vatandaşlara hizmet veren istasyonlarımızın yarattıkları istihdam ve katma değer, özverili bir şekilde vergi tahsildarı gibi çalışarak hazineye topladığı vergiler göz önüne alınarak akaryakıt bayilerine özel kredi imkanı sağlanmalıdır.

Bu yapılmadığı takdirde bayilerimiz tefecilerin eline düşecek ve istihdam yaratan, devletin tahsildarlığını yapan, vergisini son kuruşuna kadar ödeyen akaryakıt bayileri istasyonlarını tefecilere bırakmak zorunda kalacaktır.

“ÖTV VE KDV BİRLEŞTİRİLİRSE SEKTÖRÜMÜZDEKİ VERGİ KAÇAKÇILIĞI BİTER”

Sektörümüzün en büyük sorunlarından biri akaryakıt ürünleri üzerinden yapılan vergi kaçakçılığıdır. Akaryakıt ürünlerinden alınan KDV’nin devlet hazinesine değil, fatura ticareti yapılarak birilerinin cebine girmesine yol açan bu kaçakçılık, bir yandan devletimizin vergi kaybına neden olurken, diğer yandan da sektörümüzde haksız ve yıkıcı bir rekabete yol açmaktadır.

Devletimizin vergi kaybının önlenmesi, sektörümüzde yaratılan haksız ve yıkıcı rekabetin sona erdirilmesi ve dış satışların kontrol altına alınması için KDV ve ÖTV’nin birleştirilmesi talebimizin acilen değerlendirilmesini talep ediyoruz.

‘BAYİLERİN KAR PAYLARI ACİLEN MAKTUDAN YÜZDEYE DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR’

Bayiler sabit bir rakamdan oluşan kar marjı ile başta personel maaşı olmak üzere, sürekli artan maliyetleri karşılayamıyor ve bu nedenle zarar ediyor.

Bayilerin maliyet kalemlerindeki artışlar yüzde 200’ün üzerinde gerçekleşirken, zaman zaman 2-3 kuruş seviyelerinde artan kar marjıyla bu giderleri karşılaması mümkün olamıyor. Kar zarar tablolarında hep zarar yazan bayiler bunu net olarak görüyor.

Ayrıca her fiyat artışında kar payı sabit olduğu için bayilerin kar payları yüzdesel olarak da sürekli düşüyor.

Bayilerin bu maliyetlerin altından kalkabilmesi ve ayakta kalabilmesinin tek yolu bayilerin kar paylarının maktudan yüzdeye dönüştürülmesi ve verilecek yüzdesel kar payının hesaplanmasında enflasyon, döviz kuru, asgari ücret, akaryakıt fiyatları, kredi kartı komisyonu ile enerji maliyetlerindeki artışların göz önüne alınmasıdır. Bayilerin TSE vizeleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı denetimleri, tehlikeli madde güvenlik danışmanı, sorumlu müdür, iş güvenliği uzmanı, yeni nesil yazarkasalar gibi görünmeyen birçok gider kalemi de mutlaka düzenleme yapılırken değerlendirilmelidir.

Yüzdesel olarak belirlenecek olan bayi kar payı tıpkı ÖTV artışı kararında olduğu gibi yukarıdaki unsurlarda meydana gelen artışlara paralel olarak 6 ayda bir arttırılmalıdır.

Bu düzenlemenin yapılmaması ve yaşanan bu soruna çözüm getirilmemesi halinde başta kırsal kesimde faaliyet gösterenler olmak üzere devleti ve milleti için gecesini gündüzüne katarak, kuruşu kuruşuna vergisini ödeyerek, 7/24 hizmet veren istasyonlar tek tek kapanacak ve atadan babadan bu mesleği yapan, dürüst çalışan bayiler sektörden çekilecek ve sektörde tekelleşme oluşacaktır.

“KREDİ KARTI İLE SATIŞLARIN YÜKÜ BAYİDE”

Akaryakıt sektöründe kredi kartı ile yapılan satışların payı her geçen gün artıyor.

Akaryakıt fiyatlarının hızla artması, kredi kartı ile yapılan satışları da arttırıyor.

Bayiler kredi kartı ile yaptıkları satışların bedelini ertesi gün bankadan tahsil etmek istedikleri takdirde bankalar bayilerden POS komisyonu alıyor. Şu anda yürürlükte olan ve Bankalararası Kart Merkezinin belirlediği kredi kartı takas komisyonu oranı % 1.79.

Bir başka ifadeyle bayi zaten çok düşük olan kar payının % 1.79’unu bankalara vermek zorunda kalıyor. Ayakta kalmak için çırpınan bayilerden alınan bu yüksek komisyonların yapılacak bir düzenlemeyle çok cüzi miktarlara düşürülmesi, bayilere bir nebze de olsa nefes aldıracaktır.

“NAKLİYE ÜCRETLERİ KAR PAYININ DIŞINDA YER ALMALI”

Halihazırda kar payının içinde yer alan nakliye ücretleri, bayilerin önemli gider kalemlerinden biri. Hele hele akaryakıt fiyatlarının bu kadar yüksek olduğu bir süreçte nakliye gideri büyük rakamlara tekabül ediyor. Fiyat oluşumunun bir unsuru olması gereken nakliye ücretinin kar payının içinde yer alması zaten çok cüzi bir kar payıyla ayakta durmaya çalışan bayilere darbe vurmaktadır. Vakit kaybedilmeden gerekli düzenleme yapılarak nakliye ücretleri kilometre bazında güncel rakamlarla belirlenerek kar payının dışında verilmelidir.

TABGİS Başkanı Murat Bilgin:

‘BU KÂR MARJIYLA DEVAM EDEBİLECEK GÜCÜMÜZ YOK’

Türkiye’nin en büyük vergi dairesiyiz. Bu vergilerin çok büyük bir kısmını bizler topluyoruz ama öyle bir kâr marjıyla çalışıyoruz ki artık devam edebilecek gücümüz yok.

Çok basit bir şekilde anlatmak gerekirse 16 Haziran ve 16 Ağustos’u yani 2 aylık dönemi karşılaştıralım. Daha net söylemek gerekirse ÖTV artışından önce ve sonrasını karşılaştıralım. İnanılmaz fiyat artışlarımız var.

Haziran itibarıyla fiyat oluşumunun içinde ürün bedeli yüzde 64.5, EPDK’nın payı çok küçük; binde 8 civarında, dağıtıcı ve bayi toplam marjları yüzde 10.2 civarında ve vergiler de yüzde 25 civarındaydı.

Ağustos ayına geldiğimizde ise ürün bedeli yüzde 58.5’e, EPDK payı binde 4’e, dağıtıcıyla bayinin brüt kâr marjı ise 6.4’e düştü.  Buna karşılık vergilerin payı yüzde 25’den yüzde 35.10’a çıktı.

Bunun biz bayilere etkilerine gelecek olursak; İstanbul Avrupa Yakası üzerinden konuşacağım. Paylaşımın yüzde 50 olduğunu düşünelim, bayi marjı bundan yaklaşık 2 ay önce 1,06 TL’ydi. Şimdiyse bu rakam litre başına 16 kuruşluk bir artışla 1,22 TL oldu. Gelelim maliyetlerimize; bildiğiniz gibi Temmuz ayında asgari ücret değişti ve litrede 39 kuruş olan personel maliyetimiz 1 Ağustos itibariyle 52.5 kuruşa çıktı.

En önemli problemimiz olan kredi kartı maliyetimiz 16.8 kuruştan 51.3 kuruşa çıktı. Akaryakıt fiyatları artınca nakliye maliyetlerimiz de otomatik olarak arttı. Marmara Ereğlisi’nden beslenen İstanbul Avrupa Yakası’nda olan bir istasyon için konuşursak iki ay önce 12.5 kuruş olan nakliye bedeli şimdi 23 kuruşa çıktı, yani yaklaşık 10.5 kuruşluk bir artış var.

Ayrıca, sigortalar, personel kıyafetleri, stopajlar, temizlik giderleri, TMGD, sorumlu müdür, iş güvenliği uzmanı, bakım maliyetleri, yeni nesil yazarkasa vb. diğer giderlerimiz var. Bunlar maliyetimizde ciddi bir yer tutuyor. İşin özeti iki aylık bir dönemde giderlerimiz 66-67 kuruş artarken brüt gelirimiz sadece 16 kuruş arttı. Yani öyle bir noktaya geliyor ki artık istasyon işleterek para kazanma şansınız yok. Hatta tüm dağıtım kârı bayinin olsa bile işletmesi son derece güç.

“ÇİFT FİYAT SİSTEMİNE GEÇİLMELİ”

Söylediğim rakamlar içerisinde en büyük artışlardan bir tanesi kredi kartı maliyetlerinde oldu. Seçimden sonra Merkez Bankası politika faizi değişti. Bu artışın da bize bir maliyeti oldu. KDV ve ÖTV’nin de artmasıyla vergilerin kartlı satışlarda bayilere yansıyan maliyeti 6 kuruştan 28 kuruşa çıktı.

Haziran ayında yüzde 1.08 olan takas komisyonu, Temmuz’da 1.58’e, Ağustos’ta ise 1.79’a çıktı. Temmuz ayında politika faizinin artmasıyla bilhassa özel bankalar bu faiz oranlarının üzerine yüzde 12-14 civarında ek maliyet koyarak kredi kartı oranlarını belirlediler. Bu da özel bankalardaki oranları tahmini yüzde 2,06’lara kadar yükseltti.

Ülkemiz pandemiden geçti, hijyen konusunun önemi arttı, pos makineleri tamamen temassız oldu. Hiç kimse nakit kullanmak istemedi dolayısıyla hem pandemi hem de günümüz ekonomik koşulları altında istasyonlarda kredi kartı kullanımı son yıllarda inanılmaz arttı. İstasyonlardaki kart kullanımında Türkiye ortalamasının yüzde 60-65’ler civarında olduğunu düşünüyorum. Ancak, şehir içindeki istasyonlarda yüzde 90-95’e varanlar bile var. Şu anda kimse depoyu dolduracak kadar parayı cebinde taşımıyor dolayısıyla akaryakıt fiyatı yükseldikçe kredi kartlı satışlara daha çok yönelim oluyor. Kartlı satış maliyetinin bayi marjına oranı iki ay önce %16 iken bugün en az %42’ye sıçramış olması birkaç ay sonra hangi noktaya gelebileceğimiz konusunda bizi endişelendiriyor.

Bu nedenle akaryakıt sektöründe de nakit ve kredi kartı gibi ödeme seçeneklerine göre farklı fiyatlandırma yapılabilmesine imkan tanınması gerekiyor. Bunun örnekleri de var, mesela tekstil sektöründe uygulanıyor. Biz TABGİS olarak gerekli Kanun değişikliğinin yapılmasını talep ettik.

“NAKLİYENİN TAMAMEN KÂR MARJININ DIŞINA ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ”

Bir diğer talebimiz de Bankalararası Kart Merkezi tarafından belirlenen takas komisyonunun BDDK ya da Merkez Bankası’na devredilmesini istiyoruz. Çünkü bu noktada özel bankaların takas komisyonlarını nasıl belirledikleri konusunda kuşkularımız var. Bu konuda kamu bankalarına teşekkür ediyoruz. Pandemiden beri gerek sendikamız üyelerine gerekse sektörümüzün geneline yaygın uyguladıkları indirimli oranlarla bizi çok desteklediler ve bu desteklerinin daha da sürmesini temenni ediyoruz. Çünkü devam edebilmemiz için kısa vadede bu taleplerimizin karşılanmasına ihtiyacımız var.

Bir de nakliye konusu var. Nakliye masraflarımız çok arttı. Bu konuda bizim EPDK’dan birtakım isteklerimiz var. Nakliyenin tamamen kâr marjının dışına çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü illere göre baktığınızda çok farklılıklar var. Mesela Tekirdağ’dan İstanbul’a geldiğinizde fiyat 68 kuruş birden düşüyor. Halbuki Marmara Ereğlisi, Tekirdağ tarafında ve oradaki arkadaşlarımız çok daha farklı bir kâr marjıyla çalışıyorlar. Hemen hemen bütün illerde bayilere yansıtılan nakliye maliyetlerinde normal olmayan farklar görüyoruz. Bu nedenle en büyük taleplerimizden bir tanesi nakliyenin kâr marjı dışında belirlenip görünür hale getirilmesi ve kilometreye göre hesaplanarak yayımlanmasıdır. 5015 Sayılı Kanun çıkmadan önce Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nce nakliye fiyatları bu şekilde belirlenip yayımlanıyordu.

‘BAYİLERİMİZ TEMİNAT MEKTUBU VERMEKTE VE O KAYNAĞA ULAŞMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYOR’

Ayakta durmak için bazı desteklere ve iyileştirmelere acilen ihtiyacımız var. Mesela 31 Ağustos’a kadar vergi dairelerine teminat mektubu vermemiz lazım.

2022 yılında başlayan Ukrayna-Rusya savaşından sonra hem petrol fiyatlarında yaşanan artış, hem de ülkemizdeki enflasyon etkisiyle olağanüstü yükselen akaryakıt fiyatları ciro üzerinden vermemiz gereken teminat oranlarımızı da yaklaşık 3 kat artırdı. Bu durum bankalardan teminat almakta zaten zorlanan akaryakıt bayilerini daha da büyük bir sıkıntıya itti. Bir de devlet, teminat mektubunu süresiz istiyor, bunu da ancak kamu bankalarından bulmaya çalışıyoruz. Doğal olarak bayilerimiz teminat mektubu vermekte ve o kaynağa ulaşmakta güçlük çekiyor.

Petrol Sanayi Meclisi olarak da TOBB vasıtasıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bir başvuruda bulunduk. Sonrasında tekrar ADER ve PETDER ile ziyaretlerde bulunarak durumu aktardık. Hiç olmazsa bu sene için “bayi uyumlu mükellefse, her şeyi düzgünse teminat yenilemesin” diye talepte bulunduk. Bir de bize göre teminat sadece lisansa bağlı faaliyet cirosu üzerinden alınmalıdır. Bazı bayiler aynı firma adı altında sadece istasyon işletmiyorlar, başka işler de yapıyorlar. Dolayısıyla diğer ticari faaliyetlerinin ciroları da maalesef teminat hesabına dahil ediliyor. Ayrıca, teminatın cironun % 1’inden daha düşük bir oran üzerinden belirlenmesini talep ediyoruz. 

Diğer bir konumuz akaryakıt istasyonlarına Buhar Geri Kazanım (BGK) ünitelerinin kurulması zorunluluğu. Bu konuda da acilen süre uzatımı talep ediyoruz. Çünkü artık gerçekten başta söylediğim maliyetlerle ayakta durmaya çalışan istasyonlar bu kârsızlıkta daha fazla direnemeyecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uygulamayı yürürlüğe koydu ve süre uzatımında da bulunmadı ama dile kolay tüm sektöre maliyeti 629 milyon Euro olan bir uygulamadan bahsediyoruz. Maalesef bunu yapabilecek güçte değil artık bayiler.

Ayrıca benzin satışı yıllık 100 m3 olan istasyonlar için bu limitin 500 m3’e çıkarılmasını da istiyoruz. Böylece hiç olmazsa Anadolu illerindeki bayi arkadaşlarımızın bir kısmı uygulamadan muaf kalabilirler.  Avrupa’da da bunu uygulayanlar var. 

AKARYAKIT KULLANICILARININ DEPOLARI DENETLENMELİ

Sektörümüzde kaçakçılık azaldı ama fatura sorunlarımız var. Bizim buradaki talebimiz de şu; bu akaryakıtı satan birisi olduğu gibi bunu alıp kullanan ve hatta depolayan da var. Kurallar da denetim de hep satıcının üzerinde ama alıcıların da üzerine gidilmesi lazım. Maalesef burada kuşkularımız var. Bizim bu noktada kamuya önerimiz; istasyonlar dışında kendi ihtiyaçları için akaryakıt depo ve ikmal düzeneği bulunduran alıcıların da denetlenmesidir. Bunları lisansa bağlı tutmak iyi olur ama EPDK’nın bu kadar büyük bir imkanı yok. Hiç olmazsa belediyeden almak zorunda oldukları ruhsat denetimi yapılabilir. Bu şekilde kaç bin depo var, bunların envanteri de bilinmiyor.

“SEKTÖRÜMÜZ VERDİĞİ HİZMET KALİTESİYLE, İSTASYON İMKANLARIYLA AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ÇOK ÖNÜNDE”

En başta da söylediğim gibi akaryakıt bayilerinin devam edebilmesi için kâra ulaşması gerekiyor. Bu ülke Avrupa Birliği’ne girmek için uğraşıyor, inanın bizim sektörümüz verdiği hizmet kalitesiyle, pompalarıyla, personeliyle, istasyon imkanlarıyla Avrupa Birliği’nin çok önünde. Bayiler olarak bu bizim haklı gururumuz ama hak ettiğimiz şekilde de çalışma imkanlarımızın özellikle kâr marjımızın iyileştirilmesi gerekiyor.