
Otomotiv Sanayii Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, alternatif yakıtlı araç üretimi ve bu alanda gerçekleştirilen yatırımları gazetemiz için değerlendirdi.
Otomotiv Sanayii Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, alternatif yakıtlı araç üretimi ve bu alanda gerçekleştirilen yatırımları gazetemiz için değerlendirdi.
Kısa bir süre önce Türkiye otomotiv sektörünün çatı kuruluşu Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 50’nci Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi ve 2022 yılında derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Cengiz Eroldu yeniden başkan seçildi. Sektörün pek çok önemli konularına dair değerlendirmelerin yapıldığı genel kurulda öne çıkan başlıklardan biri de alternatif yakıtlı araç üretimi ve Türkiye’de elektrikli araç üretimi ve yatırımıydı. Eroldu, bu başlıklar özelinde Green Power gazetesi için sorularımızı yanıtladı.
2024 yılı küresel belirsizliğin etkisini artırdığı, buna rağmen Türk otomotiv sanayisinin yeni projelerini devreye aldığı ve yatırımlarına devam ettiği bir yıl oldu. Toplam otomotiv üretimi bir önceki yıla göre yüzde 7 azalarak 1,36 milyon adet olarak gerçekleşti. Adet bazında 2023 yılına paralel seviyede gerçekleşen otomotiv ihracatı, değer bazında ise yüzde 6 artarak 37,2 milyar dolar ile tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, 2024 yılında ülkemizin toplam ihracatının yüzde 17’sini gerçekleştirerek sektörel ihracat sıralamasında yılı ilk sırada tamamlayan otomotiv sanayi, ihracat şampiyonluğu konumunu korudu. 60 bin adede yakın, yüksek nitelikli direkt istihdamı ve 550 bin üzerinde değer zincirinin tamamında sağladığı endirekt istihdamı ile ülke ekonomisine dolaylı katkısını sürdürdü. Toplam otomotiv pazarı, bir önceki yıla paralel seyrederek, 1,3 milyon adet düzeyinde gerçekleşti. Son iki yılda iç pazarda rekor satışlar gerçekleşmesine rağmen önceki yıllarda yüzde 46 seviyesine ulaşmış olan yerli araçların payı, 2023’te %37, 2024’te ise %31 seviyesine geriledi. İç pazardaki yerli araç payındaki bu düşüş, hem kapasite kullanım oranlarımıza yansıyarak üretim rekabetçiliğine hem de ithalatı artırarak dış ticaret dengesine olumsuz yansıyor. Otomotiv sanayisi, uzun vadeli stratejik hedefler doğrultusunda yatırımlarını planlayan ve bu hedeflere bağlı olarak teknoloji dönüşümü, yeni model geliştirme ve modernizasyon gibi alanlara yönelik yatırımlarını kesintisiz sürdüren bir sanayi kolu. 2024 yılında OSD üyelerinin toplam yatırım miktarı 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, son 10 yılda yapılan toplam yatırım tutarı ise 10 milyar dolara ulaşmıştı. Sanayimiz, dijital dönüşüm ve yenilikçi teknolojiler odağında yürütülen Ar-Ge çalışmalarıyla da öncü bir rol üstlenmekte. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden sanayimiz, teknoloji şirketleri ve start-up’larla iş birliği yaparak birçok ortak projeyi başarıyla yürütüyor. 2024 yılında OSD üyeleri, 221 milyon dolarlık Ar-Ge ihracatı gerçekleştirdi ve toplam 21,3 milyar TL’lik Ar-Ge harcaması yaparak teknolojik gelişime öncülük eden sanayi kollarından biri olmaya devam etti.
Alternatif yakıtlı araçlar artık sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda sektörümüzün rekabet gücünü koruması için stratejik bir gereklilik haline geldi. Avrupa Birliği’nin 2035’ten itibaren içten yanmalı motorlu hafif araçların satışını yasaklama hedefi, başta ihracatçılarımız olmak üzere tüm otomotiv ekosistemi için kapsamlı bir dönüşüm ihtiyacını beraberinde getiriyor. AB hedefleri sadece araç özellikleri değil, üretim yapısından tedarik zincirine, enerji altyapısından insan kaynağına kadar her alanda yeniden yapılanma anlamına geliyor. Bugün geldiğimiz noktada, üyelerimiz alternatif yakıtlı araç üretimi konusunda güçlü adımlar atmış durumda. Sanayimiz, hibrit, batarya, elektrikli ve içten yanmalı motor teknolojilerini birlikte üretebilecek esnek yapılar kuruyor. Bu çoklu teknoloji yaklaşımı, yalnızca iç pazarın ihtiyaçlarına cevap vermekle kalmayacak, aynı zamanda Avrupa başta olmak üzere küresel pazarlarda farklı regülasyonlara sahip ülkelere ihracat yapabilmemizi de mümkün kılmaya devam edecek. Bu dönüşüm, her araç grubu için şarj altyapısının yaygınlaştırılmasını, batarya bertaraf ve yeniden kullanım sistemlerinin kurulmasını, temiz enerji kaynaklarının artırılmasını, yerli katkı oranının korunmasını sağlayacak tedarik dönüşümünün gerçekleştirilmesini ve tüm teknolojilerin de kapsam dışında bırakılmadan desteklenmesini gerektiriyor. Döngüsel ekonominin ön plana çıktığı hedeflerde, yeni üretim teknolojileri için gerekli olan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi de hayati önem taşıyor. OSD olarak bu başlıkların tümünü kapsayan, bütüncül bir dönüşüm politikasının gerekliliğinin farkındalığı ile kamu yönetimimiz ile yakın iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle tedarik sanayimizin bu süreçteki rolü çok kritik. Elektrifikasyonun etkisiyle değişen ürün yapıları, bugün tedarikçilerimizin ürettiği birçok parçanın gelecekte kullanılmaz hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle biz ana sanayi olarak, tedarik sanayi ile yakın iş birliği içinde çalışıyor, dönüşüm süreçlerine yön vermeye gayret ediyoruz. Tedarik sanayimizin bu dönüşüme ayak uydurması, yalnızca ihracat potansiyelimiz açısından değil, tüm otomotiv eko-sistemimizin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.
Hidrojen, özellikle uzun menzilli taşımacılık ve yüksek enerji ihtiyacı olan uygulamalarda karbon nötr hedeflerine ulaşmak için önemli bir potansiyel sunuyor ve çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik bir çözüm olarak öne çıkıyor ancak mevcut durumda hidrojenin geniş çapta kullanılabilir hale gelmesinin önünde bazı yapısal engeller var. Gerek üretim maliyetleri gerekse taşıma, depolama gibi altyapı yatırımları hâlâ gelişme aşamasında. Küresel ölçekte birçok ülke ve üretici, hidrojenin orta ve uzun vadeli rolünü net bir şekilde tanımlamaya başladı. Bu alandaki yatırımlar hız kazanıyor, teknoloji şirketleri ve enerji sağlayıcılarıyla yeni iş birlikleri oluşuyor. Ayrıca, hidrojenin yaygınlaşabilmesi için uluslararası standartlar, lojistik çözümler ve güvenlik çerçevelerinin de eş zamanlı olarak geliştirilmesi gerekiyor. Bu dönüşüm süreci, yalnızca enerji kaynağı çeşitlendirmesi değil, aynı zamanda sanayi politikalarının, tedarik zincirlerinin ve üretim teknolojilerinin yeniden şekillendirilmesi anlamına geliyor. Önümüzdeki dönemde hidrojenin küresel enerji denkleminde daha görünür bir yer edineceğini ve özellikle sanayi kullanımlarıyla birlikte taşıma sektöründe de etkisini artıracağını öngörüyoruz.
2025 yılı, küresel otomotiv sanayisinin belirsizlikler ve dönüşüm baskılarıyla karşı karşıya olduğu bir dönem olmaya devam ediyor. Artan rekabet, değişen ticaret politikaları, sıkılaşan çevre regülasyonları ve küresel atıl fazlası gibi yapısal sorunlar, sanayide hem tehditleri hem de fırsatları aynı anda barındırıyor. OSD olarak bu dinamik ortamda, Türk otomotiv sanayisinin sürdürülebilirliğini ve rekabetçiliğini koruyacak adımları önceliklendiriyoruz. 2025 yılı için 1 milyon 430 bin ile 1 milyon 580 bin adet bandında bir üretim öngörüyoruz. Bu da yaklaşık 2,2 milyon adetlik mevcut kurulu kapasitemize kıyasla, kapasite kullanım oranının yaklaşık yüzde 70 seviyelerinde kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Bu tablo, üretim altyapımızın tam kapasiteyle çalışmadığını ve yatırımların geri dönüşünü maksimize edebilmek için yeni politikalara ve destekleyici mekanizmalara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. İç pazarda yerli araçların payının yükselmesi ve ihracat rekabetçiliğimizin geliştirilmesi kritik başlıklar arasında yer alıyor. Alternatif yakıtlı araçlar ve yeşil dönüşüm odağında yapılan büyük ölçekli yatırımların, üretim ve ihracat rakamlarına pozitif yansımasını görebilmek için; altyapı yatırımlarının hızlandırılması, mevzuat uyumunun sağlanması, tedarik zincirinin dönüşümü ve sanayiye nitelikli iş gücü desteğinin artırılması öncelikli ihtiyaçlar arasında bulunuyor. Aynı zamanda 2025, Avrupa Birliği’nin yeni sanayi politikalarının ve ticaret savunma mekanizmalarının daha görünür hâle geleceği bir yıl olacak. 2025 yılı OSD açısından, sadece mevcut durumu yönetme değil, uzun vadeli rekabetçiliği güçlendirecek yapısal adımlara yön verilecek bir yılı olacak. Verimlilik artışı, dijitalleşme, Ar-Ge kapasitesinin geliştirilmesi ve sanayiyi destekleyecek politikalarının şekillendirilmesi temel önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Akaryakıt sektörünün sorunlarına Büyük Bayi Buluşması’nda çözüm arandı20 Mayıs 202517:17 Safi Port ve Safi Çimento Bayi Lounge, Petroleum Istanbul’da bayilerin beğenisini kazandı20 Mayıs 202516:58 Alpet, Petroleum Istanbul’da yeni nesil hizmetlerini tanıttı20 Mayıs 202516:50 Aytemiz, Petroleum Istanbul Fuarı’nda ürün ve hizmetleriyle dikkat çekti20 Mayıs 202516:43 GüzelEnerji, Petroleum Istanbul Fuarı’nda gelecek vizyonunu sergiledi20 Mayıs 202515:59