“Mini YEKA-GES başvurularını iki ay içerisinde alacağız”

“GENSED Güneş Zirvesi”nde konuşan Bakan Dönmez, Mini YEKA-GES yarışmalarının özellikle güneş enerjisi yatırımlarının tabana yayılması açısından oldukça önemli olduğunu ifade ederek; “Mini YEKA-GES yarışmalarımızla güneşte yakaladığımız ivmeyi daha da yukarılara çekeceğiz. 36 ilimizde toplam 1.000 MW’lık 74 yarışma için başvuruları iki ay içerisinde alacağız” diye konuştu. 

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED), her yıla güneşli bir başlangıç yapmak hedefi ile 2021 yılından itibaren “Güneş Zirveleri” düzenlemeye başladı. Zirvenin ilki bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de katılımıyla dijital ortamda gerçekleştirildi. 

“GENSED Güneş Zirvesi” ile güneş enerjisi sektörü ve kamu temsilcilerinin aynı platformda buluşarak sektörün gündemindeki konular hakkında bilgi ve görüş alışverişinde bulunulması sağlanması amaçlanıyor. Gün boyu devam eden zirvede, YEKA GES-3 yarışması, Enerji kanunu değişiklikleri, Hibrit Santraller, Avrupa Yeşil Mutabakatı, lisanssız uygulamalardaki sorunlar, çözüm yolları ve fırsatlar gibi konuların masaya yatırılıyor. 

Zirvenin açılış konuşmalarını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, T.B.M.M. Sanayi Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş ve EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz gerçekleştirdi. 

Zirvenin açılışında konuşan Dönmez, Türkiye enerji sektörüne yön verirken fikir verecek, tartışacak, ufuk açacak her türlü görüş, öneri ve taleplere açık olduklarını ifade ederek zirveyi düzenleyenlere teşekkür etti. 

“KÜRESEL DURGUNLUĞA RAĞMEN YENİLENEBİLİR ENERJİ SEKTÖRÜNE YAPILAN YATIRIMLAR DURMADI” 

Yenilenebilir enerji sektörünün Covid-19 pandemisinden güçlenerek çıkan sektörlerden biri olduğunu ifade eden Dönmez; “Küresel durgunluğa rağmen yenilenebilir enerji sektörüne yapılan yatırımlar durmadı. Ocak-Ekim 2020 döneminde küresel ölçekte bir önceki yıla göre yüzde 15 daha fazla yenilebilir enerji ihalesi tamamlandı. Hatta Ekim 2020’de dünya borsalarındaki güneş enerjisi şirketlerinin piyasa değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre 2 kat arttı. Uluslararası Enerji Ajansı’nın yayımladığı son raporda ortaya koyduğu önemli bir tespit vardı. Güneş önümüzdeki dönemde daha fazla üretimde söz sahibi olacak ve maliyetleri de düşmeye devam edecek. Enerji piyasası güneşin etrafında şekillenecek. Biz bu süreçte adımlarımızı çok önceden atmıştık. Yaptığımız yatırımların karşılığını geçtiğimiz yıl rekor üretimlerle aldık. 12 Nisan’da güneş ve rüzgâr saatlik bazda toplam üretimimizin yüzde 34’ünü karşıladı. Mayıs 2020’de elektrik üretimimizin yüzde 5,6’sını güneş enerjisinden karşıladık. 5 Haziran’da ise günlük maksimum lisanssız üretimi gerçekleştirdik” dedi. 

Güneş enerjisi sektörünün Türkiye’de gelişim gösterdiğinin de altını çizen Dönmez; “Artık şunu kabul etmemiz gerekir ki güneş enerjisi sektörü Türkiye’de yeni doğan bir bebek değil. Yaklaşık 10 yıllık bir geçmişimiz var. Emekleme dönemini çoktan geçtik. Sektör güneşi tanıdı, öğrendi, yeni birikimler kazandı. Yurt dışından pek çok yatırımcı ülkemize geldi. Beraberinde ciddi bir know-how transferi de gerçekleşti. Türkiye, geriden geldiği bu yarışta son düzlükte depar atarak pek çok ülkenin önüne geçti.  2014 yılında 40 MW olan güneş kurulu gücümüz bugün 6 bin 630 MW seviyesine ulaştı. 2017’den bu yana güneş kurulu gücümüzü 3 yıl içerisinde neredeyse 2 kat artırdık. Güneş enerjisi kurulu gücü bakımından dünyada on üçüncü, Avrupa’da yedinci sıradayız. Toplam kurulu gücümüz içindeki payı yüzde 7’ye yaklaştı.  Elektrik üretimimizde güneşin payı ise yüzde 4 seviyelerinde. 24 saatlik zaman dilimi olarak düşündüğümüzde günlük tüketimimizin ortalama 0,7 saati güneş enerjisinden karşılıyoruz. Bütün bunlar yaklaşık 10 yıllık geçmişi olan bir sektör için umut veren rakamlar.  Ancak bunun Türkiye için yeterli olmadığını, sektörümüzün bunun daha fazlasını ortaya koyabileceğini hepimiz biliyoruz. Bu rakamlar gelecekteki hedeflerimiz için bir manivela olacak.  Türkiye’nin potansiyeli, ekonomik hedefleri daha fazla enerji üretimini zorunlu kılıyor. 2030’lara geldiğimizde elektrik üretimimizde güneşin payını 3 kat artırma hedefimiz var. Güneş enerjisindeki maliyetler düştükçe bu oran da daha yukarılara çıkacak” diye konuştu. 

“1.000 MW’LIK 74 YARIŞMA İÇİN BAŞVURULARI İKİ AY İÇERİSİNDE ALACAĞIZ” 

Mini YEKA-GES yarışmaları hakkında da bilgi veren Dönmez; “Mini YEKA-GES yarışmalarımızla güneşte yakaladığımız ivmeyi daha da yukarılara çekeceğiz. 36 ilimizde toplam 1.000 MW’lık 74 yarışma için başvuruları iki ay içerisinde alacağız. Mini YEKA-GES yarışmalarımız özellikle güneş enerjisi yatırımlarının tabana yayılması açısından oldukça önemli. Yatırım kültürü ve yatırımcı profilinin değişmesinde önemli bir etken olacak. Bu yarışmalarla bir nevi enerji KOBİ’leri ortaya çıkacak.” İfadelerini kullandı. 

“TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİNİN GELİŞME DÖNEMİNE GİRİYORUZ” 

Güneş enerjisindeki üretimin büyük bir kısmının lisanssız üretimlerden geldiğine vurgu yapan Dönmez; sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Biz Türkiye’nin güneşi çatılarda, cephelerde parlasın istiyoruz. Bu yüzden birtakım teşvik mekanizmalarını ve yasal düzenlemeleri hayata geçirdik biliyorsunuz. Lisanssız üretimde kurulu güç üst sınırını 1 MW’den 5 MW’ye çıkardık. Geçtiğimiz yıl sonunda çıkan yasayla bu üst sınır, tesislerin elektriksel bağlantı gücüne kadar artırıldı. Sadece haneler ya da sanayi tesisleri değil bugün kamu kurumları, içme suyu tesisleri, atık su arıtma tesisleri ve tarımsal sulama aboneleri de kendi elektriğini üretip, elektrik bağlantı gücüne göre öz tüketim fazlasını satabiliyor. Yönetmelik 9 Mayıs 2019’da değişti. 10 Mayıs 2019’dan önce sanayi aboneleri tarafında 670 MW kurulu güce sahip 2.429 çatı GES başvurusu vardı. Karar sonrasında ek olarak 2.795 MW kurulu güce sahip 4.250 çatı GES başvurusu aldık. Meskenlerde ise 10 Mayıs 2019 öncesinde toplam 10 MW kurulu güce sahip 1090 çatı GES başvurusu yapılmıştı. Karar sonrasında ek olarak 14 MW kurulu güce sahip 1.409 adet çatı GES başvurusu aldık. 2020 yılı sonu itibarıyla 458 MW çatı GES kurulu gücüne ulaştık. Toplamda ise 3.490 MW kurulu güce sahip 9.178 çatı GES başvurumuz bulunuyor.  

Artık güneş enerjisinin Türkiye’de gelişme dönemine giriyoruz. Ancak burada üzerinde durduğumuz önemli bir nokta var. O da güneş enerjisi teknolojisinin yerlileştirilmesi, yerli üretimin artırılmasıdır. Biz güneş enerjisindeki stratejimizi enerji-sanayi boyutunda görüyoruz. Güneş paneli aldım, kurdum, elektrik üretimine başladım değil mesele. Enerji teknolojileri yüksek nitelikli teknolojiler. Bu teknolojilerin yerlileştirilmesi beraberinde diğer enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesini, onları besleyen alt sektörlerin de gelişmesini tetikleyecek. 

Bugün güneş enerjisindeki parçaların bir kısmı yerli olarak üretiliyor. Avrupa ve Ortadoğu’nun ilk ve tek entegre güneş fabrikasını geçtiğimiz yıl devreye aldık. Elektrikte artık kaynaktan ziyade teknolojinin başı çektiği bir döneme giriyoruz. Elektrik enerjisi ihracından daha önemlisi bu teknolojilerin üretimi ve ihracatı artık. Çünkü teknolojinin gelişmesi doğrudan maliyetlere yansıyan bir unsur.  

Güneş enerjisinde sadece mevcut teknolojinin geliştirilmesi yetmez. Yeni üretim teknolojilerinin ortaya çıkması için daha fazla Ar-Ge ve inovasyon çalışmasına ihtiyacımız var. Örneğin perovskit gibi yeni teknolojilerin Türkiye’de geliştiğini görmek istiyoruz.  

Ancak bu sessiz enerji devriminin önemli bir ayağı daha var. O da depolama teknolojileri. Türkiye’deki güneş enerjisi yatırımlarını tamamlayacak en önemli unsur pil teknolojisidir. Dünyada bu yönde ciddi çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Türkiye’de bu tür çalışmaların yapılması ve bir kümelenme oluşması için TENMAK’ı kurduk. TENMAK bünyesindeki temiz enerji enstitüsü ile bu çalışmaları hayata geçirmek istiyoruz. Kamu, özel sektör ve akademi iş birliğiyle karbon salımının sıfıra yakın olduğu, yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanıldığı ve bu teknolojilerin ülkemizde üretildiği bir enerji ekosistemine kapı aralamak istiyoruz.” 

“GÜNEŞ ENERJİSİ KAPASİTESİ 6 BİN 500 MEGAVATI GEÇTİ”

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye’nin yaklaşık 5 yıl önce güneş enerjisi yatırımlarını hayata geçirmeye başladığını ve bugün itibarıyla güneş enerjisi kapasitesinin 6 bin 500 megavatı geçtiğini bildirdi. 

Yılmaz, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstri Derneği (GENSED) tarafından dijital ortamda ilki düzenlenen Güneş Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, güneş enerjisinin enerji bağımsızlığını sağlamak için en önemli kaynaklar arasında yer aldığını söyledi. 

Türkiye’deki güneş enerjisi yatırım kültürünün tabana yayılacak şekilde geliştiğini kaydeden Yılmaz, “Biz, güneş yatırımlarına 5 yıl önce başladık. Bu sürede ülkemizdeki güneş enerjisi kapasitesi 6 bin 500 megavatın üzerine çıktı. Türkiye’nin güneş enerjisinde yatırımlarına daha önce başlayan ülkelere göre daha fazla kapasite oluşturduğunu söyleyebilirim.” diye konuştu. 

Yılmaz, dünyanın enerji ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan karşılandığı sürece iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlayacağını ve doğanın kendini koruyacağını aktardı. 

“GÜNEŞTE ATAK YILI”

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş da Türkiye’nin her yıl güneş enerjisinde 1000 megavatın üzerinde kapasite oluşturabilecek potansiyeli olduğunu ve bunun gerçekleşmesi için gayret gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. 

Bu kaynaklardan elektrik üretiminde depolama sisteminin hayati önem taşıdığına dikkati çeken Elitaş, “Bundan birkaç ay önce yaptığımız düzenlemeyle güneş enerjisinin üzerindeki engelleri kaldırabilecek ve yeni yatırımların daha kolay yapılabilmesini sağlayacak bir kanun teklifinin TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesiyle birlikte önümüzde yeni bir atak yılının olduğunu düşünüyoruz.” dedi. 

Elitaş, yatırımların önündeki yasal engellerin kaldırılması için gerekli çalışmaları yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

“GÜNEŞ ENERJİSİNİN ELEKTRİK FİYATLARINI DÜŞÜRÜCÜ ETKİSİ VAR”

GENSED Başkanı Halil Demirdağ ise Türkiye’nin güneş enerjisinde ihracatçı bir ülke olacağına inandığını belirterek, güneş enerjisinin firmaların karbon vergisi ödememesi ve kolay ihracat yapabilmesi için önemli bir kaynak olduğunu anlattı.

 Avrupa’nın 2030’da karbon emisyonunu yüzde 50 azaltma hedefi olduğunu ve Avrupa’ya giden ürünlere karbon karnesine göre vergi uygulayacağını anımsatan Demirdağ, “Bu nedenle, sadece güneş sektörünün ihracatı açısından değil, tüm ürün satan firmaların da karbon vergisi ödemeden kolay mal satabilmesi için sektör olarak ciddi imkanlar sağlayabileceğimize inanıyorum.” diye konuştu. 

Demirdağ, rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik fiyatlarını düşürücü etkisi olduğunu ifade ederek, “Güneş enerjisinde kapasitemizi daha fazla artırmak için çalışıyoruz. Güneş enerjisi, elektrik fiyatlarını azaltan ve arz garantisi sağlayan bir sektör. Türkiye şu anda dünyadaki güneş enerjisi kapasitesinin yüzde 1’ini oluşturuyor. Biz bu oranı yüzde 5 seviyesine kadar çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi.