“Paris Anlaşması yeni bir ekonomik model getiriyor”

 IV. İstanbul Karbon Zirvesi akademisyenleri, özel sektörden aktörleri ve Enerji Bakanlığından önemli katılımcıları karbon emisyonunun azaltılması ve iklim değişikliği konusunu konuşmak üzere bir araya topladı.

İstanbul Teknik Üniversitesinin ev sahipliğini yaptığı IV. İstanbul Karbon Zirvesi enerji sektöründen ağırlıklı katılımın olduğu geniş katılımcı kitlesi ile iklim değişikliği ve karbon emisyonun azaltılması konusunu konuşmak üzere bir araya geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Dairesi Başkanı Mehrali Ecer kocuşmasında “Paris Anlaşması sadece yükümlülükler değil, bu yüzyılın ortasına kadar düşük karbonlu bir ekonomik model, 2100’e kadar da dekarbonizson ekonomik modelini getiriyor” diye konuştu.

“KARBON SALIMINDA ARTIŞ ÜZERİNDE AZALIŞ HEDEFLİYORUZ”

Zirvedeki kouşmacılardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Dairesi Başkanı Mehrali Ecer: “İnsanoğlu tarihinin en yoğun karbon solunumunu yapıyoruz. Bu bahsettiğimiz 405 ppm gibi bir rakam. 2100 yılına kadar ortalama sıcaklık artışı 2 derece olarak sabitlenmeli, yani 450 ppm’i geçmemeli. Bu bizim kendi sağlığımız için gerekli olan bir durum. Paris anlaşması küresel ölçekte çok büyük bir başarı. Kyoto protokolü dünya payında yüzde 15-20 gibi bir emisyonu kontrol ediyordu. Dolayısı ile başarısızlık kaçınılmazdı. Ancak bu durma Paris Anlaşmasının yolunu açtı ve şu anda bu anlaşma yüzde 80’inin üzerinde bir emisyona hitap ediyor. Anlaşama; sıcaklık, finans, farklılaşma, sera gazları, çaba paylaşımı, değerlendirme, kayıp & zarar konularını düzenliyor. Paris Anlaşması yükümlülükler bu yüzyılın ortasına kadar düşük karbonlu bir ekonomik model, 2100e kadar da dekarbonizson ekonomik modelini getiriyor. Şirketler de bu yolu görüp çoktan hazırlıklarını yapmaya başladı.

Ecer sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye olarak ise biz gelişmekte olan ülkeyiz. Dolayısı ile bizim sanayimizi geliştirmek için, vatandaşlarımıza konfor sağlamak için bu rotada gelişmiş ülkelerle paralel devam edemeyiz. Ancak biz de artış üzerinden azalışı hedefliyoruz. Bunu arık yönetimi, enerji verimliliğini arttırma, yeşile dönüş süreciyle bunu başarma sözünü verebiliriz.”

“DÜŞÜK KARBON HEDEFİNE ULAŞMAK İÇİN YENİLENEBİLİR OLMAZSA OLMAZ”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Oğuz Can konuşmasında yenilenebilir enerjinin ikilim değişikliğindeki kilit önemine değinerek şunları söyledi: “Dünya geneli sera gazı salınımı 43,7 Gt CO2. Bizim 2 derece hedefine ulaşmamı için çok çaba harcamamız lazım. Çin, ABD, AB toplam salımın yüzde 51’ine denk iken Türkiye’de bu yüzde 1’in altında. Ancak sanayimiz geliştikçe yani ülkemiz geliştikçe karbon emisyonumuz da giderek artıyor ve aslında bu iyi bir şey değil. Mevcut politikalarla 3.3 ile 3.9 derecelik bir ısınma skalasında duruyoruz. Ancak hedefimiz 2 derece ve altı. Bu süreçte hedefleri tutturabilmek için yenilenebilir enerji kaynakları olmazsa olmazımız. IRENA’ya göre yenilenebilirim enerji karmasındaki payını 2 katına çıkartılması gerekiyor. Enerji yüzde 76 dışarı bağlıyız ve cari açığımızın da çoğu buradan geliyor. Burada şunu düşünmek gerekir iklim değişikliği aynı zamanda düşük karbon, fırsat, yenilenebilir enerji ve yerli ve milli enerji demektir.”