ABD’de araştırmacılar, ülkenin batısındaki şebekeye 3 bin mil iletim hattının eklenmesiyle 2030’a kadar mevcut fosil yakıt santrallerindeki üretim çıktısının yüzde 15 azalacağını, karbondioksit emisyonlarının da 2005 seviyesine kıyasla yüzde 73 düşeceğini bildiriyor.
Deniz Yaşayan / İstanbul
ABD Enerji Bakanlığı’nın Pasifik Kuzeybatı Ulusal Laboratuvarı (PNLL) “Batı Bağlantısı Üzerine Temel Çalışma” adlı bir rapor (LİNK) yayımlayarak izin alma sürecinin ileri aşamalarında olan iletim hatları ve yenilenebilir enerji projeleri batı ABD’de 2030’a kadar inşa edilirse karbondioksit emisyonlarının 2005’e kıyasla yüzde 73 düşebileceğini bildirdi.
PNLL’nin raporunda, bu projelerin inşa edilmediği bir “referans” duruma kıyasla enerji üretim maliyetlerinin 2030 yılına kadar yüzde 32 düşeceği paylaşıldı.
ABD Enerji Bakanlığı’nın Şebeke Dağıtım Ofisi’nin yürüttüğü Ulusal İletim Planlama Çalışması’nın bir parçası olarak yayımlanan rapora göre ABD’de yaklaşık 700 bin mil uzunluğunda iletim hattı var. Bakanlık, daha fazla iletim hattı eklemenin ve bunları da yeni yenilenebilir enerji projelerine entegre etmenin enerji üretim maliyetlerini düşürmeye nasıl yardımcı olabileceği üzerine çalışmalar yürütüyor. Bunun için de PNNL çalışma ekipleri, 16 batı ABD ve 2 Kanada eyaletine güç sağlayan elektrik şebekesi olan “Batı Bağlantısı” üzerindeki yeni iletim projelerinin etkisini ölçmek için analizler yapıyor.
Araştırma ekibi, şu an geliştirme ya da izin alma süreci devam eden 12 iletim projesini içeren bir model oluşturdu. Bu 12 projeyle birlikte Wyoming gibi yerleri Güney Kaliforniya, Nevada ve Batı Arizona’ya bağlayan 3 bin mil (4 bin 828 km) fazla yeni iletim hattı sisteme ekleniyor.
EMİSYONLAR YÜZDE 73, MALİYETLER YÜZDE 32 AZALIYOR
2024’ün ilk yarısındaki verilere göre Batı Bağlantısı 30 GW rüzgar enerjisi, 38 GW güneş enerjisi ve 14 GW depolamaya sahip. Raporda özetlenen senaryoya göre, yeni yenilenebilir enerji yatırımlarıyla birlikte bu bölge 2030’a kadar ek 35 GW rüzgar, 31 GW güneş enerjisi ve 12 GW enerji depolaması daha kazanacak. 3 bin mil (4 bin 828 km) yeni iletim hattının da eklenmesiyle birlikte araştırmacılar, 2030 yılına kadar mevcut fosil yakıt santrallerindeki üretim çıktısının yüzde 15 azalacağını, karbondioksit emisyonlarının da 2005 seviyesine kıyasla yüzde 73 azalacağını bildiriyor. Bu, işletmelerin maliyetini de yaklaşık yüzde 32 azaltıyor.
Buna ek olarak kurulacak yeni iletim hatlarıyla Kaliforniya’nın New Mexico ve Wyoming gibi eyaletlerden rüzgar enerjisi ithal etmesi de mümkün hale geliyor.
YENİ İLETİM HATLARI, MEVCUT ŞEBEKEYİ DESTEKLİYOR
Araştırma ekibi ayrıca Batı Bağlantısı’nın arızalarla nasıl başa çıkabileceğini de simüle etmek istedi. “Güç üretim kaybı” ve “iletimi kaybı” olarak iki farklı şekilde gerçekleşeceği düşünülen arızaların ilk senaryosunda Arizona’daki bir nükleer güç santrali (NGS) iki ünitesini kaybediyor ve bu da binlerce müşteri için kesintilere yol açıyor. Araştırmacılara göre, yenilenebilir enerjinin yüksek oranda bulunduğu “varsayımsal” şebekelerinde enerji depolama sistemleri bu yükün bir kısmını hafifletiyor ve istikrarı sağlıyor. İkinci senaryoda ise güney Oregon’dan kuzey Kaliforniya’ya 3.100 MW ileten bir iletim hattı arızalanıyor. Bu durumda ise şebeke, yeni iletim hatlarının mevcut şebekeyi desteklemesiyle istikrarını sürdürmeyi başarıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’ni Somali’ye uğurladı5 Ekim 202417:08 “Global Vista ile ülke çapında güçlü adımlar atıyoruz”5 Ekim 202414:00 Enerji Grup İcra Kurulu Üyesi Doruk Parman’ın acı günü5 Ekim 202412:10 BOTAŞ Genel Müdürlüğüne Müdürlüğüne Abdulvahit Fidan atandı5 Ekim 202411:56 Oruç Reis Araştırma Gemisi, Somali görevi için Karadeniz’den hareket etti5 Ekim 202411:31