Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Birleşmiş Milletler enerji ve gıda krizlerine bir çözüm bulamamıştır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ziyareti sonunda New York’taki Türkevi’nde gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşide, “Ne yazık ki Birleşmiş Milletler, savaşı sona erdiremediği, akan kanı durduramadığı gibi savaşın sonucu olarak ortaya çıkan enerji ve gıda krizlerine bir çözüm de bulamamıştır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’ye döner dönmez hemen tekrar Ukrayna ve Rusya liderlerini arayarak telefon diplomasisini sürdüreceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde yine arkadaşlarının muhataplarıyla diyaloglarının devam ettiğini kaydetti.

Özellikle BM’nin de aynı şekilde inisiyatif alarak sorunun çözümü için daha fazla çaba göstermesi gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne yazık ki Birleşmiş Milletler, savaşı sona erdiremediği, akan kanı durduramadığı gibi savaşın sonucu olarak ortaya çıkan enerji ve gıda krizlerine bir çözüm de bulamamıştır. Bu konuyla ilgili BM Genel Sekreterinin tahıl koridorunun oluşmasındaki çabası BM’ye olan güveni biraz olsun tazeledi ancak savaşın sona erdirilmesi yönünde daha çok çaba gösterilmesi gerektiği de kuşkusuz. Bu sadece benim değil tüm dünya liderlerinin ortak gayretiyle olması gereken bir süreç. Hepsinin bu kanalı zorlaması lazım. Yani Sayın Putin’le az veya çok bir hukuku olanın, kendisiyle bunları görüşmesi ve bu kapıyı zorlaması lazım. Zelenskiy’le de aynı şekilde. Yoksa kalkıp da bu liderlere yönelik çok daha farklı negatif yaklaşımlar sergilemek beklediğimiz sonucu getirmez. Tam aksine buradaki ölümler, buradaki tahribat daha da artar diye düşünüyorum.”

“BM Genel Kurul genel görüşmeleri, enerji gibi alanlarda ciddi sınamaların yaşandığı bir dönemde gerçekleştirildi”

Bu yılki Genel Kurul genel görüşmelerinin “İç İçe Geçmiş Sınamalara Dönüştürücü Çözümler İçin Dönüm Noktası” teması altında yapıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Dünyamızda önemli gelişmelerin, bilhassa ekonomi, gıda ve enerji gibi alanlarda ciddi sınamaların yaşandığı bir dönemde bu Genel Kurul gerçekleştirildi. Bu toplantı, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ardından yapılan ilk Genel Kurul olması bakımından da ayrı bir önem taşıyor. Genel Kurul’a, görüşmelerin ilk gününde altıncı konuşmacı olarak hitap ettim. Konuşmamda uluslararası barış ve güvenliği doğrudan ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşlerimizi ortaya koydum. Aynı şekilde yaşanan adaletsizliklere, eşitsizliklere dünyanın kayıtsız kalma lüksünün artık kalmadığına dikkati çektim.”