TSKB Enerji Çalışma Grubu,
’Türkiye’de Elektrikli Araçlar ve Depolama Teknolojileri’ hakkında yeni bilgilendirme notunu yayımladı

TSKB Enerji Çalışma Grubu, Temmuz ayında yıl içindeki dördüncü ve yeni bilgilendirme notu “Elektrikli Araçlar ve Depolama Teknolojileri” çalışmasını yayımladı. Dünyada elektrikli araçların gelişimini, Türkiye’de elektrikli ve hibrit araç sektörünün güncel durumunu ele alan bilgilendirme notu; güncel uygulamalar, yenilikçi teknolojiler, mevzuat ve vergilendirme konularında kapsamlı bir analiz sunuyor.

Bankanın yıllar itibarıyla enerji sektöründe geliştirdiği araştırma, mühendislik ve finansman disiplinlerindeki tecrübesini hem banka içinde değerlendirmeyi hem de dış paydaşlara aktarmayı hedefleyen TSKB EÇG, Temmuz ayında yıl içindeki dördüncü ve yeni bilgilendirme notu, “Elektrikli Araçlar ve Depolama Teknolojileri” çalışmasını yayımladı.

Dünyada elektrikli araçların gelişimini, Türkiye’de elektrikli ve hibrit araç sektörünün durumunu, pazar beklentilerini ve enerji depolama teknolojilerini detaylarıyla inceleyen bilgi notunda; güncel uygulamalara, yenilikçi teknolojilere, mevzuat ve vergilendirme konularına da dikkat çekiliyor. 

Dünyada çevreci bakış açısının ve küresel ısınmaya karşı duyarlılığın daha geniş kitleler tarafından desteklendiği, kömür, doğal gaz ve petrol gibi konvansiyonel enerji kaynaklarının sınırlı olduğu ve artan enerji ihtiyacına bağlı olarak bu kaynakların kullanımındaki büyüme trendinin giderek azaldığı belirtilen bilgilendirme notunda, son yıllarda yeni teknoloji arayışlarında elektrikli araçların bir alternatif olarak öne çıkmasının desteklendiği ifade ediliyor.

“ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN YAYGINLAŞMASININ ÖNÜNDE BAZI ENGELLER BULUNUYOR”

Elektrikli araçların, mobilitenin yakın gelecekteki dönüşümünde ve ulaşım kaynaklı karbon salımının azaltılmasında anahtar rol oynayacağı; daha sessiz, daha çevreci ve daha ekonomik bir ulaşım sağlayacağı biliniyor. Ancak dünyanın çeşitli ülkelerinde sayıları artmasına rağmen, elektrikli araçların yaygın hale gelmesinin önünde halen bazı engeller olduğu da görülüyor. Elektrikli araçların fiyatının, benzinli araçların fiyatına göre daha uygun olması, araç marka ve modelinde bilinen markalar ve elektrikli araçlarda uzmanlaşmış üreticilerin bulunması, uygun ve yeterli şarj noktalarının varlığı, elektrikli aracın şarj ile ortalama 400-450 km menzil gidebilme beklentisini karşılaması, şarj süresinin 20-30 dakika aralığında seyretmesi gibi konular, elektrikli araçların yaygınlaşma sebepleri arasında öncelikli olarak yer alıyor. Elektrikli araç talebini etkileyen unsurların başında ise araç satış fiyatı geliyor.

“ELEKTRİKLİ ARAÇ BATARYA MALİYETLERİ YÜKSEK SEVİYELERDE SEYREDİYOR”

Elektrikli araçların üretiminde, maliyeti ve satış fiyatını etkileyen en önemli bileşen, batarya teknolojileri olarak dikkatleri çekiyor. Bir elektrikli aracın maliyetinin yaklaşık yüzde 30’u batarya maliyetinden oluşuyor ve elektrikli araç batarya maliyetleri yüksek seviyelerde seyrediyor. Gelişen teknolojilerle birlikte gerileyen batarya maliyetleri ile elektrikli araç üreticileri, menzil olarak daha gelişmiş araçları daha ucuz fiyatlarla piyasaya sunabilmeyi planlıyor. Dünya genelinde elektrikli araçlara yönelik olarak; satın alma sübvansiyonu, tescil vergisi, KDV, hurda teşviki, yıllık plaka vergisi, park ve geçiş ücretleri, özel şerit kullanımı gibi birçok farklı alanda teşvik uygulamaları bulunuyor. Son zamanlarda dünyada elektrikli araç pazarındaki büyümenin lityum-iyon (Li-ion) teknolojisinin gelişmesini de beraberinde getirdiği, söz konusu gelişmelerin lityum tabanlı batarya teknolojilerinin maliyetlerindeki düşüşü tetiklediği belirtiliyor. Önümüzdeki dönemde teknolojik gelişmelere paralel olarak daha da gerilemesi beklenen lityum tabanlı batarya teknolojilerinin maliyetlerinin, bu alandaki yatırımları daha finanse edilebilir hale getirmesi de öngörüler arasında yer alıyor.

“ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİNE YATIRIMLAR ARTIYOR”

Artan enerji talebi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kesikli yapısı ve depolama ihtiyacı, bu alandaki yatırımları ve devlet desteklerinin yaygınlaşmasını hızlandırıyor. Enerji depolama alanında ülkeler nezdinde politikalar belirlenmeye devam ederken, devlet teşvikleri de artış göstermeyi sürdürüyor. Bunlara ilave olarak, sektörde şirketler arası ve kamu kuruluşları arasında kurulan iş birliklerinde ve proje sayılarında da artış yaşanıyor. Ayrıca, birçok yatırımcı tarafından birleşme ve satın alma yoluyla enerji depolama sistemleri sektörüne yatırım yapılıyor. Türkiye’de farklı alanlarda enerji depolama projeleri bulunuyor ve bu alanda hem özel sektör hem de kamu yatırımları gerçekleşmeye devam ediyor.