“Enerji dönüşümünün daha yoğun olacağı bir döneme giriyoruz”

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)  tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Hidrokarbon Aramaları ve Yeni Enerji Denklemi” panelinde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Alparslan Bayraktar; “Paris İklim Anlaşması sadece iklim ve çevre anlaşması değildir. ABD Başkanı Biden’in ilk imzaladığı kararlardan biri olan ABD’nin bu anlaşmaya dönmesi enerji dönüşümün daha yoğun olacağı bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Bu karar yeni bir ekonominin doğması anlamına geliyor. Türkiye olarak bizler de yeni döneme adapte olmalıyız” diye konuştu. 

Sibel ACAR-ANKARA/ Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)  tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Hidrokarbon Aramaları ve Yeni Enerji Denklemi” paneli dijital ortamda gerçekleştirildi. 

45’incisi gerçekleşen “SBF Buluşmaları”na katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin hidrokarbon aramaları ve onun ekseninde gerçekleşen gelişmeler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. 

“ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTABİLİRSEK TÜRKİYE CARİ FAZLA VEREN BİR ÜLKE KONUMUNA YÜKSELİR” 

Bayraktar, burada yaptığı konuşmasında Türkiye enerji sektöründe 2000’lerin başından beri başlayan bir reform süreci söz konusu olduğunu ifade ederek bu reform çerçevesinde gerçekleştirilen enerjide dışa bağımlılığı azaltma hedefi ile ilgili; “Enerjide dışa bağımlılığı azaltabilirsek Türkiye cari fazla veren bir ülke konumuna yükselir” değerlendirmesinde bulundu. 

“YENİ GELİŞMELER YENİ BİR EKONOMİNİN DOĞMASINA SEBEP OLACAK” 

ABD’de gerçekleşen yönetim değişikliğini enerji sektörü açısından değerlendiren Bayraktar, bundan sonraki süreçte yaşanacak gelişmelerin yeni bir ekonomik sistemin doğmasına sebep olacağını ifade etti. 

ABD Başkanı Joe Biden’in ilk kararlarından biri olan Trump yönetiminin geri çekildiği Paris İklim Anlaşması’nı onaylamasına ilişkin kararını değerlendiren Bayraktar; “Trump yönetimiyle topallamaya başlayan 2015 yılında karar verilen Paris Anlaşması ülkelere ciddi yükümlülükler getiriyordu. Paris  İklim Anlaşması sadece iklim ve çevre anlaşması değildir. Aynı zamanda dünyayı yeni bir ekonomik mecraya sürükleyen de bir anlaşmadır. Bu anlaşmanın böyle okunması gerekiyor diye düşünüyorum. Biden’in ilk imzaladığı kararlardan biri olan ABD’nin bu anlaşmaya dönmesi enerji dönüşümün daha yoğun olacağı bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Bu karar yeni bir ekonominin doğması anlamına geliyor. Türkiye olarak bizler de yeni döneme adapte olmalıyız. Türkiye’nin bu yeni döneme çok ciddi hazırlanması gerekiyor. Yeni enerji denklemi iklimin önceliklendirildiği bir döneme doğru hızlı bir şekilde giriyor. Alternatif enerjiler Türkiye’nin gündemine gelmeye başladı. İklim konusunda ciddi bir çaba gösterilecekse nükleer bu enerji karması içerisinde mutlaka olmalı. Enerji verimliliği Türkiye için olmazsa olmaz. Orada yaptığınız 1 veya 2 puanlık gelişme hem emisyon hem cari açık düşürme açısından önem arz ediyor. Bu sebeple enerji verimliliği önceliklendirilmesi gereken bir numaralı konu olmalı. Enerji depolama burada öne çıkıyor. Tüm bu alternatifleri optimum bir şekilde sisteme dahil etmeliyiz” diye konuştu. 

Yeni düzende enerji ticareti yapan ülkeler için talep garantisinin öne çıktığına vurgu yapan Bayraktar; “Yeni iklim ekonomisi tüm dünyayı daha hızlı olmaya zorluyor. Dünya öyle bir noktaya gidiyor ki elinizdeki kaynakları hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırmalısınız. Böyle bir arz resminin içerisinde 10 sene önceki dünyada petrol fiyatlarını 200 doların üstünde görmeniz gerekiyordu. Görmedik çünkü doğal gazda arz fazlası var. Zaman faktörünü bu olaylar doğrultusunda düşünüp hareket etmeliyiz. Türkiye bu anlamda kendi bir petrol ve gaz keşfi yaparsa bizim için daha değerli olur” diye konuştu. 

“TEMEL GAYEMİZ KAYNAK ÇEŞİTLİLİĞİNİ ARTTIRMAK” 

Türkiye’nin sondaj faaliyetlerinde enerji ekonomisinin öne çıktığını aktaran Bayraktar; “Biz enerji kaynaklarını Türkiye’de bollaştırmaya çalışıyoruz. Ne kadar farklı rotadan gelirse piyasa için o kadar iyi bir şeydir. Doğu Akdeniz’de de yapmaya çalıştığımız deniz yetki alanını kullanmak. Mevcut küresel siyasi iklimde kaynağı çeşitlendirmemek olayın doğal akışına terstir. Bizim temel gayemiz yetkilerimizi kullanarak bu kaynağı çeşitlendirmek. Bugün dünyada herkes herkesle iş birliği yapıyor. Enerji arz ve ekonomik güvenliğini sağlama almak bunu gerektiriyor. Türkiye de sadece bunu yapıyor” dedi.  

REKTÖR AYDINLI’DAN “ŞEHİRLERDE ENERJİ SİSTEMİ” VURGUSU 

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Aydınlı panelde yaptığı konuşmasında “Şehirlerde Enerji Sistemi” kurgusuna dikkat çekerek; “Medeniyetimizin temelinde bir enerji kültürü var” ifadelerini kullandı.