‘Artık her yıl 1 GW rüzgar, 1 GW güneş demekten vazgeçmemiz gerek’

APLUS Enerji Kurucu Ortağı Volkan Yiğit, ISTRADE 2022’nin ikinci gününde ‘Türkiye Enerji Piyasasında Güncel Durum’ başlıklı bir sunum yaptı.

APLUS Enerji Kurucu Ortağı Volkan Yiğit

Arz güvenliği konusunda yedek kapasite ile başlamak istiyorum. Çünkü 2021 yazında kötü bir tecrübe yaşadık ve 2022 için de su durumunun gelişmesine bağlı olarak çok rahat değil maalesef. Kovid 19’un ardından artan talep 2021’de Ağustos ayının bir hafta içi öğle saatlerinde yüzde 1’e kadar düşürdü yedek kapasitemizi. Hatta bazı bölgelerde gezdirme yöntemiyle bir kesinti uyguladık. Hem sıcak hava hem yangınların riski altındaki linyit santrallerimizin durmasıyla beraber böyle bir süreç yaşadık. Daha önceki yıllara bakarsak aslında biz arz fazlası söylemini çok konuştuk, ama aslında şirket olarak ya da bazı kişiler olarak 2017’de yaptığımız sunumlarda arz fazlasının 2020’de bitmesini 2019 sonunda azalarak bitmesini ön görmüştür ki 2019’da şanslıydık çok fazla su geldi. 2020’de ise arz güvenliği anlamında şanslıydık. Kovid’den dolayı talep çok düşük geldi. 2021’de kaçış olmadı, özellikle hidroelektrikten kaybettiğimiz kapasiteyle beraber de bir risk almış olduk. Arz güvenliği riskinin en yüksek noktaya çıktığı dönem Ağustos 2021 olarak kaydedildi.

Ocak 2021’de yaklaşık yüzde 15 akşam saatlerinde gündüz yüzde 18,7 kapasitemiz var. Ağustos 4’te pik saat 14’te yaşanmış ve yedek kapasiteyle talep örtüşmüş. Ocak 18’de yüzde 16 seviyesinde bir yedek kapasitemiz var akşam saatlerinde, gündüz saatlerinde ise yüzde 18.9’luk bir  yedek kapasitemiz var. Ocak 28 sanayi tarafında doğal gaz kısıntılarıyla beraber yapılan elektrik elektrik kısıntılarından dolayı yedek kapasitemiz yüksek görünmesine rağmen doğal gaz tarafında bir kısıntı yaşadığımız için önlemler alıp kesinti yaptık. Yedek kapasitenin bu kadar yüksek görünmesinin nedenlerinden biri bu. Aslında daha da artı bir kapasite ile geçirdik o günleri.

Nisan 2022 sonu itibariyle toplam kurulu güç 100 GW seviyesini, yenilenebilir enerji santrallerinin toplam kurulu gücü ise 54 GW’i geçti. Her yerde güneş ve rüzgar kapasitesinin arttığını göreceğiz. Şu anda güncel resmi hedefimiz her yıl 1 GW güneş, 1 GW rüzgar, ama Bakanlık tarafında çalışılmakta olan ulusal enerji planında çok daha yüksek hedefler bekliyoruz.

Bu yüksek hedefler paralelinde de yeni yatırım mekanizmalarının geliştirmesini bekliyoruz. Çünkü baktığımız zaman doğal gazda biraz artış olacak, hidroelektrikte çok kısıtlı bir artış olacak. Diğer fosil yakıtlarda kömür tarafında bir artış beklemiyoruz. Hatta zaman içerisinde azalma bekliyoruz.

Şu anda yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isteyen bir yatırımcı ne yapabilir, hangi yatırımları ile çalışabilir? Lisanssız daha küçük kapasiteler, zaman içerisinde yapılan yönetmelik değişikliği ile tabii ki daha büyük kapasitelerin önü açıldı. Sözleşme gücünün iki katına kadar, hatta Cumhurbaşkanlık kararıyla 5 katına kadar çıkabilecek bir düzendeyiz. Hatta bu lisanssız üretim kapasitesinde yer açabilmek ve TEİAŞ iletim hattında bağlanabilir kapasite yaratabilmek için YEKA ihalesinden bir kısım kaçıp bu tarafa kaydırıldı. Bu duruyor ve lisanssız tarafında çok önemli bir yön. Sadece güneş değil rüzgarı da konuşmaya başladık bu noktada, rüzgarın da payının lisanssızda artmasını bekliyoruz. Bizim yakından takip ettiğimiz danışmanlık yaptığımız projeler var bu alanda. Eski YEKDEM artık bitti, yeni YEKDEM’de ölü doğdu. Serbest piyasaya ya da ikili anlaşmalarla satış. Maalesef şu an itibariyle herhangi bir yatırımcı istediği, kendi hedeflediği bir alana bir başvuru yaparak lisans başvurusu yapamıyor. Çünkü YEKDEM yarışması olması lazım ya da bir ihale olması lazım. Bu sorundan dolayı kaçırdığımız büyük yatırımlar olduğunu biliyorum. Yeni YEKA ihalesinde ise ihaleler yoluyla dağıtılan geniş çaplı projelerden bahsediyoruz. Güneş YEKA’sının büyük kısmı devreye girdi. Rüzgar YEKA’larında çok iyi haberler almadık, ama ihalesi tamamlanmış aslında 4 buçuk ihale var, Güneş’in son YEKA’sının yarısı neredeyse tamamlandı. 2 rüzgarda 2 buçuk da güneşte var ve yakın gelecekte yeni YEKA ihaleleri için bizim en büyük önerimiz, isteğimiz, arzumuz bir zaman çizelgesinin açıklanması. Büyük yatırım yapmak istiyorsanız şu an elinizde tek seçenek YEKA.

Artık her yıl 1 GW rüzgar, 1 GW güneş demekten vazgeçmemiz gerek. 3, 4, 5 her kaynaktan en az o kadar kapasite ihtiyacımız olacak, çünkü başka bir kapasite gelmeyecek ve talep artışımız devam edecek. Çünkü elektrik üretim olarak yani sanayi tüketimi olarak duracak noktada değiliz. 500 dolara fiyatlar olduğunda Türkiye’de 100 dolardan konuşuyoruz. O yüzden sanayi yatırımının artması, bunların getireceği ekstra talebi karşılayacak kapasiteye ihtiyacımız var. Ben ciddi anlamda Temmuz-Ağustos sıcaklık tahminlerine her hafta bakıyorum. Gidişatta uzun yıllar ortalamasından ne kadar sapma bekleniyor, bizim için çok belirleyici olacak. Geçen sene bir hafta boyunca yani Haziran sonu Temmuz başında da yaşadık. 40, 41, 42 dereceyi gördük. 1 haftadan uzun süren sıcak hava dalgası bizim için çok yıkıcı oldu. Umarım bu sene daha iyi olur.

Hidrojen stratejisi 2022 yılı sonuna kadar hazırlanmalıdır. Bu da güzel bir aksiyon. Bunun içerisinde de yenilenebilir kapasitenin artması konusu gündeme gelecek. Çünkü hidrojen için özellikle yeşil hidrojen için gerekli konular var.

SKTT için düşüş hızlanmalı ve hızlı bir şekilde aşağı inmeli, çünkü bizim artık sanayiciyi ya da ticarethaneyi tarife olarak çok yüksek oranlarda sübvanse etme lüksümüz yok. Biz sadece şu anda belki konutları, meskenleri kurtarmayı öngörüyoruz.

Bizim gelecek zirveye kadar toparlamamız gereken bir durum var. Toplamamız gereken durum gerçekten hem üretim şirketlerinin uzun vadede risklerinin bertaraf edilmiş olması, yani limitin ne kadar süre kullanacağını artık netleşmesi gerekiyor. İkincisi, ticaret yapmaya başlamanız gerekiyor. Çünkü biz ticaret yapmayacağız, biz desteklemeye çalışıyoruz. Siz ticaret yapamayınca sanayici hiçbir maliyeti hedge edemiyor. Hiç bir maliyeti hedge edemeyince kendi ürününe doğru fiyatlamayı yapamıyor.

“DOĞAL GAZ VE İTHAL KÖMÜRLER SERBEST PİYASA KOŞULLARINDA GEREKLİ MARJLARI SAĞLAYARAK ÇALIŞMALI”

Şimdi bizim önerimiz neler yapılmalı? Doğal gaz ve ithal kömür santralinin destek almayacağı PTF azami limit denklemi devam etmeli. O yüzden doğal gaz ve ithal kömürlerin serbest piyasa koşullarında gerekli marjları sağlayarak çalışması önemli. 

Hem üretici hem tüketici tarafında öngörülebilir ortam sağlamak ve ticareti başlatmak bir yerden ticaretin tekrar dönmesine ihtiyacımız var. Önümüzdeki 6-9 ay biz sunumdaki formüle göre azami limit yapmayı düşünüyoruz. Ne var doğal gaz var, ithal kömür var ve bunlar fiyat belirleyici santraller olacak.

“MEVZUAT HAZIRLIKLARI 2023 YILI SONUNA KADAR TAMAMLANMALI”

2022 yılında düzenlenen İklim Şurası Sonuç Bildirgesi içerisinde ‘Yeşil Finansman ve Karbon Fiyatlama’ başlığı altında 22 madde yer aldı. Bunlar; 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda ‘Ulusal Yeşil Finans Stratejisi’ 2023 yılının sonuna kadar hazırlanmalı. Ulusal yeşil taksonomi mevzuatının hazırlanması amacıyla bir Teknik Uzman Grubu oluşturulmalı ve mevzuat hazırlıkları 2023 yılı sonuna kadar tamamlanmalı. Finansal sektörlere ilişkin faaliyetlerin çevre ve iklim hedefleriyle uyumlu bir hale getirilmesi için Yeşil Finans Uzman Grubu tercihen 2022’nin ilk yarısında oluşturulmalı. Yeşil dönüşümün finansmanı ile ilgili teşvik ve desteklere ilişkin rehber niteliğinde olan genel, ilke, kriter ve koşullar ‘Yeşil Finans Uzman Çalışma Grubu’ tarafından 2023 yılında hazırlanmalı ve gerektiğinde güncellenmeli. Yeşil finansman araçlarına (yeşil kredi, yeşil fon, yeşil finansal kiralama ve diğerleri) ilişkin olarak uluslararası standartlarla uyumlu düzenleme altyapısı oluşturulmalı. İklimle bağlantılı finansal risklerin tanımlanması, ölçülmesi, analiz edilmesi ve yönetilmesi için altyapı 2024 yılına kadar oluşturulmalı. Yeşil ve sürdürülebilir yatırımların finansmanının artırılabilmesini teminen yeşil ve sürdürülebilir tahvil, kira sertifikası ve diğer sermaye araçları piyasalarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalı.  İşletmeler ve finansal kuruluşlar için iklim, çevre, sosyal ve yönetişim konularına ilişkin finansal ve finansal olmayan bilgilere ait yüksek kaliteli, karşılaştırılabilir ve güvenilir raporlamayı sağlayacak uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Standartlarının belirlenmeli ve yayımlanmalı. Yeşile boyamanın önüne geçmek amacı da dahil olmak üzere yeşil finansman faaliyetlerine ilişkin bağımsız dış değerlendirme hizmeti veren kuruluşların lisanslanması, düzenlenmesi ve denetlenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalı. Finans kuruluşlarının sağladıkları finansmanlara ilişkin doğrulanmış iklim ve çevre verilerine erişimleri için kurumlar arası işbirliğinin esasları belirleyen bir protokol oluşturulmalı. İklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılgan olan sektörler ve potansiyel riskler belirlenmeli, ilgili risklere yönelik özel sigorta teminatları çerçevesi oluşturulmalı. 2053 net sıfır hedefi çerçevesinde güncellenecek olan Ulusal Katkı Niyet Beyanı (INDC) ile uyumlu çevresel bütünlüğü de gözeten Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) ülkemizde kurulması için çalışmalar hızlandırılarak; ETS, hazırlanacak İklim Kanunu’nda, Avrupa Birliği (AB) mevzuatı gözetilerek tasarlanmalıdır. ETS’nin uygulamaya alınmasına yönelik çalışmalar 2024 yılında tamamlanmalı. AB tarafından Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (SKDM) takvimi göz önünde bulundurularak, ETS pilot uygulaması 2024 yılında başlamalı, pilot uygulama dönemi en az bir yıl olarak tasarlanmalı.