‘Toplam 22 milyon hanenin yüzde 80’inde ciddi bir enerji kaybı yaşanıyor’

Sibel Acar – Ankara

Günümüzde enerji tasarrufu ve çevresel sürdürülebilirlik, küresel düzeyde artış gösteren bir öneme sahip. Her geçen gün hızlanan kentleşme ve sanayileşme, enerji tüketimini artırırken, dünyamız için de birçok sorunu beraberinde getiriyor. Bu noktada doğru bir ısı yalıtımı, enerji verimliliği sağlamak ve karbon ayak izini azaltmak için en etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.

Isı yalıtımıyla ilgili gazetemize özel değerlendirmelerde bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, yalıtımın yaz aylarında binaların dışından gelen sıcak havanın, kış aylarında ise soğuk havanın içeri girmesini engellediğini böylece iç mekân sıcaklığının belli bir seviyede tutularak klima veya vantilatör gibi soğutma sistemlerinin daha az enerji harcadığını belirtti.

“İYİ BİR YALITIM TÜRKİYE’DE BİNALARDA HARCANAN TÜKETİMİ YÜZDE 70 ORANINDA AZALTABİLİR”

Küresel ısı yalıtımı sektörünün halihazırda 100 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşarak iklim değişikliğiyle mücadelede de önemli bir etkiye sahip olduğunun altını çizen Turan, “Türkiye’de binalarda harcanan enerjinin yüzde 40’ı ısıtma ve soğutma amaçlı kullanılıyor ancak etkili bir yalıtım, bu tüketimi yüzde 70 oranında azaltabiliyor. Türkiye’de toplam enerji tüketiminin yaklaşık üçte biri, binalarda harcanıyor. Bu nedenle, binalarda yapılacak etkili yalıtım uygulamaları, enerji tasarrufunun yanı sıra enerji bağımlılığını azaltmak ve karbon salınımını düşürmek açısından kritik öneme sahip. Ülkemiz, yalnızca binalarda yapılan yalıtım sayesinde yıllık 15 milyar dolar kadar tasarruf edebilir” değerlendirmesinde bulundu.

“YALITIM SEKTÖRÜ DÜNYADA KRİTİK ÖNEME SAHİP”

Bu konuda şirket olarak yürütülen faaliyetler ile ilgili bilgi aktaran Turan, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Tam 40 yıldır sektörde öncü olan ODE Yalıtım olarak, bu konuda toplumu bilinçlendirmek ve ısı yalıtımının enerji tasarrufuna olan etkilerini anlatmak üzere çalışmalar yapıyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz yalıtım sektörü, dünyanın öncelikli gündemlerinden birinin enerji olduğu bu dönemde kritik öneme sahip. Çünkü yalıtım hem her zaman savunduğumuz enerji verimliliği seferberliğinin hayata geçirilmesi hem de karbon ayak izinin azaltılması için atılacak adımların başında geliyor. Biz de bu yaklaşımla Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda ‘Enerji Verimliliği’, ‘Sorumlu Üretim ve Tüketim’, ‘Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar’, ‘Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı’ başlıklarına odaklanıyoruz.”

ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEFLERİNE ULAŞMAK İÇİN YALITIM ŞART

Bu durumun doğrudan enerji maliyetlerinde tasarruf sağlayarak, ekonomik açıdan büyük avantajlar sunduğuna dikkati çeken Turan, “Bugün yalıtım tüm dünyanın üzerine büyük bir ciddiyetle konuştuğu konuların başında geliyor. Özellikle Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş bölgelerde yalıtımın enerji tasarrufuna olan katkıları geniş çapta kabul görüyor ve bununla ilgili önemli adımlar atılıyor. Avrupa Komisyonu, Avrupa’daki binaların yüzde 75’inden fazlasının enerji verimliliği açısından yetersiz olduğunu ve bu binaların yalıtımının iyileştirilmesinin yıllık enerji tüketiminde önemli tasarruflar sağlayabileceğini belirterek, bununla ilgili önemli adımlar atıyor. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi tarafından yürürlüğe konan Binalarda Enerji Performansı Direktifiyle (Energy Performance of Buildings Directive – EPBD), binaların enerji performansını artırmak için yalıtım standartları belirleniyor. Türkiye’de ise toplam 22 milyon hanenin yüzde 80’inde yeterli yalıtım olmaması veya yalıtımın zayıf olması, ciddi bir enerji kaybına ve cari açığa sebep oluyor. Dolayısıyla Türkiye’nin de bu konuyla ilgili önemli adımlar atması gerekiyor” diye konuştu.