Serbestleşen enerji piyasaları ve doğal gaz

BOTAŞ bir piyasa oyuncusu olacaksa ve tüm yerli yabancı paydaşlarımızı Türkiye’de işleyen bir piyasa mekanizması olduğuna ikna edeceksek öncelikle kendi oyuncularımızın bu şartlara uygun davranmasını sağlamak zorunda kalmamız gerekiyor. 

2000’li yıllardan bugüne doğru baktığımızda tüm Türkiye genelinde en büyük atılımın ve değişimin enerji sektöründe olduğunu rahatlıkla söylebiliriz. Tamamına yakınının devletin kontrolünde olduğu, herhangi bir fiyat mekanizmasnının çalışmadığı (bazı özel anlaşmalar hariç), piyasa modelinin çok uzağında bir modelden, özellikle elektrikte bambaşka bir noktaya gelindi. 

Bu dönüşümün her noktasında, petrolden ve türevlerinden elektriğe, doğal gaza ve hatta madenciliğe baktığımızda önemli stratejik adımlar atıldı. Ancak dürüst olmak gerekirse elektrikte ulaşılan noktaya göre diğer taraflar biraz geride kaldı. Bu noktada dikkatin çekıilmesi gereken temel emtia ise, aslında elektrik ile başabaş gitmesi gereken doğal gaz olmalıdır. Elbette doğal gaz konusunda – tamamına yakınını ithal ediliyor olması gibi temel bir sorun var. Üstelik bu sorunu daha da büyüten ve zamanında yapılmış uzun dönemli sözleşmeler mevcuttu. Buna rağmen tüm strateji belgelerinde ısrarla BOTAŞ’ın fonksiyonlarına göre ayrıştırılacağı ve piyasa yapısına uygun bir hale getirileceği belirtiliyordu. Elektrik tarafında yapılanın doğal gaz tarafında da yapılmaması için herhangi bir engel yok gibi gözükse de temelde kamu tarafının enerjide “fiyata müdahale” gibi bir refleksinin halen kuvvetli olması bu süreci geciktirmiş olabilir. Halen kullanıcılardan gelen en önemli şikayet olan “enerjide fiyat yüksekliği” konusu yıllardan beri yapılan sübvansiyonlara rağmen güncelliğini korumaktadır. Bu sebeple temelde sübvansiyonlar – özellikle evsel tüketim dışında toplam faydaya yol açmaktan çok uzakta bir destekleme yöntemi olmuş ve kullanıcılar bakımından da takdir görmemiştir. 

2023’e yaklaştığımız bu dönemlerde “pandemi” nin etkilerinin gölgesinde artık doğal gaz ile ilgili stratejilerin hayata geçme aşamasında olduğuna dair bir inanç nihayet oluşmaya başladı. Bu adımları ihracatçı ülkelerden bağımsız olarak bizim atmamız gerekiyor. 

Piyasa altyapısı hazır, oyuncular istekli. Ancak burada büyük oyuncuyu piyasa şartlarına ikna etmek ve sonrasında da gözetlemek ve denetlemek gerekiyor. Herkesin malumu olduğu üzere ithal edilen tüm mal ve hizmetler için bir kur riski sözkonusudur. BOTAŞ için de durum farklı değil. Diğer formül bileşenlerinden bağımsız olarak dahi, USD cinsinden yaptığı ithalat ve TRL cinsinden bu malın satışını yapıyor. Bu maliyeti satış fiyatlarına yansıtmamak “normal şartlarda” bir opsiyon olmamalıdır. 

BOTAŞ bir piyasa oyuncusu olacaksa ve tüm yerli yabancı paydaşlarımızı Türkiye’de işleyen bir piyasa mekanizması olduğuna ikna edeceksek öncelikle kendi oyuncularımızın bu şartlara uygun davranmasını sağlamak zorunda kalmamız gerekiyor. Herkese piyasa şartı, BOTAŞ’a istisna gibi bir mantalite ile sağlıklı işleyen bir piyasa yapısına başlama olasılığı oldukça düşük. Bu nedenle bu dönüşümün politik değil stratejik olması gibi bir zorunluluk vardır.

Kolay değil ama, elektrikte yapıldı doğal gazda neden olmasın?