Hidrojen sohbetleri dijital ortamda gerçekleşti

Hidrojen Teknolojileri Derneği tarafından ‘Rengarenk Hidrojen’ konusu ile Hidrojen sohbetleri bugün dijital ortamda gerçekleşti. Hidrojen sohbetlerine İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu katıldı.

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu hidrojen üretimiyle ilgili olarak, “Evrende en çok olan element hidrojendir. Ama hidrojen bir kaynak değildir. Hidrojen elde etmek için de enerji kullanıyoruz. Hidrojen, hem karbon döngüsünde hem de su döngüsünde saklıdır. Bu döngüde hidrojen elde ediyoruz. Hidrojen elde etmenin bir üretim maliyeti vardır. Ama bir de gezegene maliyeti vardır. Yani ne kadar sürdürülebilir üretiyor, yaşam döngüsündeki etkisi nedir? Hidrojenin en büyük oranda saklı olduğu sudan elektrokimyasal bir yöntemle elektroliz yapıyoruz. Burada mantık olarak baktığımızda su var, bize elektrik lazım. Demek ki elektriği üreteceğimiz kaynak önemli. Hangi kaynaktan elektrik üreteceğiz ve ondan sonra da sudan hidrojen elde edeceğiz? İlk olarak bir diğer ismi ile güneş elektriğinden güneş hidrojeni üretebiliriz. Birinci yöntem, düşük sıcaklıkta üretmek istersek fotovoltaiklerle elektrik üretebiliriz ve bunu kullanabiliriz. Eğer yüksek sıcaklıklı bir elektrik üretim yaparsak, ısıl odaklı yoğunlaştırılmış güneş elektriği elde edebiliriz. Bir de güneş yakıtları denilen su ve karbondioksitten giderek elde edilir ve foto elektrokimyasal olur” dedi.

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu şöyle devam etti: “İnsanoğlu odunu dönüştürmeyi öğrendi. Kömürü doğal gaza dönüştürdü ve bizim çok önemli bir sürecimiz var. Şimdiki lider üretim süreci; buharda metan reformudur. Bu dönüşümü yaptıktan sonra elde karbondioksit kalıyor. Hidrojen karbonsuz bir gazdır. Ama petrolü, kömürü, doğal gazı, biyokütleyi işlediğinizde karbondioksit olur. O yüzden buharda metan reformlama dahil hepsinde karbondioksit tutma ve depolamanın olması gerekiyor ki hidrojen daha da avantaj kazansın.”

Karaosmanoğlu, “Karadeniz’in altında bizim için bir hidrojen kaynağı yatıyor. Hem çevre sorununu çözmek hem de hidrojen elde etmek için önemli bir potansiyeldir.”

Filiz Karaosmanoğlu hidrojen renkleri ile ilgili, “Eğer, kömür gazlaştırmasıyla hidrojen elde edersek adına kahverengi hidrojen diyoruz. Doğal gazdan buharda reformlama ile elde edersek gri hidrojen, ama doğal gazdan buharda reformlama ile hidrojen elde edip bir de karbon ve depolama eklersek mavi hidrojen oluyor. Yenilenebilir kaynaklı elektrikle sudan hidrojen elde edersek yeşil hidrojen oluyor. Dünyada hala yeşil hidrojenin kilogram fiyatı 3 ile 7,5 dolardır. Grinin fiyatı ise kilogram başına 0,9 ile 3,20’dir. Halen üretilen hidrojenin yüzde 1’i yeşildir. Ama burada bir öngörü var. 2030 yılı için yeşil hidrojen üretiminin artmasını öngörüyoruz” dedi.

Karaosmanoğlu, iklim değişikliğiyle ilgili olarak; “İklim değişimi ile hidrojenin ilişkisi, hidrojen üretim yönteminden gelir. Çünkü, siz hidrojeni tükettiğiniz vakit ister evsel ısınmada kullanın, ister evsel elektrikte kullanın hidrojenin iklim değişikliğine etkisi üretimdeki yaşam döngüsü değerlendirmesiyle çıkar. İklim değişimi için karbonsuz bir gaz olarak hidrojen liderdir. Ama, hidrojeni mevcut en temiz ve en iyi teknolojiyle üretmek koşuluyla” diye konuştu.

Filiz Karaosmanoğlu; “Enerji değişmek için dönüşürken doğal gaz vazgeçilemeyen lider bir fosil kaynaktır. Hidrojenin doğal gazla beraber tüketimi de çok önemlidir. Hidrojen demek, enerji tüketimi demektir. Enerji tüketmek demek, en yüksek karbon ayak izi demektir. En yüksek karbon ayak izi ise iklim değişimine etki etmek demektir” dedi.