Doğal gaz sektöründe hidrojene geçiş için 4 aşamalı yol haritası

Proje Yürütücülüğünü GAZBİR ve GAZMER’in yaptığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından desteklenen ‘Yenilenebilir Gaz Üretimi Projesi’ kapsamında gerçekleştirilen testler başarıyla tamamlandı. 

Gas&Power, GAZBİR-GAZMER tarafından hazırlanan ‘Türkiye Doğal Gaz Sektörü Hidrojene Geçiş Strateji Belgesi’ ve ‘Yenilenebilir Gaz Üretimi Projesi’ni tüm yönleriyle masaya yatırdı. Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR-GAZMER) Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Mehmet Kürşad Marancı ‘Türkiye Doğal Gaz Sektörü Hidrojene Geçiş Strateji Belgesi’ ve projenin ayrıntılarını Gas&Power okurları için anlattı.

ASIL SONUÇLAR UZUN SOLUKLU TESTLER SONUCUNDA ORTAYA ÇIKACAK

GAZBİR-GAZMER Konya’daki Temiz Enerji Merkezi’nde test amaçlı sırasıyla oransal olarak ortalama yüzde 5-10-15-20’ye kadar hidrojen ile yüzde 95- 90-85-80’e kadar doğal gaz karıştırıldı ve elde edilen karışım, test amaçlı yakıldı ve başarılı sonuçlar alındı. Geçtiğimiz Şubat ayında Merkezde hidrojen yüzde 20 oranında doğal gaza karıştırılmış ve evsel cihazlarda testlere başlanmıştı. Elde edilen ilk sonuçlar başarılı olurken, asıl sonuçlar ise uzun soluklu testler sonucunda ortaya çıkacak. Türkiye’de yürütülen doğal gaz sistemlerine hidrojen enjekte projesinin ilk sonuçlarına göre, şu anki doğal gaz iç tesisatlarında ve tüketici cihazlarında önemli bir değişikliğe gerek kalmaksızın hidrojenin, dağıtım ağlarında doğal gazla birlikte en fazla yüzde 20 oranında (hacim olarak enerji içeriği bakımından yüzde 6 oranına eşdeğer) karıştırılabileceği değerlendiriliyor. 


GAZBİR DOĞAL GAZ SEKTÖRÜ İÇİN HİDROJENE GEÇİŞTE YOL HARİTASI ÖNERİLERİNİ HAZIRLADI

GAZBİR-GAZMER proje çıktılarıyla birlikte “Türkiye Doğal Gaz Sektörü Hidrojene Geçiş Strateji Belgesi”ni de tamamladı. Hidrojenle ilgili çalışma yürüten önde gelen ülkelerin ulusal hidrojen stratejileri, ulusal hidrojen stratejilerinde doğal gaz altyapısının rolü, doğal gaz sistemlerinde hidrojene geçiş politikaları ve hedefleri incelendi. Yapılan incelemeler ile Temiz Enerji Merkezi’nde yürütülen doğal gaza hidrojen enjeksiyon çalışmaları esas alınarak hazırlanan GAZBİR’in doğal gaz sektörü için hidrojene geçişte yol haritası önerilerinin Türkiye’nin gelecek 10 yıllardaki hidrojen politikalarına ışık tutması bekleniyor.

Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR-GAZMER) Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Mehmet Kürşad Marancı: ‘YENİLENEBİLİR VE KARBONDAN ARINDIRILMIŞ GAZLAR İÇİN ULUSAL BİR PİYASA TASARIMININ HAZIRLAMASI GEREKLİ’


Hidrojenin son yıllarda giderek öne çıkan bir alternatif olmasının arkasında yatan faktörler neler? Hidrojenin kullanımıyla ilgili yürütülen çalışmalarda hangi alanlar öne çıkıyor?

Ülkeler, iklim değişikliği ile mücadele etmede birçok enerji türünü değerlendirmekte ve uygulamakta. Bu süreçte başarılı bir enerji geçişi için karbondan arındırılmış hidrojen kullanımı, ülkelerin son zamanlarda ilgisini çekmeye başladı. Hidrojenin geniş uygulama yelpazesi sunması tercih edilebilirliğini arttırıyor. Oluşturulan ulusal hidrojen stratejilerinde birçok uygulama alanına yönelik hedefler belirlenmiştir. Bu noktada doğal gaz şebekeleri de önemli uygulama alanı olarak görülüyor.Ulusal hidrojen stratejilerindeki hedeflere ulaşılmasında doğal gaz altyapılarına çok büyük roller düşüyor. Hidrojenin taşınmasında, nihai kullanıcıya ulaştırılmasında, depolanmasında ve karbonsuzlaştırma çalışmalarında doğal gaz şebekeleri kritik rol üstlenmektedir. Hidrojenin gaz şebekesine entegre edilmesi ile düşük karbonlu ekonomiye geçişi kolaylaştıracağı ve doğal gaz altyapılarının sürdürülebilirliğini sağlanmasına önemli katkılar sunması bekleniyor. Bu amaç doğrultusunda, birçok ülkede doğal gaz sistemlerinde hidrojen kullanımının önündeki engellerin kaldırılması için projeler yürütülürken yol haritaları da hazırlanıyor.Dünya çapında birçok ülkede doğal gaz şebekelerine hidrojen enjekte projeleri yürütülüyor. Başlangıçta yürütülen projeler Avrupa ile sınırlı olsa da, 2017’den beri diğer ülkeler (Avustralya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gibi) düşük karbonlu hidrojen talebini artırmak için gaz şebekelerine yönelik projeler yapmaya başladı. Yılda yaklaşık 2 bin 900 ton hidrojeni gaz şebekesine karıştırabilen tesisler şu anda dünya çapında mevcut durumda. Yürütülen çalışmalar neticesinde şu anda dağıtım boru hatlarının yapısında veya tüketici cihazlarında önemli bir değişikliğe gerek kalmaksızın hidrojenin, dağıtım ağlarında doğal gazla birlikte en fazla yüzde 20 oranında (hacim olarak enerji içeriği bakımından yüzde 6 oranına eşdeğer) karıştırılabileceği görüşü mevcut.Yurtdışında yürütülen doğal gaz hatlarına hidrojen enjeksiyon projelerinden bazıları;

 H100 Fife Projesi (İngiltere / 2021-2026):  

• Dünyanın ilk yüzde 100 yeşil hidrojen ağı projesi

• 300 konuta bağlanacak, konut sakinleri yeşil hidrojeni ısınma ve pişirmede kullanacakH2HoWi Projesi (Almanya / 2020-2023):   

• Mevcut doğal gaz boru hatlarının saf hidrojene uygun olarak dönüştürülmesiPower2Gas Rozenburg Projesi (Hollanda / 2019-2025):

• Doğal gaz şebekesine yüzde 100 hidrojen enjekte edilerek 550 evde kullanılması HyNTS Future Grid Projesi (İngiltere / 2021-2023):

• Çelik hatlarda hidrojen enjekte çalışması (yüzde 2’ den yüzde 100 hidrojen testleri yapılacak)


GAZBİR-GAZMER tarafından yürütülen çalışma ve bu çalışmanın çıkış noktasıyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Proje ne zaman başladı ve hangi aşamalardan geçti? Kaç paydaş projeye destek veriyor? 

2020 yılının Ocak ayında T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda düzenlenen “Enerjide Arama Buluşmaları: Hidrojen” konulu çalıştayda T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sn. Fatih Dönmez’in “Türkiye’de en geç 2021 sonunda dağıtım hatlarına ilk hidrojen girişinin olmasını hedefliyoruz. İlk başta bu deneysel ve çok az bir miktar olabilir” açıklaması ile doğal gaz sektöründe de hidrojen çalışmalarına hız verildi. Bu hedef doğrultusunda, Aksa Doğal Gaz ve Enerya Doğal Gaz proje ortaklığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Ar-Ge Komisyonunca onaylanan Yenilenebilir Gaz Üretimi projesinin, Ar-Ge ve bütçe faaliyetlerinin GAZBİR-GAZMER tarafından yürütülmesi için yetkilendirme gerçekleştirilmiştir. GAZBİR-GAZMER yürütücülüğünde Konya şehrinde Türkiye’nin ilk Power to Gas projesi 2020 yılının başında başlamış olup ve çalışmalar devam ediyor. Bu proje ile Türkiye’de ilk defa doğal gaz ile hidrojenin karıştırılarak evsel cihazların beslenmesi hayata geçirilmiştir. Proje ile çevreye etkileri azaltılmış ve karbonsuzlaştırma çabalarına katkı sağlayacak bir çözüm geliştirilmesi hedeflenmektedir. Güneş panelleri, rüzgâr türbini ve yakıt hücresi ile ihtiyacının yüzde 100’ünü yenilenebilir enerjiden sağlayan bir laboratuvar kurularak, hem akademik alanda hem de endüstriyel alanda yol gösterici çalışmalar ortaya konulmaya başlanmıştır. Projede temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları ile hidrojen üretilmesi, üretilen hidrojenin doğal gaz hattına enjeksiyonu, proje ekibince geliştirilmiş gaz karışımı ve kontrol sistemleri kullanılarak, hidrojen ve doğal gaz karışımının yakma sistemlerinde test edilmesi, verim, çevresel etkiler ve ekonomik açıdan değerlendirmeler yapılması amaçlanmaktadır. Projede devlet kurumlarından, doğal gaz dağıtım şirketlerinden ve imalatçı firmalardan oluşan birden çok paydaş ve destek veren kuruluşlar bulunmaktadır.

YÜZDE 20’YE KADAR HİDROJEN KARIŞTIRILDI VE BAŞARILI SONUÇLAR ALINDI

GAZBİR-GAZMER Temiz Enerji Merkezinde test amaçlı sırasıyla oransal olarak ortalama yüzde 5-10-15-20’ye kadar hidrojen ile yüzde 95- 90-85-80’e kadar doğal gaz karıştırıldı ve elde edilen karışım, test amaçlı yakıldı ve başarılı sonuçlar alındı. GAZBİR-GAZMER olarak geçtiğimiz Şubat ayında Temiz Enerji Merkezinde hidrojen yüzde 20 oranında doğal gaza karışımı ve evsel cihazlarda testlerin başlandığı, ilk sonuçların başarılı olduğu ve asıl sonuçların uzun soluklu testler sonucunda ortaya çıkacağını açıkladık.

Türkiye’de yürütülen doğal gaz sistemlerine hidrojen enjekte projesinin ilk sonuçlarına göre, şu anki doğal gaz iç tesisatlarında ve tüketici cihazlarında önemli bir değişikliğe gerek kalmaksızın hidrojenin, dağıtım ağlarında doğal gazla birlikte en fazla yüzde 20 oranında (hacim olarak enerji içeriği bakımından yüzde 6 oranına eşdeğer) karıştırılabileceği düşünülüyor.

Konya’da kurulan sistemin kurulu gücü ve hidrojen üretime kapasitesi ne kadar?

Sistemin hidrojen üretme kapasitesi günlük 12 Nm3’tür. Sistemin kurulu gücü ise 2 kW rüzgâr türbini, 2 kW yakıt hücresi ve 114 kW güneş enerjisi olmak üzere toplam 118 kW’tır.

Yaptığınız testlerde elde ettiğiniz sonuçlara göre bugün yenilebilir kaynaklardan sağlanan elektrikten üretilen hidrojenin kg başına maliyeti ne kadar? 

Mevcut sistemimizde hidrojenin yenilenebilir kaynaklardan üretim maliyeti doğal gaza göre 8-10 kat daha pahalıdır.  Unutulmamalıdır ki demonstrasyon amaçlı kurulan sistemlerde genelde maliyetler belirleyici parametre olmaz. Sistemin büyük bir ölçeğe taşındığında maliyetlerin daha aşağı ineceği aşikârdır.

1 MWh kapasiteli bir elektroliz tesisin yaklaşım yatırım maliyeti ne kadar?

Yaptığımız gerek deneysel gerekse teorik çalışmaların ışığı altında elektrolizi geniş ölçekli boyutlara taşıdığımızda hidrojen üretiminde m3 başına ihtiyaç duyulan elektrik ihtiyacı 3-4 kWh arasında olduğu görülmektedir. Buda kg başına 35-45 kWh’e denk gelmektedir. 1 MW gücünde, yaklaşık saatte 250 Nm3 hidrojen üretebilecek bir elektrolizör ünitesinin satış fiyatı 16-20 milyon TL arasında değişmektedir.


Hidrojen taşımayla ilgili iletimde teknik altyapıdan kaynaklı kısıtlar ve güvenlik riskleri neler? Hidrojen üretimi ve taşımada bu riskler nasıl aşılabilir?

Hidrojenin boru hattıyla taşınması ve yurt içinde kullanılması, teknik ve güvenlik açıdan önemli sorunlar teşkil etmektedir. Hidrojen kolaylıkla sızıntı yapabilir, metal boruların kırılganlaşmasına neden olabilir ve doğal gaz için kullanılandan farklı kimyasal katkı maddeleri ve koku maddelerinin (alevin görülebilir olması ve gazın kokusunun alınması için) kullanılmasını gerektirebilir. Enerji yoğunluğu ve boru hattındaki akışı doğal gazdan farklı ve sistem işleyişleri, sayaçlar ve cihazlar açısından olası sonuçları var.Hidrojenin doğal gaz ağına doğrudan enjeksiyonuna ilişkin bir diğer sorun hidrojen gevrekliğidir. Bu durum, demir ve çelikten yapılmış borularda meydana gelmekte ve boru çatlaklarının artmasına neden olabilmektedir. Hidrojenin yanma sınır değerleri doğal gaza kıyasla daha geniştir. Hidrojen eklenmesi ile yanıcılık sınırlarının genişlemesi nedeniyle karışım gazındaki sızıntıların tutuşma olasılığı biraz daha yüksek olur. Hidrojen/doğal gaz karışımlarının patlamaları biraz daha yüksek basınca sahiptir ve bu nedenle daha fazla hasara neden olabilir ancak risk artışı çok azdır. Ayrıca hidrojen ile karıştırıldığında alev kısalır. Hidrojenin doğal gaz dağıtım ağına enjeksiyonu ile ilgili teknik, ticari ve düzenleyici konularda bir dizi bilgi boşluğu bulunmaktadır. Bu bilgi boşluklarının giderilmesi için hidrojen Ar-Ge’sine öncelik verilmelidir. Yürütülecek Ar-Ge çalışmaları sadece hidrojenin doğal gaz şebekesinde güvenilir ve emniyetli bir şekilde taşınmasıyla sonuçlanmayacak, aynı zamanda hidrojen üretimi, taşınması ve kullanımıyla ilişkili yaşam döngüsü maliyetinin düşürülmesine de yardımcı olacaktır.

“HİDROJEN İÇİN KAPSAMLI BİR DÜZENLEYİCİ ÇERÇEVE GELİŞTİRMEK ZAMAN ALACAK”

Hidrojen üretimi, iletimi ve ticareti konusunda henüz bir mevzuat yok. Hidrojen Mevzuatında Türkiye’de durum nedir? Mevzuatın hazırlanmasına ilişkin hazırlıklar ve devam eden çalışmalar var mı?

Türkiye’de doğal gaz hatlarına hidrojen enjeksiyonu için belirlenmiş düzenleyici bir çerçeve bulunmamaktadır. Şu an için hatlara hidrojen harmanlanmasına izin verilmemektedir. Hidrojenin doğal gaza enjeksiyonuna yönelik yürütülen teorik ve laboratuvar düzeyindeki projelerin sonuçları mevzuatsal düzenlemeler için şu aşamada yeterli olmayacaktır. Mevzuatsal düzenlemelerin ele alınması için daha geniş ölçekli hidrojen harmanlama projelerin geliştirilerek sonuçlarının incelenmesi gereklidir. Hidrojen için kapsamlı bir düzenleyici çerçeve geliştirmek zaman alacaktır. Düzenleme çerçevesinin, teknoloji, iş modelleri ve rekabet ortaya çıktıkça sektöre yanıt vermesi gerekecektir. Hidrojen enjeksiyonu için onay ve düzenleyici süreçlerdeki sıkıntıların belirlenmesi gereklidir. Hidrojene bağlı güvenlik risklerinin etkin bir şekilde düzenlenmesini sağlamak için sektör paydaşları arasında koordineli işbirliği oluşturulmalıdır. Mevzuatsal düzenlemede hidrojenin güvenli ve emniyetli kullanımının sağlanmasının yanında ekonomik sürdürülebilirliğine ve rekabet edebilirliğine de odaklanılmalıdır.


HEDEF 2025 SONRASINDA DOĞAL GAZA MİNİMUM YÜZDE 1-2 ORANINDA HİDROJEN ENJEKTE ETMEK

Hidrojenin doğal gazla karıştırılarak Türkiye’de dağıtım hattından konutlara en erken ne zaman verilmesi planlanıyor? İlk aşamada doğal gazın içine hidrojenin yüzde kaç oranında verilebilecek?

Şu an için kesin bir tarih söylemek doğru olmaz. Öncelikle daha çok uygulama çalışmasının yapılması gerekiyor. Önceliğimiz 2025 yılına kadar konutlarda, dağıtım ve iletim şebekelerinde güvenlik çalışmalarını tamamlayıp 2025 sonrası için bölgesel bazlı doğal gaz minimum yüzde 1-2 oranında hidrojen enjekte etmek.

“DOĞAL GAZA YÜZDE 5 HİDROJEN İLAVESİ İÇİN TÜRKİYE’NİN YENİLENEBİLİRDEN ELEKTRİK ÜRETİM KAPASİTESİ VE POTANSİYELİ YETERLİ”

Türkiye’nin artan yenilebilir enerji üretimi ve sahip olduğu potansiyeli dikkate aldığımızda Türkiye’nin mevcut teknik alt yapısıyla ve güvenlik sınırları içinde yıllık ne kadarlık bir hidrojen üretime potansiyeli olduğunu tahmin ediyorsunuz? 

Ülkemizin son 5 yılda yıllık ortalama doğal gaz tüketimi 48 milyar m3’. Örneğin doğal gaza yüzde 5 hidrojen ilavesi hedeflenirse 2,4 milyar m3 hidrojen ihtiyacı olacaktır. Buda yenilenebilir kaynaklar ile elektrolizörde üretildiğinde 7-10 TWh elektrik ihtiyacına tekabül etmektedir. Ülkemizde elektrik tüketimi yıllık yaklaşık 300 TWh olarak gerçekleşmektedir. Bu tüketimin yaklaşık yüzde 12’si yenilenebilir kaynaklardan ve yüzde 20’si hidroelektrik santrallerinden karşılanmaktadır. Ayrıca hidroelektrik santrallerindeki en büyük problem sürekli elektrik ihtiyacı olmamasıdır. Santrallerin sürekli çalışabilmesi ve arz talep dengesinin kurulması ile elde edilecek fazla elektrikten hidrojen üretmek mümkün olacaktır. Enerji Bakanlığına tarafından yapılan çalışmalarda ülkemizde kurulabilecek rüzgâr santrallerinin toplam kapasitesinin 48 GW olduğu belirlenmiştir. Ayrıca ortalama yıllık güneşlenme süresi 2.741 saat olup ortalama yıllık toplam ışınım değeri 1.527 kWh/m2 olarak hesaplanmıştır. Son olarak Türkiye’nin jeotermal kaynaklardan elektrik üretim potansiyeli 2 GW olarak tahmin edilmektedir. Dolayısıyla kapasiteleri sürekli artan yenilenebilir enerji kaynaklı santraller ve ülkemizin potansiyeli düşünüldüğünde yeterli kapasitenin olduğu görülmektedir.


“HİDROJENİN DİĞER KULLANIM ALANLARINDAKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”

Hidrojenin sadece doğal gazın içine karıştırılması söz konusu değil. Ulaşımda hidrojenle çalışan kamyon ve şehir içi otobüsler ve sanayide kullanımı da söz konusu. Üretilecek hidrojenin bu alanlarda kullanılması da söz konusu olabilir mi? Dağıtımın yanında konunun bu tarafıyla da ilgileniyor musunuz?

Önceliğimiz doğal gaz sektöründe kullanımıdır ancak hidrojenin diğer kullanım alanlarındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Hidrojen, düşük karbon ayak iziyle üretilmesi halinde etkili bir karbondan arındırma unsuru olabilir. Ulaşımın, endüstrinin, binaların ve elektrik üretiminin karbondan arındırılması için yenilenebilir kaynaklardan veya karbon yakalama depolama (CCS) teknoloji ile fosil yakıtlardan elde edilen hidrojen kullanımı en etkili yollardan biridir;

• Ulaşımda yakıt olarak hidrojen kullanımı. Ulaşım sektöründeki kamyonlar, otobüsler, gemiler, trenler, büyük arabalar ve ticari araçlar için hidrojen en umut verici karbonsuzlaştırma seçeneğidir. Özellikle büyük araçların elektrikli modellerinde yaşanan yüksek başlangıç maliyetleri ve batarya problemleri göz önüne alındığında… 

• Endüstride ise, yüksek kaliteli ısı üretimi, çeşitli işlemlerde hammadde olarak ve endüstriyel süreçlerin karbondan arındırılması için hidrojen kullanılabilir. 

• Binalarda ısıtma amacıyla kullanılan doğal gaz yerine kısmi veya tamamen hidrojen kullanılarak karbon salımı azaltılabilir. 

• Elektrik üretiminde fosil yakıtlı santrallerin yerini H2 yakıtlı türbinlerin ya da H2 yakıt hücreli sistemlerin almasıyla elektrik üretim kaynağının karbondan arındırılması sağlanabilir.

Yüzde 5-10-15 ve 20 oranında hidrojenin gazla karıştırıldığı testlerde çıkan sonuçlar ve verimlilik nasıl?

GAZBİR-GAZMER Temiz Enerji Merkezinde test amaçlı sırasıyla oransal olarak ortalama yüzde 5-10-15-20’ye kadar hidrojen ile yüzde 95-90-85-80’e kadar doğal gaz karıştırıldı ve elde edilen karışım, test amaçlı yakıldı ve başarılı sonuçlar alındı ancak asıl sonuçlar uzun soluklu testler sonucunda ortaya çıkacaktır. Türkiye’de yürütülen doğal gaz sistemlerine hidrojen enjekte projesinin ilk sonuçlarına göre, şu anki doğal gaz iç tesisatlarında ve tüketici cihazlarında önemli bir değişikliğe gerek kalmaksızın hidrojenin, dağıtım ağlarında doğal gazla birlikte en fazla yüzde 20 oranında (hacim olarak enerji içeriği bakımından yüzde 6 oranına eşdeğer) karıştırılabileceği düşünmekteyiz. Doğal gaza hidrojen enjeksiyonu ile Wobbe endeksi, ısıl değer, metan emisyonu, yanma aralığı ve alev geri tepme gibi gaz kalitesini etkileyen değerlerde değişikler meydana gelmektedir. Doğal gaza hidrojen eklenmesi sonucunda karbon emisyonunda azalım, Wobbe endeksinde ve hacimsel ısıl değerde azalma olmaktadır.

“TÜM GÜVENLİK TESTLERİ TAMAMLANDIKTAN SONRA BÖLGESEL BAZDA ŞEBEKELERE KÜÇÜK ORANLARDA HİDROJEN ENJEKSİYONUNA GEÇMEYİ PLANLIYORUZ”

Proje bundan sonra nasıl devam edecek?

Konut ve Sanayi’de hidrojen kullanımları için pilot çalışmaların arttırılması ve evsel cihazlar için tüm güvenlik testlerin yapılması öncelikli Ar-Ge çalışmalarımız olacaktır. Tüm güvenlik testleri tamamlandıktan sonra bölgesel bazda şebekelere küçük oranlarda hidrojen enjeksiyonuna geçmeyi planlıyoruz.


“PAZAR TASARIMI NETLEŞTİRİLEREK VE SEKTÖR ENTEGRASYONU DESTEKLENEREK REKABETÇİ BİR HİDROJEN EKONOMİSİNİN TEMELLERİ ATILABİLİR”

Son olarak hidrojen üretiminin Türkiye’de gelişimi ve yatırımcıların bu alana girmeleri için ne gibi teşvikler sağlanmalı? Burada mevcut zorluklar ve sorunlar neler?

Jeopolitik konumu ve yenilenebilir enerji kaynağı potansiyeli ile Türkiye, küresel hidrojen pazarında güçlü bir yer edinme fırsatını yakalayabilir. Öncelikle Türkiye, hidrojenin de dâhil olduğu yenilenebilir ve karbondan arındırılmış gazlar için ulusal bir piyasa tasarımının hazırlaması gereklidir. Pazar tasarımı netleştirilerek ve sektör entegrasyonu desteklenerek rekabetçi bir hidrojen ekonomisinin temelleri atılabilir. Olgun bir hidrojen pazarı oluşması ise yeterli talep olduğunda ve mevcut bir hidrojen altyapısı oluştuğunda var olacaktır. Hidrojen pazarı oluşumu için iç pazarda yatırım ve reform yapılmalı ve aynı zamanda kısa, orta ve uzun vadeli uygulama planları hazırlanmalıdır. Türkiye’de hidrojen, endüstri ve konutlarda doğal gazın yerini alma konusunda önemli bir potansiyele sahiptir. Hidrojenin doğal gaz sektöründe yaygınlaşmasını sağlamak için teşvik, sübvansiyon veya tarife garantisi gibi mekanizmalar geliştirilmesi gereklidir. Uzun vadede, yerinde hidrojen üretim ve ulusal hidrojen ağlarının genişletilmesi öncelikli oluşturulacak pazar stratejisi sayesinde sınır ötesi hidrojen ticareti hacminin artması beklenebilir. Bu durum Türkiye için önemli ekonomik kazanımlar sağlayabilir.Doğal gaz sektöründe 1990’ın ilk yarısında, imalatların yüzde 90’ı dışa bağımlı iken bugün müteahhitlik hizmetlerinin yüzde 100’ü tesis ve ürün kullanımının ise yüzde 90’ı milli üretim olarak gerçekleşmektedir. Benzer durum kademeli hidrojene geçiş sırasında da gerçekleşebilir. Hidrojen enjeksiyonu neticesinde doğal gaz ekipman ve cihazlarında modifikasyona ya da yeni üretime ihtiyaç duyulacağından, yerli doğal gaz sektörü imalatçıları için de yeni bir pazar imkanı oluşabilir.

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE HİDROJENE GEÇİŞ İÇİN 4 AŞAMALI YOL HARİTASI

Belgede 2050 yılına kadar Türkiye doğal gaz sektöründe hidrojene geçiş için 4 aşamalı bir yol haritası önerisinde bulunulmuş bu aşamaları ve içerdikleri hedeflerden bize kısaca bahseder misiniz?

Türkiye doğal gaz sektörü hidrojene geçiş stratejisinde ilk odak noktası, tüketicileri korurken mevcut gaz ağlarında yeniliği mümkün kılmak olmalıdır. Bu rapor kapsamında 2050 yılına kadar Türkiye doğal gaz sektörü hidrojene geçiş yol haritası önerimiz 4 aşamadan oluşmaktadır;

 • 2021-2025: Ar-Ge çalışmaları 

• 2025-2030: Küçük ölçekli entegrasyon – düşük hidrojen konsantrasyonu 

• 2030-2040: Yeni altyapılar – hidrojen konsantrasyonunda artış

 • 2040-2050: Yüzde 100 hidrojene uyumlu gaz altyapısı

‘TÜRKİYE DOĞAL GAZ SEKTÖRÜ HİDROJENE GEÇİŞ STRATEJİ BELGESİ’

Hazırladığınız “Türkiye Doğal Gaz Sektörü Hidrojene Geçiş Strateji Belgesi”nde Türkiye doğal gaz sektöründe emniyetli ve güvenli bir hidrojen geçiş stratejisinin hazırlanması için 9 ana başlık altında değerlendirilme yapıldığını görüyoruz bunları biraz açar mısınız?

Entegre bir enerji sisteminde doğal gaz altyapısını geleceğe hazır hale getirmek Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir ve uygun maliyetli karbonsuzlaştırma çalışmaları için kilit bir rol oynayacaktır. Bu çalışma kapsamında önerilen hidrojene geçiş stratejisi ile altyapı sağlayıcılarının yanı sıra endüstriyel ve özel tüketiciler için planlama ve yatırım ortamını daha güvenli hale getirecek altyapı, üretim ve tüketim tarafındaki önlemlerin senkronizasyonu için bir yol göstermek ve doğal gaz sektöründe yenilenebilir gaz ve düşük karbonlu gaz teknolojilerine geçiş stratejisinin oluşturulmasına öncülük etmek amaçlanmıştır. Sorunsuz ve güvenli bir hidrojen geçişinin sağlanabilmesi için 9 ana konu üzerinden öneride bulunulmuştur:

• Çalışma Grubu Oluşturulması 

• Gaz Kalitesi ve Güvenlik

• Teknik Uyum Çalışmaları 

• Geçiş ve Entegrasyon Süreci 

• Doğal Gaz Kullanıcıları 

• İnsan Kaynağı

 • Ar-Ge ve Yatırım 

• Mevzuat Çalışmaları 

• Pazar Oluşumu