botaş

BOTAŞ, Saros FSRU projesi ile ilgili iddialara yanıt verdi

Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Saros FSRU (Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Tesisi) Gemi İskelesi Projesi ile ilgili olarak “bilime ve mevzuata aykırı bir şekilde proje inşaatına başlandığı” iddialarının gerçek dışı olduğunu bildirdi

BOTAŞ’tan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Son zamanlarda Kuruluşumuz tarafından yürütülen ve ülkemiz enerji arz güvenliği için önemli ve büyük atılımlardan biri olan Saros FSRU (Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Tesisi) Gemi İskelesi Projesi ile ilgili olarak bazı basın yayın organları tarafından kamuoyunda oluşturulan gerçek dışı algıların giderilmesi ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine yönelik açıklama yapılması gereği hâsıl olmuştur.

1. İddia: BOTAŞ’ın üç ayrı bilirkişi raporuna rağmen bilime ve mevzuata aykırı bir şekilde proje inşaatına başladığına dair iddia;

Cevap: Bilirkişi raporları Kuruluşumuz tarafından dikkate alınmaktadır ve titizlikle irdelenmektedir. Bilindiği üzere yargıya taşınan uyuşmazlıklarda bilirkişiye başvurulmasındaki amaç uyuşmazlığın sonlandırılması değildir. Bilirkişi raporları takdiri delil niteliğinde olup mahkemeyi bağlayıcı değildir. Uyuşmazlığı sonlandıracak hukuki değerlendirme mahkemeye aittir. Söz konusu proje ile ilgili mahkemece verilen bir iptal kararı veya yürütmeyi durdurma kararı bulunmadığından proje inşaatının sürdürülmesinde hukuka aykırılık yoktur.

Keşif sonrası, 9 üyeden oluşan bilirkişiler tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda üyeler tarafından gerekli değerlendirmeler yapılmış olup, 6 üye tarafından proje LEHİNE görüş bildirilmiş, diğerleri ise süreç iyileştirmesi niteliğinde görüş beyan etmişlerdir. İddia edildiği gibi bilirkişi heyeti projeye bilimsel anlamda ‘hayır’ dememiştir. Dolayısıyla saha çalışmalarını durduran bir karar söz konusu değildir.

2. İddia: Açılan dava üzerine Edirne Bölge İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı verdiği iddiası;

Cevap: Edirne İdare Mahkemesince verilen bir iptal kararı veya yürütmeyi durdurma kararı bulunmamakta olup bu ifade doğru değildir.

Saros FSRU Projesi kapsamında devam eden 3 dava bulunmaktadır;

 19.04.2019 tarihli “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” Belgesi için Açılan Dava:

“SAROS FSRU GEMİ İSKELESİ PROJESİ” kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 19.04.2019 tarihinde verilen ÇED Olumlu Belgesinin iptali için Edirne İdare Mahkemesinde açılan davada 2020/270 Karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ancak bu iptal kararı Danıştay 6. Dairesinin 2020/6850 sayılı kararı ile BOTAŞ lehine bozulmuştur.

Edirne İdare Mahkemesinde Danıştay kararına göre, yeniden yargılamaya başlanmış olup dosya kapsamında 09/11/2020 tarihinde proje sahasında yapılan keşif sonrası ilk bilirkişi raporu mahkemeye sunulmuştur.

İlk bilirkişi raporunda ÇED hakkında 9 üyeden 5’i olumlu görüş belirtmiş, 4’ü ise süreç iyileştirme niteliğinde görüş belirtmiştir.

İtiraz sonrası tekrar yapılan keşif neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunda bu kez 6 üye proje LEHİNE olumlu görüş bildirmiş, diğerlerinde ise süreç iyileştirmesi niteliğinde görüş beyan edilmiştir. İddia edildiği gibi bilirkişi heyeti projeye bilimsel anlamda hayır dememiştir.

Kuruluşumuz tarafından titizlikle değerlendirilen raporda süreç iyileştirmesi talep edilen hususlar ile ilgili gerekli işlemler yapılmış olup Mahkeme’ye sunulmuştur.

Görüldüğü üzere, ÇED Olumlu Belgesinin iptaline ilişkin açılan bu davada verilmiş bir iptal kararı veya yürütmeyi durdurma kararı bulunmadığından ÇED Olumlu Belgesi doğrultusunda proje inşaatı sürdürülmektedir.

3. İddia: Projenin doğal gaz limanı ve dolum tesisi olarak ifade edilmesine yönelik iddia;

Cevap: FSRU Projesi incelendiğinde proje adı, Saros FSRU (Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Tesisi) İskelesi ve Yardımcı Tesisleri Projesi’dir. Proje bir İSKELE YAPIM PROJESİ olup iddia edildiği üzere bir liman projesi değildir.

FSRU sistemi bir liman özelliği taşımamaktadır. Bu sistemde; gemi ünitesindeki sıvı formundaki doğal gaz (LNG), gaza çevrilerek boru hatları vasıtasıyla Marmara Bölgesi iletim sistemine gönderilmektedir. Dolayısıyla inşa edilen yapı ticari bir ”liman” değil ”iskele”dir.

4. İddia: Özel Çevre Koruma Alanında çalışmalar yapıldığı, Çevre Şehircilik Bakanlığı kurallarının ihlal edildiği, halkın çıkarlarının dikkate alınmadığına dair iddia;

Cevap: Proje alanı ve etki alanında herhangi bir korunan alan bulunmamaktadır. Proje alanı Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde de değildir. Bu Proje sayesinde Saros Özel Çevre Koruma Bölgesinde olmayan komşu bölgeler de proje alanı ile birlikte yeniden hayat bulacaktır. Bu süreçte çevre ve habitatın geliştirilmesine, doğanın ve bölge halkının çıkarlarına çok yönlü bir yaklaşımla ve büyük bir özenle katkıda bulunulmaktadır.

Saros FSRU İskelesi ve Yardımcı Tesisleri Projesi kapsamında Kuruluşumuz tarafından ilgili genel müdürlükler ve il müdürlüklerine; yaklaşık 70 dolayında kamu kurumuna gönderilen 17.05.2018 / 20628 ve 01.06.2018 / 23091 sayılı yazılarla, ayrıca ÇED sürecinde, proje hakkında bilgilendirme yapılarak ikinci kez ilgili bütün kurumlardan kurum görüşleri talep edilmiştir.

Bu yazılara cevaben bütün kurumların tamamından olumlu görüş alınmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünden alınan 22.05.2018 / 90444 sayılı yazıda da proje alanının özel çevre koruma alanında kalmadığı ve uygun bulunduğu belirtilmiştir.

Projenin devam eden inşaat sürecinde kontrollü bir şekilde çalışmalar gerçekleştirilmekte, ilgili kanun ve yönetmeliklere uyulmakta ve kurum/kuruluşların önerdiği bütün önlemler alınmaktadır. Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi başta olmak üzere, işletme aşamasında kontrollü bir şekilde çalışmalar gerçekleştirilecek olup bölgede hiçbir çevresel olumsuz etkilenme olmayacaktır.

5. İddia: Tarım arazilerine, ormanlık alanlara, denize ve sahile zarar verilebileceğine dair iddia;

Cevap: Proje ile ilgili; tarım, orman, deniz, çevre ile ilgili bütün kurumlardan olumlu ve projenin hukuka uygun olduğuna dair görüşler alınmıştır. Projenin tarım arazilerine, ormanlık alanlara, denize, sahile ve dolayısıyla çevreye zarar vermediğine ve sürecin hukuka uygun şekilde yürütüldüğüne ilişkin doküman ve ayrıntılı açıklamalarımız Edirne İdare Mahkemesi nezdinde görülen dava dosyalarında da yer almaktadır. Özetle;

Proje sahasında ilgili kurumlardan tarım dışı kullanım izni alınmış olup tarımsal faaliyetler zarara uğramayacaktır. Proje alanı ve kara boru hattı boyunca kullanılacak arazilerin ve çevre arazilerin mevcut durum tespitleri (kimyasal ve fiziksel özellikleri), alınması gereken koruma önlemleri Toprak Koruma Projesi kapsamında belirlenmiş ve 12.12.2019 tarihinde Toprak Koruma Projesi onaylanmış olup proje sahasında Toprak Koruma Projesinde belirtilen bütün hususlara uyulmaktadır.

Borular gömülmeden önce toprağın verimli kısmı ayrılarak, gömüldükten sonra toprak yüzeyi korunacak, arazi eski haline getirilirken verimli toprak yüzeye yeniden konulacaktır. Arazi sahipleri ilgili proje alanında tarım yapabileceklerdir.

Proje kapsamında boru hattı döşenecek yaklaşık 17 km uzunluğundaki kara boru hattı güzergâhı belirlenirken, orman tahribatını önlemek amacı ile hattın olabildiğince yangın nedeniyle tahrip olmuş alanlardan, orman yangın önleme şeridi yakınından, orman yolu kenarından veya yol yakınından geçirilmesine özen gösterilmiştir.

Proje sürecinde ağaçların kesilmemesi ana ilkemizdir. Proje kapsamında etkilenecek ağaçların 10 katı kadar ağaç dikileceği taahhüt edilmiş ve 5 bin ağacın taşınmaya uygun olduğunun Orman İşletme Müdürlüğü tarafından belirlenmesinin ardından bu ağaçlar en uygun yöntemle taşınmıştır. Böylece taahhüdümüze uygun olarak yaklaşık 25.000 ağaç dikilmesi gerekirken, ilaveten 100.000 çam fidanı dikilerek taahhüdümüzün üzerine çıkılarak, dikilecek ağaç sayısı artırılmış ve bu kapsamda fidan dikimleri tamamlanmıştır.

Ayrıca Keşan ilçesinin Sazlıdere Köyü ile birlikte Gökçetepe, Mecidiye, Pınarköy, Yerlisu, Beyköy, Erikli, Yayla ve Danişment köylerine toplam 100 bin zeytin fidanı dikilerek bölgedeki zeytin kültürü BOTAŞ sayesinde tekrar canlandırılmaya başlamıştır. Çevreye olan duyarlılığı ve gelecek nesiller için enerji verimliliğine gösterdiği özenle enerji sektöründe, Türkiye’de öncü dünyada sayılı kuruluşlar arasında yerini alan Kuruluşumuz tarafından Saros Körfezi’nde 100 bin zeytin fidanı dikilmiştir.

Proje alanında kurulacak iskelenin ve dolgu platformunun yapımında kullanılan malzemeler kısa ve uzun vadede deniz kirliliğine sebep olmayacak şekilde seçilmiş olup mevcut deniz suyu kirlilik ve plankton analizleri de tamamlanmıştır. Proje inşaat çalışmaları başlamadan önce de deniz suyu kirlilik analizleri tekrar yaptırılmış ve Bakanlığa analiz sonuçlarıiletilmiştir. Ayrıca inşaat ve işletme dönemlerinde altı ayda bir deniz suyu kirlilik analizleri tekrarlanarak sonuçlar ilgili kuruma gönderilecektir. Böylelikle proje alanında deniz suyu kalitesi sürekli kontrol altında tutulacaktır.

Gerçekleştirilecek faaliyetlerin deniz ekosistemine olan etkileri, inşaat döneminde üç aylık periyotlar şeklinde (mevsimlik izleme) bir hidrobiyolog tarafından izlenmekte olup raporlanarak ilgili kuruluşlara iletilecektir. Proje işletme aşamasında da izleme çalışmaları ilk yıl için 6 aylık periyotlar şeklinde uygulanacak, sonra yılda bir kez ilkbahar döneminde yapılacaktır. İzleme çalışmaları, hidrobiyolog ya da deniz biyologları koordinasyonunda yürütülerek en az 3 yıl süresince devam ettirilecektir. Böylelikle deniz ekosistemi hem inşaat hem de işletme dönemleri boyunca sürekli kontrol altında tutulacak ve deniz ekosisteminde herhangi bir olumsuzluk oluştuğunda müdahale edilebilecektir.

Son olarak; Türkiye’de bir FSRU projesine ihtiyaç olup olmadığı konusu TBMM tarafından değerlendirmiş olup açıkça bir FSRU iskelesine ihtiyaç olduğuna karar verilmiş ve 11. Kalkınma Planına (2019-2023) dâhil edilmiştir.

FSRU iskele projesine olan ihtiyacın kabulünde, ikinci olarak proje için en uygun lokasyonun belirlenmesi konusu önem arz etmektedir. Bu konuda da çok boyutlu, detaylı ve titiz bir çalışma yapılarak Saros Körfezi proje için en uygun yer olarak belirlenmiştir. Davacı taraf ise davanın hiçbir aşamasında daha uygun bir alternatif lokasyon olduğu iddiasındabulunmamakta, yapıcı olmayan, çözümden uzak, tamamen proje karşıtı olarak beyanlar sunmaktadır. Tamamen kamu yararı, yöre ve ülke refahı odaklı planlanmış olan projede bütün çevresel risklere karşı gerekli önlemlerin üst düzeyde alınarak, bu yatırımda önceliklendirilmesi gereken koruma-kullanma dengesinin gözetildiği ve projenin ülke kalkınmasına sağlayacağı katkı göz önünde alındığında üstün kamu yararı unsurlarının karşılık bulduğu açıktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”