“Beklentimiz öngörülebilir piyasa”

Enerji Ticareti Derneği (ETD) Başkanı ve Doğan Enerji CEO’su Burak Kuyan, Petroturk TV Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı. 

Enerji Ticareti Derneği (ETD) Başkanı ve Doğan Enerji CEO’su Burak Kuyan Covid-19 pandemisinin enerji ticaretine etkilerinden Karadeniz’deki 320 milyar metreküplük doğal gaz keşfine, Vadeli Doğal Gaz Piyasasından elektrik piyasasının beklentilerine kadar birçok başlıkta Petroturk TV Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı.

Enerji Ticareti Derneği (ETD) Başkanı ve Doğan Enerji CEO’su Burak Kuyan Petrotürk TV Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı. Kuyan, pandemi döneminde elektrik ve doğal gaz ticaretinde en büyük risk faktörünün tahsilatlar olarak öne çıktığını belirtirken, “Fiyatta gerçekleşen dalgalanmalar ticaretin doğası gereği bizler için çok büyük bir sorun teşkil etmemektedir. Fakat öngörülebilirlik noktasındaki sıkıntılar ciddi manada sektöre ket vuruyor. Bu yüzden bizim tek beklentimiz öngörülebilirliktir” ifadelerini kullandı.

“KEŞİF ÜLKEMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR AVANTAJ OLACAKTIR”

Karadeniz’deki 320 milyar metreküplük tarihi keşfi maddi anlamının dışında nasıl değerlendirirsiniz?

Bu keşif ülkemiz açısından Türkiye’nin kendi kendine yetebilecek olması ve diğer yapacağı doğal gaz sözleşmelerinde elini güçlendirmesi açısından oldukça önemli. Türkiye’nin kendi kaynağını keşfederek enerji alanında kendi bağımsızlığını ilan edebilmesi uzun vadeli dünya konjonktüründe bir yer edinmesi anlamında büyük önem taşıyor. Olayın maddi değeri süreç içerisinde değişiklik gösterebilecek olmakla birlikte keşif Türkiye’nin bulunduğu coğrafi durumda ülkemiz için önemli bir avantaj olacaktır.

“TÜRKİYE DOĞAL GAZ PAÇAL MALİYETİNİ AŞAĞI ÇEKMEYİ BAŞARDI”

2020 yılını elektrik sektörü açısından değerlendirecek olursak neler söylemek isterseniz?

Yılın en başına baktığımızda yıla iyi bir başlangıç yapmıştık. Rakamlar şunu çok net bir şekilde ifade ediyor ki; eğer Türkiye tüm dünya ile birlikte pandemi dönemini yaşamamış olsaydı Türkiye’nin elektrik talebinde ciddi bir artış olacağı aşikardı. Pandemi süreci bu rakamları olumsuz etkiledi.  Ticaret alanına baktığımızda geçen yıla göre ciddi bir toparlanma söz konusuydu. Pandemi ile birlikte oldukça durağan bir döneme geçtik. Pandemi ülkemizi en çok tüketim alanında etkiledi. Bu dönemde yüzde 15 tüketim düşüşü yaşandı. Sonrasında bu rakamlar normal seyrine ulaşmaya başladı. Geçen senenin Ocak-Eylül dönemine baktığınızda 211 TWh bir tüketim varken bu sene 207 TWh’lik bir tüketim gerçekleşti. Bu kadar olağanüstü bir gelişmeyi yaşayan bir ülkede daha fazla bir düşüş olması gerekirken Türkiye’nin artan enerji ihtiyacı sebebiyle bu oranın az yaşandığını çok net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Bu sebeple Türkiye elektrik tüketiminde bizim beklediğimiz karamsar tablodan çok daha iyimser bir tablo sergiliyor. Doğal gaz tarafında da bir toparlanma dönemine girdik diyebiliriz. Doğal gaz tarafında yaşanan olumlu bir gelişmeyi de sizlerle paylaşmak isterim ki;  pandemi tüm dünyayı etkilediği için Türkiye ucuz doğal gaz satın alıp yapılan başarılı depolama tesisleri yatırımları sayesinde bunları depolayarak doğal gaz paçal maliyetini aşağı çekmeyi başardı. Haziran ayı itibariyle pandeminin izlerinin yavaş yavaş silinmeye başladığını söyleyebiliriz.

“EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRÜ TAHSİLATLAR OLARAK ÖNE ÇIKTI”  

Bu süreç içerisinde kamu otoritesinden beklentileriniz var mı?

Pandemi hepimiz için ciddi ve bilinmez bir krizdi. Elektrik ve doğal gaz ticaretinde en büyük risk faktörü tahsilatlar olarak öne çıktı. Tahsilatlarda yaşanacak sıkıntılar tüm sektörü etkileyebilirdi. Bazı sıkıntılar yaşansa da alınan önlemler ve yapılan destekler sayesinde korkulan olmadı. Tahsilat tarafında en çok belediyeler, kamu ve belediye iştiraklerinde bazı sıkıntılar ortaya çıktı. Konuyla ilgili EPDK’nın yürüttüğü bir takım çalışmalar olduğunu biliyoruz. Bu sorun da inanıyoruz ki en kısa çözülecektir. Gerek Bakanlığımızın gerek EPDK’nın yoğun gayretleri ve bizlerle yaptığı istişareler sonucunda çok şükür ki bu önemli süreci sorunsuz atlatabildik. Bundan sonra bizim için en temel şey; öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik olacaktır. Fiyatta gerçekleşen dalgalanmalar ticaretin doğası gereği bizler için çok büyük bir sorun teşkil etmemektedir. Fakat öngörülebilirlik noktasındaki sıkıntılar ciddi manada sektöre ket vuruyor. Bu yüzden bizim tek beklentimiz öngörülebilirliktir.

“ÖZEL SEKTÖRÜN YURTDIŞINDAN LNG GETİRMESİNİN ÖNÜNÜN AÇILMASI GEREKİYOR”

Vadeli Doğal Gaz Piyasası oluşumunun sektöre etkilerini değerlendirir misiniz? Dernek olarak bu konuda yürütülen faaliyetleriniz neler?

Buradan öncelikle EPİAŞ ve EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu’na tüm bu kritik süreçlere bizleri de dahil ederek bizden katkı istedikleri için çok teşekkür ediyorum. Vadeli Doğal Gaz Piyasası’nın oluşumu sektör için çok önemli bir adım olmakla birlikte sıkıntıları tek başına çözmeye yeterli olmayacaktır. Bu sorunların çözümü sadece piyasa oluşumuyla gerçekleşemez. Ülkelerle yapılan kontratlar söz konusu olduğu için işin politik yanına da bakmamız gerekiyor. Bu yüzden doğal gaz piyasasında tamamen serbest bir piyasaya ulaşabilmenin yolu kontratlarımızın bittiği noktada olacaktır diye düşünüyoruz. 2021 yılı ile başlayıp belirli aralıklarla devam eden bu kontratların bitmesi gerekiyor. Türkiye daha özgürlükçü bir piyasaya ancak bu kontratların sona ermesi ile kavuşacaktır. Bu noktada bizim arzumuz tamamen elektrik piyasasında olduğu gibi özel sektörün domine ettiği rekabetin olduğu bir yapıya kavuşabilmek. Özel sektörün olmadığı bir yapıda bugün tarife mekanizmasıyla elektrik sattığımızda rekabetçilikten söz etmeniz mümkün değildir. Bu sebeple kontratların durumu çok önemli. Mutlak surette özel sektörün yurtdışından LNG getirmesinin önünün açılması gerekiyor ki doğal gaz ticaretinde daha aktif daha gelişmiş bir piyasa yapısına kavuşabilelim.

‘SON KAYNAK TARİFESİYLE BİRLİKTE SEKTÖRDE BİR İVME YAKALANDI’

Türkiye’de enerji ticaretinin geldiği noktayı ve atılması gereken adımları değerlendirmeniz mümkün mü?

Enerji ticaretinde 2005 yılında başlayan süreçten 2018 yılına kadar belirli bir ivmeyle başarıyı yakaladık. 2018 yılında yaşanan bazı talihsizlikler ticaret tarafına ciddi bir set vurdu. 2005- 2007’li yıllara geri giderek sektörde neredeyse bir 10 yıl gerileme yaşadık. Bu güveni yeniden oluşturmak için çaba harcarken bu sefer önümüze pandemi süreci çıktı.  Bu sebeple Türkiye’de elektrik ticaretinde kat edilmesi gereken daha çok yolumuz var. Doğal gaz tarafına baktığımızda orası da aynı şekilde. Bu süreci yeniden toplamak için hepimizin ciddi çabalar harcaması gerekiyor. Ticaret tarafında en önemli şey öngörülebilirlik. Ticaret tarafında öngörülebilirlik sadece tek tarafa bağlı olmamakla birlikte doğal gaz ticaretiyle çok yakın ilişkide seyrediyor. Elektrik ticaretinde arz sağlayabilmek için santrallerin piyasada işlem yapıyor olabilmesi gerekiyor. Fakat günümüzde doğal gaz santralini elektrik piyasasında işlem yapmaya ikna etmeye çalışmak oldukça zor bir süreç. Kimseye bunun nedenini soramayız çünkü doğal gaz fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar risk almayı ve yönetmenin önüne geçiyor. Burada arz gelmediği işlemler sığ kalıyor. Son kaynak tarifesiyle birlikte sektörde bir ivme yakalandı. Fakat daha fazlasını yapmak istiyoruz. Türkiye’nin bu konuda çok ciddi bir potansiyelinin olmasının yanı sıra Enerji Ticaret Merkezi olma gibi de bir hayali var. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için önümüzde atılması gereken adımlar var. Ama en önemli şey öngörülebilirlik. Bunu sağladığımız sürece Türkiye’nin potansiyeli ve gücü arzu ettiği hedeflere ulaşmasını sağlayacak. Bu konuda önümüzde hiçbir engel bulunmuyor. Doğal gaz piyasasında ticaretin gelişmesi için daha fazla adım atılması gerekiyor.

‘YEKDEM’DE 6 AYLIK SÜRE UZATIMINDAN ÖNCELİKLE VATANDAŞ OLARAK MUTLUYUM’

YEKDEM’de süre uzatımı kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazı şeyleri rakamsal boyutlarıyla değerlendirmekten ziyade neye hizmet ettiğine bakmak daha doğru olacaktır.  Bu karar ülkemizin yerli kaynaklarından daha fazla yararlanılmasına ve bu alana daha fazla yatırım yapılmasına olanak sağlayacaktır. Söz konusu düzenleme, Türkiye’nin kendi kendine yetecek bir ülke olmasında mihenk taşı olacaktır. Bunlar ülke geleceğine hem ekonomik hem de sosyal boyutuyla önemli katkı sağlayacak santraller olması sebebiyle oldukça önemlidir. Verilen bu karardan sektör temsilcisi olmanın ötesinde öncelikle vatandaş olarak oldukça mutluyum. Pandemi süreci tüm yatırımcılarda ciddi sıkıntılar yarattığı için bence olması gereken bir karardı. Belki 30 Ekim’e kadar uzatılması daha doğru olabilirdi fakat böyle takdir edilmiş bence bu durum da makuldür. Verilen bu kadar ülkemize yeni yatırımlar gelmesine zemin hazırlayacaktır.

“YATIRIMCI OLARAK BAKACAĞINIZ TEK ŞEY FİZİBİLİTE OLACAK” 

YEKDEM’in TL ile devam etmesi gündemde. Sektörün bu konudaki beklentilerini öğrenebilir miyiz?

Bizlere gelen bilgiler de TL olacağı yönünde.  Burada en temel sorunumuz şudur ki; rüzgar santralinin tüm aksamlarını dolarla alıyoruz. Yani günümüzde ticari borçlanmalar Dolar ya da Euro üzerinden yapılıyor. Bunu TL ile devam ettirmeye çalıştığınızda krediyle alakalı sıkıntılarınız olabilir. Bu yapı tamamen bankaların ne kadar finanse edeceğine bağlıdır. Yatırımcı olarak burada bakacağınız tek şey fizibilite olacak. Yatırımcı fizibiliteye bakıp buna göre bir yatırım kararı verilecek. Burada bir getiri olduğu noktada muhakkak bu işe giren yatırımcılar olacaktır. Burada esas sorun, Türk bankalarının bu yatırımları finanse edip etmeme arzusu ve isteği olacak. Eğer onlar bu modelleri satın alıp finansman sağlarlarsa süreçte hiç bir sıkıntı olmayacaktır. Ama olmazsa tarafında soru işaretlerimiz var. Bu işe tamamen finansman boyutuyla bakmak gerekiyor. Yeterli finansman sağlanırsa yatırımcı gelip yatırımını yapar. Finansman sağlanamazsa bu yatırımlar istenen seviyeye gelmez.

‘YENİLENEBİLİR ENERJİDEKİ VARLIĞIMIZI SÜRDÜRME HEDEFİMİZE DEVAM EDECEĞİZ’

Doğan Enerji pandemiden nasıl etkilendi?

Profilimizde yaklaşık 2 tane 630 MW’lık HES, 2 tane 162 MW’lık RES bulunuyor. 2 tane de 35 MW kurulu güçten oluşan GES’lerimiz var. Şuan izin süreçleri yürütülen 60 MW kurulu gücü olan Taşpınar RES’i de bu sene hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yatırımcılar açısından 2020 yılı bizlere zorlayan bir süreç oldu. Tabii ki en önemli şey sağlık.  YEKDEM ve sonrasını bekleyerek yurt dışı yatırımlarına çaba sarf edeceğiz. Tabii bu sırada yurt içi fırsatlarını da mutlaka takip ediyor ve değerlendiriyor olacağız. Yenilebilir enerjideki varlığımızı sürdürme hedefimize Doğan Enerji olarak tüm çabamızla devam edeceğiz.