‘Türkiye’nin yenilikler getiren milli akaryakıt dağıtım şirketi olacağız’

Şirket olarak güçlü bir ekiple yola devam ettiklerini ve verimli yatırımlarla daha da büyüyeceklerini söyleyen Türkiye Petrolleri ve Turkuaz Petrol Genel Müdürü Çağdaş Demirağ, Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım A.Ş.’nin özelleştirilme aşamalarından ve şirketin yeni dönem planlarından bahsetti. Türkiye Petrolleri ve Turkuaz Petrol Genel Müdürü Çağdaş Demirağ ile Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım A.Ş.’nin özelleştirme sürecini ve şirketin hayat geçireceği yeni projeleri konuşmak üzere bir araya geldik.

“ÖZELLEŞTİRME SÜRECİNİN ZOR İKİ AŞAMASINI BAŞARI İLE TAMAMLADIK”

 

Özelleştirme sürecinin zorluklarına değinen Türkiye Petrolleri ve Turkuaz Petrol Genel Müdürü Çağdaş Demirağ, Türkiye Petrolleri’nin özelleştirme sürecinin dört aşamada tamamlanacağını ifade etti. Birinci aşamanın şirketin yönetimine hâkimiyet olduğunu belirten Demirağ, “Çünkü 7/24 işleyen bir sistem var, tedarik zinciri, finansal alanda yaşanabilecek çeşitli sorunlar sebebi ile en büyük endişe ikmal problemlerinin yaşanması idi. Bu aşamada şirket yönetimini çok başarılı bir operasyon süreciyle devraldık. İlk andan itibaren işler aksamadan devam etti ve beklenilenin aksine hiçbir problemle karşılaşılmadı. Riskleri önceden tespit etmemiz ve oluşturduğumuz önlem planlaması ile yaşanan ufak problemleri acil aksiyonlarla iyi yönettik.  Böylece birinci aşamayı çok başarılı bir şekilde tamamlamış olduk”

 

“BAYİLERİMİZLE BİREBİR İLETİŞİM KURDUK; TÜMÜYLE ANLAŞMALARIMIZI YENİLEDİK”

 

Üçüncü aşamanın kontrat yenilemeleri olduğunu söyleyen Çağdaş Demirağ sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye Petrolleri’nin özelleştirme süreci sebebi ile bu yıla bırakılan çok ciddi kontrat yenilemeleri bulunuyordu. Özelleştirme kapsamına girildiği için bazı işler ertelenmiş. Birçok yatırım kararı, özelleştirme kapsamında olduğu için doğal olarak yapılmayarak gelen ekibe bırakılmış. Biz geldiğimizde bayilerde yeni yönetimin oluşturduğu soru işaretleriyle karşılaştık. Bunu aşmak için ilk etapta zor bir operasyon yaparak bayilerimizi tek tek dolaştık. Çok yoğun bir dönemde olmamıza rağmen 21 ilde iftar yemeği organize ederek bayilerimize kendimizi ifade ettik; onları dinledik ve bunun akabinde ertelenen birçok kısa süreli sözleşme bir anda önümüze yığıldı. Özverili bir çalışma ve işbirliğiyle bu süreci de koordineli bir şekilde geçirmiş olduk.  Bütün bayilerimizle yeniden anlaşmalar yaptık. Ertelenen sorunları çözdük.”

 

“GENEL MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜ İSTANBUL’A TAŞIYACAĞIZ”

 

Üçüncü aşamada Genel Müdürlük binasının taşınmasının olduğunu belirten Demirağ, “Merkezi İstanbul’da olan bir şirketimiz ve bir de Ankara şirketimiz var. Yönetim ekibi olarak bizler bu iki şirketi birlikte yönetiyoruz. Fakat ikisi de farklı sistem, evrak ve prosedürler ile yönetiliyor. Biz bugüne kadar bu süreci de başarıyla buralara getirdik. Eylül ayının sonunda Ankara’daki genel müdürlüğü İstanbul’a taşıyacağız. Bu da bizler için zor bir süreç olacak. İstanbul’daki binamızı yeniledik. Ankara’da da kamu ve bazı ikmal lojistik operasyonları için büyük kapsamlı bir ofisimiz olacak. Ana merkez İstanbul olacak ama 25 kişilik bir ekiple Ankara merkezde hizmet vermeye devam edeceğiz” dedi.

 

“YILSONUNA KADAR İKİ ŞİRKETİN RESMİ BİRLEŞME SÜRECİNİ TAMAMLAYACAĞIZ”

 

Taşınma etabını tamamladıktan sonra sırada son bir aşama kalacağını belirten Çağdaş Demirağ sözlerine şöyle devam etti: “Resmi olarak iki şirketin birleşmesini yılsonunda tamamlamayı hedefliyoruz. Bununla ilgili planlamalarımızı yaptık. İki şirket birleşip yoluna tek şirket çatısı altında devam edecek. Marka konusunda şu an için acelemiz yok. Hem Türkiye Petrolleri hem de Turkuaz Petrol markası altında sektörde devam ediyoruz. Her iki markayla da duygusal bağı olan bayi ve tüketici kitlesi var. Sözleşmesi biten 5-6 bayiyi Türkiye Petrolleri çatısı altına almamıza rağmen, marka dönüşümü 2018 yılında başlayacak.”

 

Geçiş sürecinde Türkiye Petrolleri’nin satış kaybı olmadığına değinen Çağdaş Demirağ; “Tam tersine rakamlarla gidersek geçen yıla göre ortalama yüzde 7-8 oranında satış artışı var. Özelleştirme öncesinde kaybedilen iki ihaleye rağmen rakamlarda yükseliş söz konusu. Geçen yıla kıyasladığımız zaman pazar artışının üzerinde bir artış gerçekleştirdik” açıklamasını yaptı.

 

“TÜRKİYE PETROLLERİ ÖZEL SEKTÖRÜN ÇALIŞMA PRENSİPLERİYLE GÜÇLENİYOR”

 

Özelleştirmenin bir sonraki adımının özel sektör çalışma mantığına uyum ve geçiş süreci olduğunu ifade eden Demirağ, en zorlandıkları aşamanın bu olduğunu ancak yine de oldukça başarılı bir şekilde ilerleyerek uyum içinde birleşmeyi tamamladıklarını söyledi. Demirağ sözlerine şöyle devam etti: “Bir tarafta İstanbul’dan profesyonel çalışma hayatından gelen çalışma arkadaşlarımız, bir tarafta Ankara’da kamu anlayışında çalışmış arkadaşlarımız… Özel sektörden bir şirket almış olsaydık süreç bizler için biraz daha kolay olacaktı. Çünkü bu süreç, sadece ekibin değil aynı zamanda altyapının da uyumlu hale getirilmesini kapsıyor. EPDK çevrimiçi bildirim sürecinin düzeltilmesi, yurt içi ve yurt dışı ikmal işbirliği içinde olduğumuz kurumlarda, gümrüklerde finansal ayarlamaların yapılması, teminat mektuplarının tedariki gibi birçok süreç var. Öte yandan Türkiye Petrolleri’nde yürütülen büyük operasyon süreci var. Gemiler geliyor, tesisler arasında vagonlar ilerliyor. Farklı kültürden gelen, değişik çalışma prensipleri ile çalışan iki farklı yapı. Bu aşamayı da herhangi bir aksaklık yaşamadan iki ekibin uyum göstermesiyle başardık.”

 

“DELOITTE, İŞ YATIRIM, HOLDİNG VE DİĞER DANIŞMANLARIMIZIN DESTEĞİ İLE DEĞİŞİYORUZ”

 

Birleşmenin ardından 4 milyar TL’lik ciro ile Türkiye’nin ilk 50 şirketi arasında yer aldıklarını belirten Demirağ, “Böyle bir iş akışını yönetmek, yönetimsel olarak farklı şeyler yaparak gerçekleşiyor. Biz de başarılı olmak için şu ana kadar gerekli olan her şeyi yaptık. İş yapış biçimlerimizi değiştirdik. Özellikle bu aşamada tüm süreçlerde danışmanlığımızı yapan Deloitte ve finans anlamında İş Yatırım’ın desteği birçok aşamada zaman kayıplarını önledi. Zülfikarlar Holding ve holding danışmanlarımız, benim ve ekibimin önünden engelleri kaldırarak işlerimizi kolaylaştırdı. Daha hızlı ve kolay kararlar verip uygulamamız sağlandı. Bu destekle de önümüzdeki bütün engelleri aşıp yolumuza devam ediyoruz.

 

 “EKONOMİK VE KÜRESEL GELİŞMELERİ ÖNGÖREREK SAĞLAM ADIMLAR ATACAĞIZ”

 

Zülfikarlar Holding olarak yenilenebilir enerji yatırımları olduğunu söyleyen Çağdaş Demirağ açıklamalarına şöyle devam etti: “Yenilenebilir enerjiyle ilgili araştırmalarımız sürüyor. Yenilikler kısmında tabii ki böyle çalışmalarımız da var. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile görüşmelere başladık. Onlarla doğa, enerji verimliliği, istasyonlarda elektrik kullanımının nasıl azaltılacağı gibi projeler üzerinde çalışıyoruz. Her türlü yeniliğe açığız. Şu an pazar payında 6’ıncı sıradayız. Bizim hedefimiz ilk 3’te olmak. Fakat bu yarın olacak diye bir şey yok. Biz organik büyümede kararlıyız. Bizim sektör çok dinamik bir sektör. Bir yerde durmak isterseniz zaten düşersiniz. O yüzden biz de yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Ekonomik ve küresel gelişmeleri de öngörerek sağlam adımlar atmamız gerekiyor. Biz bir milli markayız ve hedeflerimiz var. Bu hedeflerde de yanlış adım atma lüksümüz yok. ’Türkiye’nin büyüyen ve sektöre yenilikler getiren akaryakıt şirketi‘ olma vizyonumuz var. Artık ne Turkuaz’ın ne de Türkiye Petrolleri’nin ligindeyiz. O yüzden bunu daha fazla çalışarak gerçekleştireceğiz.”

 

‘HEDEFİMİZ TÜRKİYE’NİN HER BÖLGESİNDE YATIRIMLARI ARTIRMAK’

 

Lokasyon çalışmalarına devam ettiklerini ifade eden Türkiye Petrolleri ve Turkuaz Petrol Genel Müdürü Çağdaş Demirağ; “Çok büyük ithalat ve tesis gücümüz var. Orta Anadolu, Türkiye Petrolleri markasının getirdiği marka bağlılığı nedeniyle biraz yoğun. Ege ve Marmara’da çok fazla yatırım yapılmamış. Turkuaz Petrol’ün güçlü olduğu taraf ise tesisler nedeniyle Marmara ve Ege. İki şirket arasındaki sinerji sayesinde de güçlü yanlar birleşecek. Bundan sonra her bölgede yatırım yapacağız. İki şirketin de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yatırımı bulunmuyor. Oysa, Ege kadar orası da bizim için önemli. Tesislerin olduğu bölgelerde yatırım kesme şansımız zaten yok. Türkiye Petrolleri’ne baktığınız zaman Hatay bölgesinde pazar lideri. Bu liderliği de kaptıramayız. Bunun yanında yeni bölgelere de yatırım yapacağız. Ambarlı’da rakiplerimizde olmayan yeni bir ithalat bölgesi açtık. Bütün izinleri alındı, inşaatı bitti ve Eylül ayında ilk ithalatımıza başlamayı planlıyoruz. Herkes Marmara Ereğlisi tarafında olduğu için o bölgede bizden başka ithalatçı bulunmuyor. Böylece İstanbul’a en yakın ithalat noktasını kendi elimizde tutmuş oluyoruz. Bu yoğun birleşme sürecinde böyle spot projeleri de başarılı bir şekilde bitirmekten dolayı mutluluk duyuyorum. Orayı açtığımız zaman İstanbul’daki bayilerimiz için de navlun avantajı yaratmış olacağız. Böylelikle o bölgedeki yatırımlarımız ve rekabetimiz de artacak. İstanbul ve çevresinde güçleneceğiz. Kırıkkale ve Diyarbakır vagon operasyonlarını artırdık. Kısacası ikmal ve lojistikte optimizasyon süreçlerimiz sürüyor” dedi.

 

‘GÜÇLÜ BİR EKİP İNANILMAZI GERÇEKLEŞTİRİYOR’

 

Türkiye Petrolleri ve Turkuaz Petrol birleşmesi sürecinin bir parçası olarak yeni bir ekip ve yeni bir organizasyon yapısı oluşturuldu. Bu süreçte önemli isimleri transfer ederek ekibi güçlendirdiklerini belirten Demirağ, “En zor durumlardan biri de geçen 5 aylık sürede ekip arkadaşlarımızın durumu oldu. Bir şirketin merkezi Ankara, diğer şirketin ise İstanbul. İstanbul’dan bir ekip Ankara’da alışık oldukları düzenin dışında yaşayarak iki şirketi yönetmeye çalışıyor. Oldukça zorlu olan bu süreçte insanlar ailelerinden, evlerinden uzak yaşamak zorunda kaldılar. Birlikte değişime ve bir başarı hikâyesine imza atıyorlar. Zaman zaman motivasyonda düşüşler yaşansa da vizyonumuz ve hedeflerimizi doğrultusunda bütün aksaklıkların üstesinden gelmeyi başardık. İki şirkette tek bir aksama yaşamadan yolumuza güçlenerek devam ediyoruz” dedi.

 

‘HEDEFİMİZ, ŞİRKETİ DAHA DA İLERİYE TAŞIMAK’

 

Türkiye Petrolleri, birleşme sürecinde bir yandan da yeni yatırımlara ve transferlere devam ediyor. Satış ekibinin iki ayda rakip markalardan şehir merkezi 8 tane istasyon transferi gerçekleştirdiğini söyleyen Türkiye Petrolleri ve Turkuaz Petrol Genel Müdürü Çağdaş Demirağ, “Özellikle Antalya bölgesinde Ekim ayında 4 tane istasyon açacağız. Antep’te çok büyük 2 istasyon, İstanbul da 1, Ankara’da ise 1 istasyon transferi var. İşleyiş tüm hızıyla devam ediyor. Biz bu yatırım için 490 milyon TL yatırımın yanında 54 milyon TL özelleştirme borcunu da göze aldık. Bu paranın getirisini artırmak için yatırımlarımızı artırmamız gerekiyor. Şirketi daha da ileriye taşıma hedefimiz doğrultusunda; satışımızı, istasyonlarımızı ve marka değerimizi artırmak istiyoruz. Bu süreçte tüketici ve bayilere de sorun yansıtmadan aksiliklerin önüne geçecek, büyüyerek yolumuza devam edeceğiz. Ekibimiz tüm gücüyle bu hedef için çalışıyor. Yatırımlarımıza devam ediyoruz” diye konuştu.

 

‘2018’DE AKARYAKIT SEKTÖRÜN DİNAMİKLERİ DEĞİŞECEK’

 

Türkiye Petrolleri ve Turkuaz Petrol Genel Müdürü Çağdaş Demirağ; “2017 birleşim ve kriz sürecinin yönetilmesi, 2018 ise yatırım ve gelişim yılı olacak. Yatırımlardan konuşurken, sektördeki ve yatırım stratejilerindeki değişiklikleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bizim hedefimiz istasyon sayımızı 800’e çıkarırken istasyonların verimliliğini de artırmak. Diğer yandan daha şehir merkezi istasyonlar için de bütçe çalışmalarımız başladı. Sektörde 2018’de ciddi değişimler olacak. Özellikle biodizel, bio yakıtların kullanımı ve anlık tanklarda ulusal stokla ilgili otomasyon devreye girecek. Eğer bu iki kural yürürlüğe girerse sektörde kabuk değişiminden öte köklü değişiklikler olacaktır. 100’e yakın akaryakıt dağıtım şirketi var. Bunlar bu gelişmelerden bir şekilde etkilenecek. Güçlü olanların daha da güçlendiği, güçsüz olanların eleneceği bir döneme gireceğiz. Sektörün dinamikleri değişecek” açıklamasında bulundu.

 

Demirağ; “Yöneticiler başarılı olmak istiyorlarsa, belirli şeylerden fedakârlık yapmak zorunda. Ben de şu an öyle bir süreçteyim. İki şirketin Genel Müdürü olarak haftanın yarısını İstanbul’da, diğer yarısını Ankara’da geçiriyorum. 7/24 çalıştığım, stresin ve yoğunluğun fazla olduğu bir dönem. Biraz sosyal hayattan, biraz özel hayattan fedakârlıkla bu süreci atlatmaya çalışıyoruz. Çünkü bizim bir hedefimiz var. Bu hedefe ulaşmak için de fedakârlık yapmak gerekiyor. Yönetim Kurulu Başkanımız da bana bu süreçte tam yetki ve güven konusunda çok destek verdi” diye konuştu.