‘Türkiye ekonomisinin rekabet gücüne katkıda bulunuyoruz’

TOBB Türkiye Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı ve Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem Petrotürk TV’ye özel açıklamalarda bulundu.

TOBB Türkiye Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı ve Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Petrotürk TV Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı. Sektöre dair önemli açıklamalarda bulunan Erdem, pandemi sürecinin sektöre etkilerini, öncesinde ve sonrasındaki süreci değerlendirdi. Shell’in gelecek planlarına dair soruları da yanıtlayan Ahmet Erdem; “1923 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz. Shell Türkiye olarak, sürdürülebilir büyüme hedefimizle enerjinin her alanında gerçekleştirdiğimiz yatırımlar, yüksek kalitedeki ürünlerimiz ve yenilikçi hizmetlerimizle Türkiye ekonomisinin rekabet gücüne katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Topluma ve çevreye karşı sorumluluk bilinciyle işimizi en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz.” “1923 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Shell, 2023’te 100. yaşını kutlayacak. Kurulduğu günden bu yana birçok farklı alanda ciddi yatırımlar yapmış, ülke ekonomisine katkılar sunmuş, arama üretim konusunda uzun süre en büyük şirket olmuş, akaryakıt ve madeni yağların yanı sıra kimya, denizcilik ve havacılık alanlarında da var olmuş ve olmaya devam eden bir şirket” ifadelerini kullandı.

Yılın ilk 8 ayını düşündüğümüzde; bu süreci 3 çeyrek olarak değerlendirebiliriz. Bu süreci değerlendirdiğimizde petrol ve enerji piyasası için neler söylemek istersiniz?

Her şeyden önce pandemi, içinde yaşadığımız dünyayı ciddi şekilde etkiledi. Pandemi sürecinde hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz ve bu süreçte ön saflarda yer alan başta sağlık çalışanları olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz.

Bu senenin başından itibaren yılı değerlendirecek olursak; pandemi öncesi yıla aslında çok güzel başlamıştık. Çoğu sektörde olduğu gibi bizim için de akaryakıt sektöründe geçtiğimiz  yılın üzerinde satış hacimlerini gördüğümüz bir dönem oldu. Ancak pandemiyle birlikte kötü etkilendiğimiz bir döneme girdik. Hem tüketimin azalmasını hem de maliyetlerin artmasını bu süreçte yaşadık. Daha sonra normalleşmeye geçiş ile birlikte farklı bir döneme geçtik. Pandemi sürecinde sektör çok ciddi satış kayıplarına uğradı. Özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde yüzde 90-95’lere varan kayıplar gördük. Bununla beraber uluslararası petrol piyasalarında da dalgalanmalar yaşadık. Lakin sınırlamaların kalkmasıyla da yavaş yavaş artış trendini görmeye başladık. Aslında toparlanmanın zirve yaptığı zaman olarak bayram tatilini gösterebiliriz. Bunun sebebini özellikle memleketine ve turizm bölgelerine insanların özel aracıyla gitmeyi tercih etmesi diyebiliriz. Bir de tabii Türkiye’den her yıl 7-8 milyona yakın insanın yurt dışına tatile gittiğini biliyoruz. Bu rakam 2019’a kadar 7 milyonun üzerindeydi ki bunun da çok büyük bir kısmı Türkiye’de tatil yapmayı tercih etti. Dolayısıyla işimizin perakende tarafında özellikle güzel bir artış oldu. Eğer böyle giderse geçen seneki ay bazında rakamları yakalamamız mümkün olabilir.

“SEKTÖRÜN ÜZERİNDEKİ MALİYETLERİN ARTMASINA ENGEL OLACAK BİR DESTEK BEKLENTİMİZ OLABİLİR”

Devlet bazı sektörlere destek paketleri açıkladı. Siz akaryakıt sektörünün bu anlamda bir desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz?

Petrol ürünlerinin bütün ikmal zincirlerinde; rafineride, dağıtımda, bayilerde çok ciddi kayıplar oldu. Devletimiz de bu durumdan çok daha fazla etkilenen, hatta kapanan sektörlere de bir takım destekler açıkladı. Biz akaryakıt, petrol sektörü olarak, hem sektör meclisimizde, hem de sektörümüzün diğer kuruluşları ile 30’a yakın maddesi olan bir çalışma yaparak, ilgili Bakanlıklarımıza, sektörün görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi adına ilettik. Bunların bir kısmı çok hızlı bir şekilde destek gördü ve devam ediyor. Şu anda sektörün durumu kayıplar dolayısıyla çok olumlu bir noktada değil. Bu anlamda da destek taleplerimiz devam ediyor. Ekonominin gidişatı ve bizden daha fazla etkilenen sektörlerin olduğunu da göz önüne almak lazım. Daha çok sektörün üzerindeki maliyetlerin artmasına engel olacak ve beklediğimiz bazı düzenlemelerin olacağı bir destek beklentimiz olabilir. Hem devletimize daha fazla yük olmadan, hem de sektördeki oyuncuların şuanki maliyetlerini karşılayabilecek ve geleceğe yönelik risklere dair konuları bakanlıklarımızla, yetkililerimizle görüşmeye devam ediyoruz.

“ŞU ANKİ ARZ TALEP DENGESİ TUTARLI GİBİ GÖRÜNÜYOR”

Fiyatlar da tüketim unsurlarını belirleyen direkt unsurlardan bir tanesi. Pandemi döneminde tüketim düşerken, uluslararası petrol fiyatlarına bağlı olarak da bir düşüş gözlemledik. Şu an için stabilize olmuş görünüyor. Sizin kısa ve orta vadede, petrol ve ürün fiyatlarına dair fiyat düşünceleriniz neler?

Özellikle bu dönemde petrol ürünleriyle ilgili öngörüde bulunmamız çok zor. Çünkü zaten son 5-6 aylık sürece baktığımızda ne derece öngörülemez şeyler yaşadığımız ortada. 60-65 dolardan başlayıp, önce 30 dolarlara, ondan sonra da 20 dolarlara kadar indiğini gördük. O noktalardan baktığımızda şu anki arz talep dengesi tutarlı gibi görünüyor ama bundan sonrası için bir öngörüde bulunmak pek mümkün değil. Tabii yapılan açıklamalara bakarsanız özellikle Uluslararası Enerji Ajansı’nın yaptığı açıklamalarda, bu seviyelerin tutarlı olmadığına işaret ediliyor. Özellikle önümüzdeki senelerde biraz daha artabilirmiş gibi görünüyor ama arz-talep dengesinde bir değişim olursa bu yine beklenen rakamları değiştirir.

‘KAYIPLARI TELAFİ ETMEMİZ İÇİN GEÇEN SENENİN ÇOK ÜZERİNDE SATIŞLAR GÖRMEMİZ LAZIM’

2019’u yakaladığımız bir yıl sonu olur mu sizce? Nasıl bir sezon finali bizi bekler?

Aslında net ‘şöyle olacak’ diye bir tahminde bulunmak zor. Çünkü oluşabilecek farklı senaryolar mümkün. Yurt dışına baktığımız zaman ülkemiz pandemi sürecini en iyi yöneten ülkelerden biri. Şu an olduğu gibi giderse her şey, yıl sonunda kısıtlamaların olduğu dönemide yaşadığımız kaybı tam olarak karşılamamız pek mümkün değil. O kayıpları telafi etmemiz için geçen senenin çok üzerinde satışlar görmemiz lazım. Oraya pek ulaşabileceğimizi zannetmiyorum. Daha sonraki aylarda her şey normal giderse, ekonominin de hareketlenmesiyle belki geçen seneki rakamlara yakın rakamlar olabilir diye düşünüyoruz. Ama kış aylarının getirdiği olumsuz etkiyle tekrar bir dalganın ve sınırlamaların gelmesiyle bu rakamları da göremeyebiliriz tabii ki.

‘ENERJİ İTHALATI BEDELLERİMİZ DÜŞTÜ’

Türkiye’de akaryakıt dağıtım şirketi ve bayi olarak hizmet vermek karlı bir iş mi?

Açıkçası fiyatların bu kadar düşüşü Türkiye ekonomisi için iyi oldu. Her şeyden önce enerji ithalatı bedellerimiz düştü. Tüketici açısından da iyi oldu. Bunun diğer fiyatlara yansımasını görmedik belki ama o noktada pandeminin etkisini de dikkate almak lazım. Pandeminin etkilediği bütün sektörlerde bir kâr marjı artışı ihtiyacı doğdu. Sorunuza gelecek olursak; karlılık göreceli bir ölçek ve farklı bakış açılarından farklı görülebilir. Lakin içinde bulunduğumuz dönemde ‘karlı bir iş’tir demek çok zor.

“SEKTÖRÜN ÖNEMİ ÜLKE İÇİN YADSINAMAZ”

Peki bunu sürdürülebilirlik anlamında değerlendirebilir misiniz?

İşin yatırımcıya, her alanda vergilerden sonra bıraktığı karlılığa bakmak lazım. Malum 5015’e göre Türkiye’deki akaryakıt, petrol fiyatları serbest bir şekilde belirleniyor. Rekabetçi bir piyasa içinde çalışıyoruz. EPDK’nın ve diğer kurumların da bu fiyatları izlemek ve kendi açılarından müdahale etmek gibi hakları da var. Türkiye’deki petrol fiyatlarının oluşumunda yine kanunumuzda olan maddelerden bir tanesi de en yakın erişilebilir uluslararası serbest piyasalara da uyumlu olması lazım. Dolayısıyla EPDK’nın bu alanda izlenim ve denetimleri var. Sektörün önemi ülke için yadsınamaz. Ulaşımda, hizmette, inşaatta, kalkınmanın her alanında var olan bir sektörüz. Ayrıca maliye açısından da çok önemli bir vergi tahsilatı görevi de üstleniyor. Dahası önemli bir istihdam kaynağı. Bu açıdan sürdürülebilirlik konusu da değerli. Söylediğim gibi kişiden kişiye, yatırımcıdan yatırımcıya değişebilir karlılık.

“GURUR DUYULACAK NOKTALARDAYIZ”

Türkiye petrol piyasasını rekabete açıklık, şeffaflık, ürün ve hizmet kalitesi açısından değerlendirebilir misiniz?

Bu sene, sektörde 30’uncu senem. Benden daha uzun çalışmış olanlar da var. Hatta bayilerimizde 3. ve 4. jenerasyonları gördüğümüz istasyonlarımız var. Bahsettiğiniz açılardan sektörümüzün geldiği noktadan gurur duyuyorum. Ben görevimin bir kısmını Türkiye’de, bir kısmını da ülke dışında gerçekleştirdim. Çalışmadığım birçok ülkeye de iş gereği gittiğimde piyasalarını da az çok analiz ettim. Şu anda gerçekten Türkiye’deki akaryakıt piyasasının ürün ve hizmet kalitesi hepimize gurur veren, dünya çapında bir noktada. Rekabete açıklık konusunda da, özellikle 5015 devreye girmeden önce fiziksel sınırlamalar vardı. Tabii bu rekabetin adaletli olabilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirebilecek yetkinlikteki şirketlerin, piyasada olması lazım. Şu andaki düzenlemelerle bu yöne doğru yavaş yavaş gelişiyoruz. Zaten rekabette açıklık konusunda özellikle son 15-20 senede piyasanın gelişimi ortada. Bugün bir dağıtım şirketi olup, ülkemizde faaliyete başlamak çok zor bir şey değil. Tabii ki düzenlemelerimizde, kanunlarımızda bunu biraz daha ileriye taşıyabiliriz. Şeffaflık tarafında da biliyorsunuz ki, bir damla ürün gümrükten girip egzozdan çıkana kadar takip edilebiliyor. Hem EPDK’mızın, hem Ticaret Bakanlığı’mızın, hem de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’mızın ortak çalışmalarıyla bu noktaya geldik. Bu nedenle şeffaflık üzerine Türkiye’deki herhangi bir akaryakıt istasyonundan çıkan bir damla ürün bile anında görülebiliyor. Umuyoruz ki bu otogaz için de geçerli olur. Dolayısıyla o açılardan gurur duyulacak noktadayız. Başından beri emeği geçen tüm yetkililere çok teşekkür ediyoruz.

“KAÇAK AKARYAKIT KONUSU ARTIK SEKTÖRÜMÜZ İÇİN BİR PROBLEM KONUSU DEĞİL”

Bir de kaçakçılık açısından çok önemli önlemler alındı ama yine de kaçakçılık olmasa da kayıt dışı akaryakıt satışı anlamında faaliyetler gündeme gelebiliyor. Bunların boyutunun önemini ve ne tür önlemler alınabileceğini yorumlar mısınız?

Şu anda geldiğimiz noktada ‘kaçak akaryakıt hiç yoktur’ diyemiyoruz ama çok azaldı. Dolayısıyla sektöre etkisi olan bir boyutta değil. Çok zor dönemler yaşadık. Depolardan sızan motorin yüzünden araba kullanamadığımız bölgeler vardı, ülkemizin ya da farklı yollardan ülkemize giren yakıt sorunu vardı. Bu her şeyden önce insan sağlığı ve hayatı, ülke ekonomisi (devletimizin ihtiyacı olan vergi geliri), kurala, kanuna uygun iş yapan şirketlerin ve kişilerin uğradığı zarar açısından ağır bedelleri olan bir durumdu. Fakat şu anda geldiğimiz noktada teknolojinin gelişimi ve gerekli kontrol ve düzenlemelerin yapılması ve uygulanıyor olması çok önemli. Kaçak akaryakıt konusu artık sektörümüz için bir problem konusu değil. Bir tek 10 numara yağ konusu var. Bununla ilgili de yapılan düzenlemelerle çok önemli bir noktaya geldik. Kayıt dışı akaryakıtla vergi kaçakçılığı konusunda da teknolojik olarak çok iyi durumdayız diyebilirim.

‘SEKTÖRÜMÜZÜ TEMSİL EDEN TÜM KURUM VE KURULUŞLAR MECLİSİMİZİN BİR ÜYESİ’

Siz aynı zamanda TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanlığı görevini de yürütüyorsunuz. Oradaki çalışmalar ve faaliyetleri hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Diğer tüm sektör meclislerinde olduğu gibi bizim sektör meclisimizde de tüm paydaşlar var. İşin özel sektör tarafına bakarsanız; rafinerilerimiz, dağıtım şirketlerimiz, bayilerimiz, madeni yağ üreticilerimiz yani sektörümüzü temsil eden tüm kurum ve kuruluşlar meclisimizin bir üyesi. Çalışma şeklimizi de ikiye ayırmamız lazım. Bir tanesi; uzun vadeli, stratejik, sektörün ve ülke ekonomisinin gelişimi açısından ileriye doğru uzun ve orta vadeli düşünme. Bir diğeriyse sektörümüzü etkileyen, kısa vadeli düzenlemeleri içeren alanlar. Meclisimizin içinde oluşturduğumuz komisyonlar ve çalışma grupları var; akaryakıt harici ürünler, teknik, çevre, İSEÇ gruplarımız mevcut… Son zamanlarda fiziksel olarak bir araya gelemedik ama online olarak buluşmalar, toplantılar gerçekleştirdik. Bu anlamda da kendi işinden vakit ayırıp bizlerle toplantı yapan meclis üyelerimize çok teşekkür ederiz. Orada kendi şapkalarımızı çıkartıp, sektörümüzün ve ülke ekonomisinin faydasına yönelik toplantılar yapıyoruz.

‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE YAŞIT OLAN SHELL 2023’TE 100. YAŞINI KUTLAYACAK’

Shell çok uzun yıllardır ülkemizde faaliyette bulunuyor ve ana gemisi akaryakıt ama Shell’in akaryakıt dışındaki faaliyetlerinden de biraz bahseder misiniz?

1923 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz ve  2023 yılında Shell Türkiye’de 100. yaşını kutlayacak. Shell Türkiye olarak, sürdürülebilir büyüme hedefimizle enerjinin her alanında gerçekleştirdiğimiz yatırımlar, yüksek kalitedeki ürünlerimiz ve yenilikçi hizmetlerimizle Türkiye ekonomisinin rekabet gücüne katkıda bulunuyoruz. Türkiye’de; “Perakende Satışlar”, “Madeni Yağlar Üretim ve Pazarlama”, “Filo Çözümleri”, “Ticari Yakıtlar”, “Enerji ve Gaz”, “Doğal Gaz ve Petrol Arama”, “Havacılık”, “Kimya” ve “Denizcilik” alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Akaryakıt dışında olan işlerimize gelince; madeni yağ iş kolumuzda Türkiye piyasasındaki konumumuz belli. Derince’deki Madeni Yağ ve Gres Üretim Tesisimiz Shell’in Akdeniz havzasındaki tek gres ve en büyük madeni yağ üretim tesisi. Buradan 60’ın üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Bunu da arttırmaya çalışıyoruz.

Bir diğer iş kolumuz da Kimya. Orada da belli ürün gruplarında sağlam ve iyi bir ticari durumumuz var. Bu sene ilk 2 ay akaryakıt piyasasına benzer bir şekildeydi. Ondan sonraki dönemlerde de bazı ürün gruplarına olan talep hızlı bir şekilde artarken, bazı sanayi dallarında kullanılan ürün gruplarına olan talep biraz azaldı. Kimya iş kolumuzu da sağlam bir şekilde büyüterek aslında Türkiye’yi bir merkez haline getirdik.

Havacılık işimiz devam ediyor. Gerek milli hava yolu şirketimiz Türk Hava Yolları’nın yurt dışındaki ihtiyaçlarının karşılanması, gerekse Türkiye’deki faaliyetlerimiz devam ediyor. Lakin pandemi döneminde havacılık alanındaki faaliyetlerimiz de oldukça düştü.

Elektrik ve gaz alanlarındaki faaliyetlerimizle de, Türkiye’de gaz ithalatına ilk başlayan uluslararası şirketiz diyebiliriz. Bizim Türkiye’de olmayan ama Türkiye’yle bağlantılı çalıştığımız alanlardan bir tanesi de LNG ticareti. BOTAŞ’ın en büyük LNG ikmalcilerinden bir tanesiyiz. Mümkün olduğu kadar ülkemize en iyi şartlarda temin etmeye çalışıyoruz.

Uzun bir süre ara verdiğimiz arama üretim işimize de 2011 yılında yeniden başladık. TPAO ile ortak bir şekilde Güneydoğu’da bir kaya petrolü projemiz oldu. Diğer birkaç alana da beraberce baktık. Karadeniz’de bir derin deniz kuyusu açtık. Dolayısıyla Türkiye, Shell’in önem verdiği ve varlığını arttırarak sürdürmeyi planladığı ülkelerden birisi.  Enerji bütün dünyada bir dönüşüm içinde, Türkiye de bu dönüşümün bir parçası.

‘MÜCADELENİN BİR PARÇASI OLARAK, SAĞLIK BAKANLIĞIMIZA YAKIT VE DEZENFEKTAN DESTEĞİNDE BULUNDUK’

Covid-19’un en yoğun olduğu döneminde, Shell olarak bu mücadeleye verdiğiniz desteklerden bahseder misiniz?

Burada aslında en önemli şey; istasyonlarımızda ya da tesislerimizde, müşterilerimizin, çalışanlarımızın ve tüm paydaşlarımızın sağlığını korumak adına gerekli önlemleri alabilmekti. Biz de bu konuya çok odaklandık. Bunun haricinde ülkemizde tüm dünyada olduğu gibi çok büyük bir mücadele verildi. Biz de bu mücadelenin bir parçası olarak, Sağlık Bakanlığımıza 5 milyon TL değerinde akaryakıt desteğinde bulunduk. Kimya ürünlerimizden bahsetmiştim; bu dönemde ürünlerimize çok talep oldu. İzopropil alkol, dezenfektan üretiminde önemli bir hammadde ve  Shell’in de kimya ürünlerinin arasında. Bu ürüne dünya çapında çok ciddi talep oldu. Bu noktada da biz, Shell’in global organizasyonuyla beraber çalışarak Organik Kimya işbirliğiyle 175 bin litre dezenfektan ürettik. Bunu da bedelsiz olarak ülkemize, Sağlık Bakanlığımıza temin ettik. Bunlar hepimizin üzerine düşen vazifeler. Küçük de olsa bir katkımız olduysa şirketim ve kendi adıma gurur duyarım.

‘SHELL TEK MARKA ALTINDA DÜNYADAKİ EN BÜYÜK PERAKENDE SATIŞ AĞI’

Shell dünyada tek çatı altında faaliyet gösteren tek perakende şirket. Shell&Turcas özelinde düşündüğümüzde neler söylersiniz? Hedefleriniz neler?

2006 senesinde kurduğumuz bir ortak girişim şirketi. Shell gibi uluslararası büyük bir şirketle bir Türk şirketinin yaptığı önemli bir iş birliği. Bu iş birliğinin çok başarılı ve verimli yürüdüğünü söylemek bana keyif veriyor. Baktığınız zaman Shell’in neredeyse 50 bine yaklaşan bir perakende satış noktası var. Tek marka altında dünyadaki en büyük perakende satış ağı. Tabii ki akaryakıt ana ürün gibi görünüyor ama akaryakıt dışında da birçok faaliyet mevcut. İstasyon ağımız içerisinde ‘Shell Select’ adını verdiğimiz 500’e yaklaşan premium marketlerimiz var. Bu marketlerimizin içerisinde 2 bine yakın farklı ürünü müşterilerimize sunuyoruz. Bulunduğumuz bütün ülkelerde Shell lisansı altında reçetelerini kendimizin geliştirdiği markamız olan ‘deli2go’ soğuk ve sıcak yiyeceklerimiz ve içeceklerimiz var. Hepimize çok heyecan veren bir gelişme bu ve müşterilerimizden de çok büyük takdir alıyoruz. Bu ürünler uzmanlıkla geliştirilen ürünler. Müşterilerimizin ihtiyacını bu anlamda da karşılıyor olmak çok önemli ama tabii ki işin bir ticari tarafı da var. Bizim için önemli bir gelir kaynağı ve boyutu da hızlı bir şekilde artıyor. Geçen yıl sattığımız kahve miktarı 3 milyonun üzerinde. Bunun dışında istasyonlarımızda araç yıkama ve araç bakımı hizmetlerimiz de devam ediyor. Tabii ki müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayabileceğimiz başka markaları, ürünleri de istasyonlarımıza dahil ediyoruz. Müşteri tercihinde ve memnuniyetinde önemli şeyler bunlar. Diğer firmalarda da böyle hizmetlere başlanması hoşumuza gidiyor, bunlar tüketiciye hizmet adına önemli. Yol üzerinde bulunan, güvenli, park sorunu genelde olmayan, 24 saat açık bu istasyonların, akaryakıtın ötesinde de iyi birer hizmet noktası olmaları çok önemli.

Nitekim kendi alanında önde gelen şirketlerle çok güzel işbirlikleri yapıyoruz. En büyük amacımız müşterilerimizin zamanlarını verimli şekilde kullanmalarına yardımcı olup hayatlarını kolaylaştırmak ve daha verimli hale getirmek. Tüm seyahatlerde her an yanlarında olabilecek temel bir uğrak noktası olmak için çalışmaya devam edeceğiz.

‘FARKLI ALANLARDA YATIRIMLAR GÜNDEME GELEBİLİR’

Shell global anlamda Türkiye’ye nasıl bakıyor. Başka alanlarda da yatırımlar söz konusu mu?

Türkiye bugün sadece Shell için değil, aslında enerji alanında faaliyet gösteren bütün şirketler için dikkat çekici bir ülke. Coğrafya olarak, büyük kaynaklarla, büyük tüketiciler arasında bir köprüyüz. Bunu biraz daha ilerletip bir merkez haline gelme yönünde stratejiler de var. Sonra şu anda geçerliliğini koruyan ve faydalarını hep beraber gördüğümüz; Türkiye’nin Milli Enerji stratejisi var. Bu Türkiye’de yatırım yapan enerji şirketlerinin önünü açan ve ilgisini çeken bir strateji. Dolayısıyla Shell bu anlamda her iş kolunda devam ediyor. Türkiye’nin enerji dönüşümü açısından, daha düşük karbon salınımlarına yönelik girişimler farklı alanlarda yatırımları gündeme getirecek girişimler. İçinde bulunduğumuz süreci saymazsak, gerek mevcut alanlarda, gerek yeni alanlarda, düzenlemeler ve uygulamalarımız da geliştikçe devam edecektir.

‘KARADENİZ’DE YAPILAN TARİHİ KEŞİF TÜRKİYE’YE HAYIRLI OLSUN’

Son olarak Karadeniz’de Fatih sondaj gemisinin keşfettiği 320 milyar metreküp doğal gaz ile ilgili olarak neler söylemek istersiniz?

Öncelikle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük doğalgaz keşfini gönülden kutluyor, Karadeniz’de Fatih sondaj gemisinin keşfettiği 320 milyar metreküp doğal gaz rezervinin Türkiye’ye hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Türkiye’nin hızlı büyümesi ve artan refah seviyesi ile birlikte giderek yükselen enerji ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanması ve bu yolla cari açığın önemli ölçüde kapatılması, ülkemiz ekonomisi ve ithalata olan ihtiyacın azaltılması açısından en önemli unsur. Bu keşfin arkasında son dönemde oluşturulan Enerji Stratejisi ve TPAO’nun açık deniz aramaları konusunda oluşturduğu kapasite bulunuyor.

Başta Cumhurbaşkanımız, bu süreçteki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlarımız olmak üzere Türkiye’deki arama faaliyetlerimizdeki ortağımız Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı yönetimi ve çalışanlarını, ülkemize ve milletimize bu sevinci ve gururu yaşatan kurumlarımızın tüm mensuplarını, süreçte emeği ve katkısı olan herkesi gönülden tebrik ediyor, başarıların devamını diliyoruz.

‘İSTASYON BAŞINA SEKTÖR ORTALAMASININ 2,5 KAT ÜZERİNDE VERİMLİLİK GERÇEKLEŞTİRİYORUZ’

Çok sayıda istasyonun sözleşmesinin sona erdiği (intifa) bir yıldayız. Bu dönemi göz önüne aldığınızda Shell&Turcas yılı istasyon sayısı ve pazar anlamında nasıl kapatacak?

Türkiye, bizim Shell olarak büyümeyi öngördüğümüz bir ülke. Bu sene istisnai bir seneden geçiyoruz ama ülkemizin enerji ihtiyacı, akaryakıt ve otogaz ürünlerine olan talebi artıyor. Bir de istasyon şebekesi oluşturulurken dikkat edilmesi gereken şey; hem şehirlerimiz, hem de ulaşım altyapımız hızlı bir şekilde gelişiyor.

Bugün hepimiz yollarımızda çok daha keyifli seyahat ediyoruz. Tabii ki bir akaryakıt dağıtım şirketi olarak da şebekenizin bu değişim ve gelişimlere ayak uydurması, onunla beraber hareket etmesi son derece önemli. Bizim şebekemize bakarsak; istasyon başına, sektör ortalamasının 2,5 kat üzerinde verimlilik gerçekleştiriyoruz.

Dolayısıyla nasıl müşteri tarafından tercihimiz yüksekse, bayiler tarafından da tercih ediliyoruz. Bu işte sadece lokasyon değil, çalıştığımız bayilerimizin de bizim yüzümüz olarak çalışabileceğimiz kalitede olması lazım. Bu dönemi de başarıyla geçeceğimize inanıyorum. Kendi şebekemiz olsun, istediğimiz istasyonlar olsun büyüyeceğimize eminim. Talebin ve toplam piyasanın üzerinde büyümeyi planlıyoruz. Tam bir sayı veremem ama satış hacmi olarak da büyüyerek tamamlayacağımızı düşünüyorum.