Shell, net sıfır karbon emisyonu hedefine hız veriyor

Shell iklim değişikliğini durdurmak için sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını öneren Paris Anlaşması’nı destekliyor.

İklim değişikliğini durdurmak için sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını öneren Paris Anlaşması, küresel ortalama sıcaklıklardaki artışın tercihen 1,50C’de sınırlandırılmasını ve net karbon emisyonlarının 21. yüzyılın ikinci yarısı içerisinde sıfırlanmasını hedefliyor.

Shell de, Paris Anlaşması’nın iklim değişikliği konusundaki bu hedefini desteklediğini açıkladı. Şubat ayının başında küresel düzeyde açıklanan ve Paris anlaşmasıyla uyumlu stratejileri doğrultusunda 2050 yılına kadar net sıfır emisyonla faaliyet gösteren bir enerji şirketi olmayı hedefledikleri de vurgulandı. Shell, atacağı adımlar ile karbon emisyonlarını azaltarak, hissedarları, müşterileri ve faaliyette bulunduğu toplumlar için değer yaratarak, doğaya duydukları saygıyı daha net göstereceklerini bildirdi.

“SHELL OLARAK HEDEFİMİZİ ÇOK DAHA KAPSAMLI HALE GETİRDİK”

Shell tarafından yapılan açıklamada; “2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefimiz; operasyonlarımızdan kaynaklanan emisyonları, kendi ürettiğimiz enerjinin tüketilmesinden kaynaklı emisyonları ve daha da önemlisi, başkalarının ürettiği ve bizim satın aldığımız petrol ve gaz kaynaklarının tüketilmesinden kaynaklanan emisyonları da içermektedir. Bu da Shell olarak hedefimizi çok daha kapsamlı hale getirdiğimizi gösteriyor. Kapsam olarak faaliyetlerimizden kaynaklanan Kapsam 1 ve 2 emisyonlarımız ve ayrıca sattığımız enerji ürünlerimizin ki toplam emisyonlarımızın yüzde 90’ından fazlasını oluşturuyor, son kullanımından kaynaklanan Kapsam 3 emisyonlarımız anlamına geliyor” dendi.

Tüm dünyada nüfus artıyor, refah düzeyi artıyor, teknoloji gelişiyor ve şüphesiz ki enerji ihtiyacı da artıyor. Kimi ülkelerde bunun hızı daha fazla olabiliyor. Dünyaya daha fazla ve daha temiz enerji sağlamayı amaçladığı belirtilen Shell, hızı ne olursa olsun tüm dünyada enerji dönüşümünün aciliyetini ve gerekliliğini savunuyor.  

Şubat ayının başında açıklanan ve Kovid-19’un etkilerini içeren, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu  yenilenen “Shell Senaryoları”nın; “Sky 1.5,” “Waves” ve “Islands” üçünde de  enerji sistemi dönüşüyor, ancak bunun gerçekleşme hızı önemli ölçüde farklılık gösteriyor. 

Senaryolara göre sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için dünyanın her yerinde atılması gereken adımlar var. Örneğin; Daha düşük karbonlu enerji üretimine geçilmeli, daha temiz teknolojiler geliştirilmeli, ticari biyokütlenin yakıt olarak kullanımı artırılmalı ve hidrojen yakıt eko-sistemi geliştirilmeli. Shell tarafından; karbon emisyonunun azaltılmasının daha zor olduğu sektörlere; ağır sanayi, ulaşım (havacılık, nakliye, denizcilik), binalara öncelik verilmesi gerektiği, davranışlarımız ve yatırım tercihlerimizin değişmesi, enerji verimliliğine odaklanılması ve devletlerin önderliğinde karbon fiyatlandırılmasına öncelik verilmesi gerektiği ifade edildi.

Tüm bunlara rağmen önlenemeyen emisyonların olmaya devam edeceği ve bunların da ortadan kaldırılabilmesi için hem karbon yakalama ve depolama teknolojilerine hem de doğa bazlı çözümlere de ağırlık verilmesi gerekeceği açıklandı. Tüm bu inisiyatiflerin zorlu olmakla beraber teknik olarak yapılabilirliği mümkün olan adımlar olduğu da vurgulandı. 

Belirtilen bu senaryo adımlarının hayata geçebilmesi için hükümetler ve işletmeler, farklı işletme türleri ve politika yapıcılar arasında uyum sağlayarak, sektör bazında net sıfır emisyon yollarını takip etmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca politikaların zaman içinde tahmin edilebilir ve tutarlı olması gerektiğinin de altı çizildi.

‘NET KARBON EMİSYONUMUZU 2050’YE KADAR YÜZDE 100 AZALTMAYI HEDEFLİYORUZ’

Şirket tarafından yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Shell olarak 2050 hedefimize doğru ilerlerken, karbon emisyonlarını azaltacak kısa vadeli hedeflerle yolumuza  devam edeceğiz;  2016 yılını baz alarak net karbon emisyonumuzu 2023’e kadar yüzde 6-8, 2030’a kadar yüzde 20, 2035’e kadar yüzde 45 ve 2050’ye kadar yüzde 100 azaltmayı hedefliyoruz. 2035 yılına kadar yılda 25 milyon ton ek karbon yakalama ve depolama (CCS) kapasitesine erişim sağlamaya çalışacağız. 2030 yılına kadar yılda yaklaşık 120 milyon ton emisyonu dengelemek için doğa temelli çözümleri (NBS) kullanacağız. Endüstri için standartlar geliştirmek ve bu standartlara uyum sağlamak için Bilime Dayalı Hedefler Girişimi (Science Based Targets Initiative), Dönüşüm Yolu Girişimi (Transition Pathway Initiative) ve diğerleri ile birlikte çalışacağız. Sektörde bir ilk olarak, 2021 Yılı Yatırımcı Toplantımızdan başlayarak, hissedarlarımıza “Enerji Dönüşüm Planımızı” sunacağız ve bu planı her üç yılda bir güncelleyip, her yıl kaydedilen ilerleme için bir tavsiye oylaması isteyeceğiz. Bu hedeflerimizi 16.500’den fazla çalışanımızın ücretlendirilmesiyle bağlantılı hale getireceğiz.

Yeni stratejimizle birlikte kısa vadede yapacağımız yıllık yatırımlar ile portföyümüzü yeniden dengeleyeceğiz. Biyoyakıt üretim ve dağıtım işimizi genişletmeyi, 2030 yılına kadar elektrik satışımızı iki katı olan yılda 560 terawatt saate çıkartmayı, endüstriye ve ağır vasıta  taşımacılığına hizmet etmek için entegre hidrojen merkezleri geliştirerek, Shell’in hidrojendeki lider konumunu güçlendirmeyi, karbon nötr LNG gibi önde gelen tekliflerle müşterilerimizin kendi net sıfır hedeflerini desteklemeyi, rafineri ayak izimizi bugün 13 tesisten altı Kimyasal ve Enerji Parkına dönüştürüp, 2030 yılına kadar geleneksel yakıt üretimini yüzde 55 azaltmayı hedefliyoruz. Petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerinde hacimden ziyade değere odaklanıp, 2030’a kadar ciddi nakit akışı sağlamaya devam edeceğiz. 

Dünyamızın geleceği için temiz enerji bir zorunluluk. Bu da ancak hükümet politikalarının, yatırımların ve sektörlerin uyum içerisinde hareket etmesinden geçiyor. Devletler, toplumlar ve endüstriler birlikte hareket ederse, Paris Anlaşması ile uyumlu net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın mümkün olduğuna inanıyoruz.  Enerji sistemindeki değişim hızlı olmalı ve bu değişimin bir fırsat olduğu unutulmamalı. Enerji dönüşümü stratejimiz ile Shell olarak geleceğin bir parçası olmaya devam edeceğiz.”