PÜİS’ten üyelerine ‘çalışanların aşılanması’ konulu duyuru

Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS), üyelerine akaryakıt istasyonlarında istihdam edilen personelin aşılanması konusunda bir duyuru yayınladı.

Duyuruda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsüne ilişkin aşılama çalışmalarının Türkiye’de de başarı ile yürütüldüğü, bununla birlikte aşı karşıtlığının da oldukça yaygın durumda olduğu belirtilerek, toplum sağlığının korunabilmesi için büyük önem arz eden aşılama konusunun çalışma hayatının da güncel konularından biri haline geldiği ifade edildi. 

PÜİS’in akaryakıt istasyonlarındaki tüm çalışanların aşılanmasının sağlanması amacıyla atılabilecek ilk ve en önemli adımın çalışanlara yönelik düzenlenecek kampanyalarla çalışanların aşı olmaya teşvik edilmesi olduğuna inanıldığının ifade edildiği duyuruda,  buna karşın aşı olmamakta ısrar eden çalışan hakkında, tavsiye niteliğinde olmayan ve işverenin iradesi ile yönetim hakkı kapsamında bir kısım tedbirlere başvurulabileceği de belirtildi.

PÜİS’in duyurusu şu şekilde:

 “2020 yılı başından itibaren Dünya’yı etkisi altına alan Covid-19 salgınının hızla yayılımına engel olabilmek amacıyla şimdiye kadar geliştirilmiş en etkin yöntem olan aşılama çalışmalarına tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de devam ediliyor. 

Bununla birlikte yine tüm Dünya’da olduğu gibi Ülkemizde de aşı karşıtı tutumun söz konusu olduğu ve bu durumun da aşılama hızını ne yazık ki yavaşlattığı malumunuz. Aşı olanlar ile aşı olmayanların aynı işyerinde çalışmaya devam etmelerinin, yeni normal düzeninde çalışma hayatına ilişkin aydınlatılması gereken bir konu olduğu ise şüphesiz.

Aşı olmamanın bir hak olarak değerlendirildiği bir ortamda, aşı olan çalışanların aşı olmayan çalışanlarla temaslarını ortadan kaldırarak, bulaş riskini engellemeyi talep etmeleri de korunması gereken on derece yerinde bir hak. 

Bununla birlikte kamu sağlığı açısından değerlendirildiğinde işyerindeki bulaş riskinin Ülke genelindeki vaka sayılarının artışında önemli bir kalem olduğu biliniyor. İşyerinde yaşanacak bulaşlar sonucu ortaya çıkan vakalar sebebiyle işverenin ayrıca meslek hastalığı ve/veya iş kazasına bağlanan sonuçlarla karşı karşıya kalma riski bulunuyor. Dolayısıyla çalışanların aşılanması başta kamu menfaati olmak üzere işletmelerin sürdürülebilirliği açısından da önemli sonuçlara etki ediyor.

PÜİS olarak akaryakıt istasyonlarındaki tüm çalışanların aşılanmasının sağlanması amacıyla atılabilecek ilk ve en önemli adımın çalışanlara yönelik düzenlenecek kampanyalarla çalışanların aşı olmaya teşvik edilmesi olduğuna inanıyoruz. Aşı hakkında bilinen yanlışların ortadan kaldırılmasına yönelik eğitici çalışmalar ve yine aşı olan çalışanlar lehine düzenlenecek teşvik edici uygulamalar ile işyerlerindeki aşılanma oranının hızla yükseleceğine olan inancımız tam. 

Buna karşın aşı olmamakta ısrar eden çalışan hakkında, tavsiye niteliğinde olmayan ve işverenin iradesi ile yönetim hakkı kapsamında bir kısım tedbirlere başvurulabileceğini belirtmekte yarar görüyoruz. Öncelikle işverenin çalışma ilişkisini devam ettirebilmek için aşı olan ve olmayan çalışanları fiziken ayırarak, farklı bir vardiyada veya ayrı bir binada veya uzaktan çalıştırılması gibi yöntemlere başvurması çalışma barışının sağlanması açısından yararlı olacaktır.

Toplumun ve işletmesinin sağlığını korumak amacıyla çalışanlarının aşılanması gerektiğini bilen işveren tarafından son olarak çalışma ilişkisinin 4857 sayılı Kanun’un 18.vd. maddelerinde düzenlenen “geçerli fasih” nedeniyle sona erdirilebileceği de düşünülmektedir. Son dönemde gerçekleştirilen çeşitli toplantılarda Yüksek Yargı ve öğreti tarafından çalışanın aşı olmamasının işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeni olarak kabul edilebileceği yönündeki görüş, üyesi bulunduğumuz Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Hukuk Çalışma Grubu tarafından da değerlendirilmiştir. 

Her ne kadar hukukçuların büyük bir kısmı tarafından aşı olmamanın geçerli fesih nedeni oluşturacağı belirtiliyor olsa da işverenlerin Kanun’da belirlenen usul hükümlerine uymaları gerekeceği de unutulmamalıdır. Bu kapsamda çalışana aşı olması için süre tanınması, bu süre içerisinde aşı olmaması halinde çalışma ilişkisinin sona erdirileceğinin yazılı olarak bildirilmesi ve belirtilen süre içerisinde aşı olmaması halinde konuya ilişkin yazılı savunmasının alınması yerinde olacaktır. Ayrıca işverenlerin aşı olmayan işçiler hakkında yürüteceği süreçlerde eşitliğe aykırılık oluşturabilecek uygulamalardan da kaçınmaları da şüphesiz gereklidir. 

PÜİS olarak çalışma ilişkisinin devamlılığını önemsiyoruz. Toplumsal bilincin artarak tüm çalışanların herhangi bir tedbire başvurmaksızın kendiliğinden aşı olması hedefimiz. Bununla birlikte aşının Covid-19 üzerindeki yararlı sonuçlarının bilimsel olarak ortaya konduğu bir ortamda işverenler olarak kamu sağlığını bireysel tercihlerin önünde tutmamız gerektiğinin de farkındayız.”