TOBB ve YASED’den ortak açıklama

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Uluslararası Yatırımcılar Derneği – YASED, uluslararası doğrudan yatırımcı şirketlerin tepe yöneticilerinin katılımıyla, 12 Temmuz’da Ankara’da İstişare Toplantısı düzenledi. Toplantı sonrasında TOBB ve YASED tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı.   Açıklamada şöyle denildi: “15 Temmuz’un yıldönümünde, Türkiye’nin istikrarına, ekonomisine ve hukuk devletine yönelik hain darbe girişimini bir kez daha […]

TOBB ve YASED’den ortak açıklama
Servet Uzun
  • Yayınlanma12 Temmuz 2017 15:15

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Uluslararası Yatırımcılar Derneği – YASED, uluslararası doğrudan yatırımcı şirketlerin tepe yöneticilerinin katılımıyla, 12 Temmuz’da Ankara’da İstişare Toplantısı düzenledi. Toplantı sonrasında TOBB ve YASED tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı.

 

Açıklamada şöyle denildi:

“15 Temmuz’un yıldönümünde, Türkiye’nin istikrarına, ekonomisine ve hukuk devletine yönelik hain darbe girişimini bir kez daha kınıyor ve benzeri girişimlerin bir daha tekrarlanmamasını diliyoruz. Hukuk devletini ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik her türlü müdahalenin karşısındayız.

Bugüne kadar Hükümetimizin, hızla aldığı tedbirler, uygulamaya koyduğu yasal-yönetsel düzenlemeler ve teşvikler, darbe girişiminin yarattığı olumsuz etkiyi sınırlayarak iş ve yatırım ortamının sağlıklı şekilde devamına önemli katkı sağlamıştır.

Ülkemizin kalkınması, küresel rekabet ortamında hak ettiği konuma gelmesi ve katma değerli sürdürülebilir yatırımların devamı hedefi doğrultusunda; demokrasi, hukukun üstünlüğü, öngörülebilir yasal ve yönetsel düzenlemeler ile şeffaf ve rekabetçi bir serbest piyasa ekonomisinin mevcudiyeti zaruridir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, Hükümetimizin kararlılığı ile bu yönde kat edilecek mesafe, uluslararası doğrudan yatırımcıların Türkiye’ye olan güvenini daha da artıracaktır.

Önümüzdeki dönemde hedefimiz ekonomik ve yapısal reform gündemimize daha da odaklanarak, ülkemizin küresel rekabet gücünü artırmak ve bir yatırım cazibe merkezi olarak konumlandırılmasını sağlamak olmalıdır. Bizler de, bu doğrultuda üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız.

Uluslararası yatırımcılar olarak, Türkiye’nin geleceğine ve potansiyeline inanıyor ve bu inancımızı uzun vadeli yatırım perspektifimizi koruyarak göstermeyi sürdürüyoruz. Bizler, Türkiye’deki yatırım ortamının yurtdışında tanıtımında ve algımızın güçlendirilmesinde ‘elçi’ olarak sorumluluk almaktayız.

Türkiye ekonomisine yönelik yatırımcı ilgisinin artması, mevcut yatırımların verimliliğinin yükselmesi ve böylece ülkemizdeki refah artışının desteklenmesi amacıyla, iş dünyası olarak, tüm taraflarla yakın işbirliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.

Bu süreçte temel beklentimiz; demokratik hukuk devletinin tüm kurumlarıyla daha da güçlendirilmesi, ülkemizin bugüne kadar olduğu gibi küresel değerlere bağlı şekilde gelişmiş dünyayla entegrasyonunu arttırarak kalkınma sürecini devam ettirmesi ve yatırım ortamını iyileştirecek reformların kesintiye uğramadan sürdürülmesidir.

Yatırım ortamının iyileştirilmesi süreklilik arz eden bir hedeftir. Yapısal reformların devamı, yatırım ve iş yapma şartlarımızda sürdürülebilir bir iyileştirme sağlanması uluslararası rekabette bir adım öne geçmemizde önemli rol oynayacaktır.

Bu çerçevede öncelikle;

Ülkemizin bölgesel bir merkez olarak konumlandırılması,

Tasarruf oranının artırılması ile birlikte finansman imkânlarının genişletilmesi,

KOBİ’lerin küresel değer zincirine entegrasyonunun sağlanması,

Türkiye’nin kalifiye insan kaynağının artırılmasına yönelik eğitim çalışmalarına önem vermesi,

Üretim odaklı bir ekonomi politikasının gerektirdiği kapsamlı bir istihdam stratejisi geliştirmesi,

Sanayide dijital dönüşümün hızlandırılması,

İş yapış süreçlerinin kolaylaştırılması ve bürokrasinin azaltılması,

Vergi mevzuatının uluslararası mevzuatla uyumlu hale getirilerek, verimlilikleri ve rekabet gücünü olumsuz etkileyen yüksek vergi oranlarının düşürülmesi ve teşvik sisteminin günün ihtiyaç doğrultusunda sürekli olarak güncellenmesi,

Yüksek katma değerli rekabetçi ürünleri ülkemizde üreten ve ihraç eden, bu doğrultuda küresel bir pazarı hedefleyen bir üretim kapasitesinin oluşturulması,

İthalat rejiminin ve korunma önlemlerinin bu doğrultuda gözden geçirilmesi ve bu kapsamdaki uygulamaların özellikle haksız rekabete yol açmayacak ve iş/yatırım ortamının öngörülebilirliğine olumsuz etki etmeyecek şekilde yürütülmesi uluslararası rekabette bizi bir adım öne geçirecektir.

Türkiye’nin AB’ye üyelik perspektifi doğrultusunda kısa vadede Gümrük Birliği Anlaşması’nın günümüzün ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmesi büyük önem arz etmektedir. Gümrük Birliği’nin, Türkiye’nin AB dışındaki üçüncü taraflarla serbest ticaret anlaşmaları imzalamasına imkan verecek şekilde yeniden düzenlenmesi, ihracat pazarlarımızı genişletmemize katkı sağlayacaktır.

Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik olarak Türkiye’nin “Uluslararası Yatırım Stratejik Planı” hazırlanmasının da faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu konuda da uluslararası doğrudan yatırımcılar olarak üzerimize düşecek görevi yerine getirmeye hazırız.”