Yazılım ürünleri üretimi yapan PCIS bu yıl Petroleum Istanbul’da kendini sektöre tanıtmaya hazırlanıyor. PCIS Direktör ve Kurumsal Uygulamalar Çözüm Mimarı Şahin Süleymaniyelioğlu firmanın gelişimini, amaçlarını ve uygulama alanlarını gazetemize anlattı. PCIS Direktör ve Kurumsal Uygulamalar Çözüm Mimarı Şahin Süleymaniyelioğlu Enerji Petrol Gaz Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. PCIS’i bir danışmanlık firmasından ziyade ERP deneyimini yeni teknolojilerle birleştirebilen […]
PCIS Direktör ve Kurumsal Uygulamalar Çözüm Mimarı Şahin Süleymaniyelioğlu Enerji Petrol Gaz Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. PCIS’i bir danışmanlık firmasından ziyade ERP deneyimini yeni teknolojilerle birleştirebilen bir yazılım evi olarak tanımladıklarını söyleyen Süleymaniyelioğlu, “Arz edilmeyen ürünleri arz etmek istiyoruz. Yurt dışında bir Türk firması olmayı amaçlıyoruz. Gönlümüzde yatan aslan, üretmek ve millileştirmek” dedi.
PCIS’nin faaliyetlerini anlatır mısınız?
Yaklaşık 24 senedir SAP alanında çalışıyoruz. Şirket kurulmadan önce de SAP konusunda birçok proje yaptık. SAP’nin Türkiye’ye ilk geldiği yıllarda bu alanda çalışma şansını yakalayan şanslı azınlıktanız. Dünyanın ilk 500 şirketine baktığınız zaman yüzde 80’inin kullandığı bir sistemdir SAP. Biz şirketimizi 2002 senesinde kurduk ve tek bir amacımız vardı; sektörlere özel ERP modülleri geliştireceğiz ve bu çözümleri yeni teknolojilerle ve donanımlarla zenginleştireceğiz, bu anlamda yazılım evi misyonu olan ama SAP ve mevzuat danışmanlığı da veren bir firmayı amaçladık. Bu misyonda hareket eden pek danışmanlık firması yoktur çünkü ERP demek genelde proje ve danışmanlık demektir. Biz de tabi şirketi kurduktan sonra ilk 7 yıl salt danışmanlık hizmeti verdik ve 2009 yılından itibaren tedricen danışmanlıktan ürün geliştirme konusuna kaymaya başladık. 2012 yılında danışmanlık işini tamamen noktaladık ve tüm kaynaklarımızla ürün geliştirmeye odaklandık. Şu an çekirdek kadromuzda tüm danışman ve yazılımcılarımızla aynı hedefe kilitlenmiş durumdayız ve aralarında 20 yıldan fazla süredir hizmet verdiğimiz 70’in üzerinde müşterimiz var. Biz bu firmalarla adeta aile gibi oluyoruz, onlara SAP hayatında birçok konuda destek veriyoruz.
PCIS’i kurmaya nasıl karar verdiniz?
Teknoloji üreten bir ekip olma hayalim zaten hep vardı. Yaşar Yaver ile SAP dünyasında 90’lı yıllarda tanıştık ve hiç kopmadık. O da eski bir yazılımcıdır. PCIS’i birlikte 2002 yılında kurduk ama aslında ekip olarak eskiyiz. Ortak amaçlar uğruna çaba sarf ediyoruz. Ve ürettiğimiz her ürüne ve uygulamaya kendimizden de bir şeyler katıyoruz. Şirket içinde de rollerimiz net, ben ürün geliştiriyorum Yaşar Bey projeleri yürütüyor. Ufak ama dinamik bir ekibimiz var, 10 kişilik analist ve danışman kadromuzun yanında bir o kadar da ar/ge yapan ekibimiz var ve bu sayı sürekli artıyor. Ayrıca bize bağlı çalışan yaklaşık 15 kişilik yurtiçinden ve yurt dışından dış kaynak kullanımımız var. Ben de şahsen şirket içinde yazılım geliştirme yapıyorum.
Geliştirdiğiniz çözümler genelde sektöre özel mi oluyor yoksa bir çözümü her sektöre uygun olarak mı geliştiriyorsunuz?
Aslında her ikisi de oluyor çünkü SAP’yi herkes kullanıyor. Müşteri bize geldiği zaman sektör ayırt etmeden ihtiyacına yönelik bir yazılım ürününü verebilecek ürün gamımız mevcut. Müşterilerimiz arasında demir-çelik de var, çimento-beton da otomotiv sektörü de ancak son 10 yıldır Akaryakıt ve Gaz sektörüne ilgimiz çok yüksek çünkü ÖTV’ye tabi ürünlerin üretimi ve ticaretini yapan mükellef grubuna yönelik dijitalleşme yolunda birçok yeni yasal uygulama geldi. Biz de kaynaklarımızı bu konuya odakladık. Enerji sektörünün şöyle farklı bir durumu da var, bu sektörde bir firmada SAP üzerinde başarılı bir iş yaptığınız zaman ve bu çözüm de özellikle mevzuatla ilgiliyse otomatik olarak referans yoluyla müşteri kazanıyorsunuz. Çünkü bir müşteride başarı sağladığınız uygulamayla aslında sektörde yaşanan bir probleme çözüm sağlamış oluyorsunuz. Enerji, parasal olarak ne kadar büyükse oyuncu sayısı da o denli az bir sektör ve hem sizinki gibi (Petroturk) organizasyonlar hem de dernek ve odalar sayesinde firmalar ve yöneticiler birbiriyle oldukça entegre.
Biz, Türkiye’de dijital dönüşümün yoğun yaşandığı bu dönemde herkese yönelik bir çözüm platformu oluşturduk. Bu alanda çözüm geliştirmek, ERP üzerindeki muhasebe fonksiyonları ile yerel muhasebe pratiği arasındaki farklılıklar sebebiyle zorlu bir süreçtir. Biz kendimize bu şartlar altında güzel bir yol haritası oluşturduk ve önce mevzuatı öğrendik akabinde geliştireceğimiz uygulamalarla ilgili tasarım yaptık. Ve üretime en büyük ve acil ihtiyaçtan yani e-Fatura’dan başladık. e-Fatura’yı, e-Arşiv ve e-İrsaliye izledi; e-Defter’i Kayıt Saklama ve e-Denetim izledi. Bunların üzerine Dış Ticaret, e-Mutabakat modüllerini ekledik, e-Beyanname modülünü halen geliştiriyoruz. Şu an ERP üzerinde birbiriyle entegre çalışan 15’e yakın ek modülümüz var ve en çok akaryakıt ve gaz dağıtımı yapan şirketlere sattık ve müşteri memnuniyet düzeyimiz oldukça iyi durumda. Bu arada ürünlerimizin tamamının bir adı var: PLANET. Açılımı, PCIS Logistics Applications Network.
Uluslararası alanda olmak istediğinizi söylediniz, böyle bir girişiminiz var mı?
Şu an zaten uluslararası birçok firma ile çalışıyoruz ve projelerimiz bu gibi firmaların Türkiye’deki ofislerinde başlıyor. Bu sayede projelerimize İngiltere, Hollanda, Almanya, Polonya, Malezya gibi ülkelerden sürekli olarak katılım sağlanıyor. Her hafta en az 3-4 farklı firmanın uluslararası ekipleriyle online toplantılar yapıyoruz. Müşteri ne kadar uluslararası olursa olsun SAP gibi global bir ERP çözümü kullandıkları için sistemleri tek ve merkezi oluyor ve Türkiye’de yaptığınız başarılı bir çalışma ile diğer ülkelerin dikkatini çekiyorsunuz. Örneğin burada yaptığımız bir proje aynı şirketin İtalya’da faaliyet gösteren organizasyonunda bir ihtiyaca cevap verebiliyor ve birkaç müşterimizin yurt dışı ofislerinden çözümümüzü tanımak üzere bizimle temasa geçenler oldu. Neticede süreç ister istemez bizi yurtdışına götürüyor zaten. Benim ve ekibimin yurt dışı proje deneyimimiz oldukça fazla yani oradaki hayatı az çok biliyoruz. Ortaklık ya da kendi kaynaklarımızla yurt dışında bir yapılanmaya gitmemiz yakın bir ihtimal ve bu düşünce bize heyecan veriyor.
PLANET ile enerji sektörünün mevzuata yönelik ihtiyaçlarını tek bir platform üzerinde çözümlüyoruz. PCIS pek göze çarpmayan bir firmadır oysa yazılımlarımızı şu an Aygaz, Tüpraş, OPET, Aytemiz, LUKOIL, Petkim, Petronas, Habaş, Tosyalı, Imperial Tobacco gibi firmalar kullanıyor. Shell & Turcas ve STAR Rafineri de bu yıl müşterilerimiz arasına katıldı. Uygulamaların modüler yapısı sebebiyle de müşteri ihtiyaç duyduğu özelliği kullanma şansına sahip örneğin e-Fatura isteyen o modülü veya farklı bir modül isteyen istediğini kullanıyor. Eski kullandığı uygulamada ihtiyaç duyduğu verimi ve dinamizmi yakalayamayan onu çıkarıp bizimkini yerleştiriyor. Bu alanda iş ortaklarımız da var. Proje ve satış konusunda Felece Teknoloji A.Ş. ile çalışıyoruz, geniş bir SAP danışman kadroları var ve bizim ürünlerimizi hem satıyor hem projesini yapıyorlar ve çok başarılılar. Hem onlar memnun hem biz en önemlisi müşteri memnun. Ayrıca Koçsistem ile bir iş ortaklığı yaptık ve şu an Koçtaş’tan Arçelik’e Koç Holding Grubu’nun firmaları kullandıkları ERP sistemi üzerinde PLANET e-İrsaliye sistemini kuruyorlar ve yakında devreye almış olacaklar. Orada projeyi yapan karma bir kadro var. PCIS ekibinin desteği ile Koçsistem ve Felece’nin danışmanları ürünlerde uzmanlıklarını artırıyor ve biz de bu sayede proje yapma kapasitemizi artırmış oluyoruz. Ayrıca İtalya’da bir iş ortağımız var, bize M2M ve IIOT donanım tasarımında destek oluyorlar ve bu konuyu öğretiyorlar. Bazı donanımları bu öğrenim sürecinde onlardan tedarik ediyoruz.
Enerji sektörüne yönelik başka ne gibi uygulamalarınız var?
Gönlümüzde yatan aslan her zaman bir şeyleri üretmek ve millileştirmek oldu. Almanlar SAP’yi geliştirmişler ve bugün bütün dünya bunu kullanıyor artık standart haline gelmiş. Biz de şimdi yeni ufuklara yelken açtık. ERP konusunda 1995’ten bu yana kazandığımız tecrübeyi Endüstri 4.0 ile birleştiriyoruz ve Bulut, IIOT, M2M, Blockchain gibi teknolojiler ile entegre ederek arzın neredeyse yüzde 100’ünün yurt dışından olduğu bu alanda, iç pazardan artarak gelen taleplere uygun yazılım ve donanım ürünlerini Türkiye’de artık üretiyoruz. İşin içine ilk kez donanımı da sokuyoruz ve bu doğrultuda ilk projemize Shell & Turcas sponsor oldu. Shell & Turcas ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde gaz dağıtımı işinde uzun süredir adreslenmemiş global bir ihtiyaca yönelik bir çözüm ürettik. Bu çözüm ile X bir ülkede çalışan merkezi bir ERP sistemi ile dünyanın herhangi bir noktasında LPG, Akaryakıt veya LNG taşıyan bir tankerin üzerindeki hemen her bilgiyi entegre ediyor ve bu bilginin ERP içinde yer aldığı kritik süreçleri eş zamanlı tetikleyebiliyor olacağız. Bu uygulamaya ATA yani “Adaptive Tanker Application” sistemi adını verdik. Aynı çözümü orta vadede karayolu taşımacılığı geneline yayacağız ve “tanker” yerine “truck” kelimesini yerleştireceğiz.
Bulut üzerinde çalışan ATA uygulamasını kullanan dağıtıcı firmalar, bayilerindeki tank seviyelerini sürekli izleyerek istasyon stoklarını optimal düzeyde tutabileceği, ERP ile entegre, gerçek zamanlı bir lojistik planlama ve yürütme platformuna sahip olacak.
Sisteme, dağıtım şirketinin personeli yanında sözleşmeli çalıştığı müteahhit nakliyecilerin planlamacıları, dijital ehliyetleriyle tanker sürücüleri, kendilerine doğru gelen nakliyeyi görebilen ve tank seviyelerini buluta gönderen depo, bayi ve istasyonlar da bağlanıyor olacak ve elde edilen “big data” ile planlama ve dağıtım sürecinin yanı sıra nakliye maliyetlerinden güvenliğe, vergisel konulardan müşteri memnuniyetine kadar birçok konuda sürekli iyileştirme imkanı elde edilecek.
Bunların yanında standart bir filo yönetim sisteminde olması gereken, yani araçların GPS’ten izlenmesi, lastik basıncı, emniyet kemeri, aşırı hızlanma-frenleme gibi sürücü davranış analizleri, izin verilmeyen bölgelerde duraklama gibi sıra dışı durum analizi, güvenlik kamerası entegrasyonu gibi özellikler zaten mevcut. Ancak özellikle gaz dağıtımında göze çarpan bazı önemli ihtiyaçlar var ki; sevkiyat sonrası araçtan ya da merkezden anında e-fatura e-irsaliye düzenleme, yerli-ithal stokların ayrı takibi, sayaç entegrasyonu ile miktar işlemlerinde insan faktörünün ortadan kaldırılarak kayıp/kaçakların azaltılması, Just-in-time planlama gibi ATA’yı emsallerinden farklı kılıyor olacak.
Aslında tek bir yatırım ile sayısız KPI üreten ve yatırım geri dönüşü çok hızlı olabilecek bir sistemden bahsediyoruz. Bu sektörde ön planda tutulan konuların belki başında gelen HSE yani Çevre ve İnsan Sağlığı ve Güvenliği konusunda da birçok fonksiyonu da bu uygulama içinde adresledik. Özetle ATA ile enerji taşımacılığında insan, çevre, araç ve ürün güvenliği sağlanırken iş süreçleri de merkezle entegre edilmiş ve iyileştirilmiş oluyor.
Petroleum Istanbul’a ilk kez katılıyorsunuz. Fuardan beklentileriniz neler?
Biz bir ürün daha doğrusu bir uygulama platformu geliştirdik. Bunun bu sektörde yayılmasını sağlamamız lazım. Bugüne kadar izlediğimiz yöntemlerle yüksek bir tanınırlık yaratma şansımız yok.
Petroleum Istanbul’da PCIS olarak bir ilki yaşıyor olacağız ve potansiyel müşterilerimizle yüz yüze geleceğiz, çalışmalarımızı onlara birebir anlatacağız. Türkiye’de bu konuda teknik standartların oluşmasında lider konumda olacağımızı düşünüyoruz.
Ürünlerinizden bahsedebilir misiniz?
Ürünlerimizi ‘ERP bağımlı’ ve ‘genele yönelik’ olarak iki grupta sunuyoruz. Genele yönelik uygulamalarımızda müşterimize uygulamanın ERP adaptörleri ve eklentilerini de birlikte veriyoruz. Bu açıdan çok verimli bir uygulama konseptimiz olduğunu söyleyebilirim. Mevcut ürünlerimizin bazıları: e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Defter, e-Mutabakat, Fatura Kokpiti, Kontrat, Belge ve Yazışma Yönetim Sistemi, Bayi Bilgilendirme Sistemi, e-Belge Content Server, e-Denetim, Kayıt Saklama ve Sürekli Denetim, Dış Ticaret Modülü, Kredi-Risk Yönetimi Modülü, Ödeme Performans ve e-Bankacılık Uygulamaları, Doğrudan Borçlandırma Sistemi ve tabi ki ATA. 2019 yılında ATA’dan beklentilerimiz yüksek. Bu uygulamayı başlangıç olarak gaz ve akaryakıt dağıtım sektörüne özel çıkarıyor olsak da blockchain altyapısını kısa vadede farklı sektörlere, ihale yönetiminden tedarik zincirine kadar ERP sistemleriyle entegre bir ‘framework’ olarak sunuyor olacağız. Ayrıca istasyon marketlerinde kullanıma sunulacak ve ERP ile entegre bir bulut stok-perakende çözümü üzerinde analizlerimize de başladık, sponsor arayışımız sürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Bakan Bayraktar yeni bir arama hamlesi başlatılacağını açıkladı14 Aralık 202417:47 Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kazancı ile görüştü14 Aralık 202414:06 “Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı” Suriye’de Baas Rejiminin devrilmesiyle tekrar gündeme geldi14 Aralık 202414:04 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar Batman Valiliğini ziyaret etti14 Aralık 202414:01 Nükleer enerjide mevzuata aykırı fiillere ilişkin para cezaları yeniden belirlendi14 Aralık 202410:49