Katma değerli ürünün ilk şartı “Ar-Ge”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, tüm bilimsel, teknolojik ve sosyal gelişmelerin sistemli ve sürdürülebilir Ar-Ge çalışmalarının ürünü olarak ortaya çıktığını belirterek, “Burada yatırım ve büyük bir sabır gerekiyor. Yüksek katma değerli ürün ortaya koymanın ilk şartı da Ar-Ge’den geçiyor.” dedi. Dönmez, MMG 3. AR-GE İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yerli […]

Katma değerli ürünün ilk şartı “Ar-Ge”
Servet Uzun
  • Yayınlanma17 Ekim 2018 13:09

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, tüm bilimsel, teknolojik ve sosyal gelişmelerin sistemli ve sürdürülebilir Ar-Ge çalışmalarının ürünü olarak ortaya çıktığını belirterek, “Burada yatırım ve büyük bir sabır gerekiyor. Yüksek katma değerli ürün ortaya koymanın ilk şartı da Ar-Ge’den geçiyor.” dedi.

Dönmez, MMG 3. AR-GE İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yerli teknoloji ve yüksek katma değer anlayışıyla “Bağımsız Enerji Güçlü Türkiye” hedefine hızla ilerlediğini ve her projede yeniliği ve yerlileşmeyi teşvik ettiklerini anlattı.

Enerjide bağımsızlığı sağlamak için sadece kaynakların keşfi değil, bu kaynakları işleyecek teknolojik altyapıyı kurabilmenin de önemini çok iyi kavradıklarını ifade eden Dönmez, bu kapsamda geçen yıl gerçekleştirilen Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) güneş ve rüzgar enerjisi ihalelerini anımsattı.

Bakan Dönmez, rekor fiyatlarla tamamlanan ihalelerdeki temel meselenin sadece elektrik üretimi değil enerji teknolojilerinin de Türkiye’de üretilmesiyle bu alandaki bilgi ve tecrübenin millileştirilmesi olduğunu aktardı.

Elektrik üretim sektörünün yıllık 5 milyar dolar civarında yatırım yaptığını ve bu yatırımlarda kullanılan ekipmanların yüzde 50’sinin ithal olduğunu kaydeden Dönmez, bu ithalatın önüne geçmek için Ar-Ge’yi teşvik edecek modeller geliştirdiklerini söyledi.

Dönmez, enerji teknolojilerinin geliştirilmesi adına ulaşmak istedikleri hedeflerden birinin de “know how” transferiyle mevcut bilgi ve tecrübeyi daha ileri taşımak olduğunun altını çizdi.

Tüm bilimsel, teknolojik ve sosyal gelişmelerin sistemli ve sürdürülebilir Ar-GE çalışmalarının ürünü olarak ortaya çıktığını vurgulayan Dönmez, “Burada yatırım ve büyük bir sabır gerekiyor. Yüksek katma değerli ürün ortaya koymanın ilk şartı da Ar-Ge’den geçiyor.” ifadelerini kullandı.

“Gelecekteki projelerimizi tamamen yerli yapabiliriz”

Özellikle nükleer enerji santrallerinin kurulma ve işletilme süreçlerini bu açıdan çok önemli bulduklarını ifade eden Dönmez, “Nükleerde yaptığımız ortaklıklar hem enerjimizi daha bağımsız hale getirecek hem de gelecekteki projelerimizi tamamen yerli olarak yapma imkanı sağlayacak. Madenlerde de katma değerli ürün dönemini başlatıyoruz. Madenleri fabrika ve teknoloji yatırımı şartıyla ihaleye çıkarmaya başlıyoruz.” diye konuştu.

Dönmez, bakanlığın birçok kurumunun da Ar-Ge ve teknoloji çalışmaları üzerine üniversitelerle iş birliği içinde olduğunu ve Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü’nün açılarak yenilenebilir ve temiz enerji teknolojilerinde de çalışmalar yapılacağını anlattı.

Bor madeniyle ilgili birçok Ar-Ge projesine imza atıldığını belirten Dönmez, savunmadan tarıma birçok projeye bakanlık olarak destek verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini bildirdi.

Dönmez, tek başına Ar-Ge ve inovasyon stratejisinin işe yaramadığını, aynı arz güvenliğinde olduğu gibi burada da çeşitliliğe ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bu sebeple Ar-Ge ve inovasyonda stratejilerini birkaç alt unsura ayırdıklarını belirten Dönmez, “Kalifiye insan yetiştirmek, temel bilimler alanında akademisyenleri bir araya getirerek Ar-Ge destekleri sağlamak ve özel sektörü tek başına Ar-Ge’ye teşvik için kurumların ayırdığı bütçenin kullanılmasını sağlamak gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Aziz Sancar’lar olarak hatırlanabilirsiniz”

Dönmez, geçen yıl bir anket yaptırdıklarını ve en büyük Ar-Ge desteklerini hangi üniversiteler alıyor ve buralarda neler yapılıyor diye araştırdıklarını belirterek şöyle devam etti:

“Ankara, İzmir ve İstanbul’da bulunan üniversiteleri bu alanda ağırlık kazanıyor. Güneş ve rüzgar enerjisi en çok çalışılan alanlar olarak karşımıza çıktı. Pil ve elektrikli araçlar ise bu alanları takip ediyor. Üniversitelerimizde Ar-Ge için yaklaşık 244 milyon liralık bir harcama olmuş, bunun 80 milyonu güneşle ilgili çalışmalara ayrılırken harcamaların bir kısmı bina yapımı için kullanılmış. 40 milyon lirası rüzgar ve 30 milyon lirası da pil ve elektrikli araçlar için harcanmış. Aynı zamanda, nesnelerin interneti, e-otomasyon, verimlilik ve izleme sistemleri alanlarında güçlü bir girişimcilik altyapısı olduğunu söyleyebilirim.”

Konuşmasını genç mimar ve mühendislere seslenerek tamamlayan Dönmez, şu tavsiyelerde bulundu:

“Meslekte uzun yıllar emek harcamış bir büyüğünüz ve abiniz olarak sizlere bir tavsiyede bulunacağım. Yeniliğe öncülük etmekten, risk almaktan asla çekinmeyin. Uzun vadeli gelişiminizden kısa vadeli karlar karşısında vazgeçmeyin. Kişisel ve mesleki gelişiminizi medeniyet değerlerinizle harmanlayarak yarın ki Türkiye’yi sizler kuracaksınız. İç ve dış düşmanlar geleceğinizi karartmaya, spekülatif saldırılarla bizleri geri bırakmaya çalıştıkça daha fazla yerli teknoloji ve üretim yaparak onlara gereken cevabı hep birlikte vereceğiz. Gençler olarak bu cevabı önce siz vereceksiniz. Sizler, bugün ve ileride yapacaklarınızla daha müreffeh bir Türkiye’ye ulaşmak için çalışan Nuri Demirağ ve Aziz Sancar’lar gibi de hatırlanabilirsiniz. Ya da faydalı her projeye karşı çıkan bazı mimar ve mühendisler gibi de hatırlanabilirsiniz. Seçim sizin elinizde.”

Bakan Dönmez, daha sonra sergi alanındaki stantları gezerek projeler ve yerli elektrikli otomobil hakkında bilgi aldı.

AA