‘Yatırımcının heyecanını kaçırmamak gerekiyor’

GÜYAD Başkanı Cem Özkök, Mini YEKA şartnamesi, yeni YEKDEM ve hibrit santral düzenlemesi gibi gündemin önemli konularını Green Power gazetemize değerlendirdi.

Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök Mini YEKA şartnamesi, yeni YEKDEM ve hibrit santral düzenlemesini Green Power okuyucuları için değerlendirdi. Özkök, “Eğer yatırımcı yatırım yapma konusunda hevesli ise, onun heyecanını kaçırmamak gerekir. Ülkemizin yatırıma ihtiyacı var, ülkemizin istihdama ihtiyacı var, ülkemizin yenilenebilir enerjiye ihtiyacı var” dedi.

Sektörün uzun süredir merakla beklediği mini YEKA yarışmaları için süreç başladı. Sektörün yarışma şartnamesine yönelik değerlendirmeleri nasıl?

Öncelikle 2016 yılından beri açılmasını beklediğimiz kapasitelerin açılacak olmasının sektörü oldukça heyecanlandırdığını söylemek gerekir. Sürenin 15 yıla çıkarılmış olması da oldukça sevindirici. Bu hep talep ettiğimiz bir konu idi.

Kapasitelerin bölünmesini de yine olumlu bir adım olarak görmekteyiz. Malum YEKA GES 1 1.000 MW kapasitelik ve sanayi ayağı da olan bir ihale idi. Bundan sonra yapılacak YEKA ihalelerinde sanayi ayağının olmaması yine taleplerimiz arasındaydı. Bunun da dikkate alınması sevindirici.

Çıkılacak olan ihalelerin daha küçük kapasiteler halinde yapılması; kapasitelerin pek çok bölgeye bölünerek sistem üzerinde gereksiz yük oluşturmamaları da yine önerilerimiz arasındaydı.

2019 Aralık ayında 36 ilde yüz tane 10 MW’lık ihale yapılacağına ilişkin bir çalışma bizimle paylaşıldığında; kapasitelerin talebimiz doğrultusunda farklı bölgelere yayılmış olması bizi mutlandırdı.

Ancak kapasite büyüklüğünün orta ve büyük yatırımcılar için cezbedici büyüklük olmayabileceğini de bu arada yetkililerle görüşmelerimizde ifade ettik. Şimdi geldiğimiz noktada, yetkililerin bizim görüşümüzü dikkate alıp; 20, 15 ve 10 MW olmak üzere toplam 3 tip ihale kapasitesi için ilana çıkması sevindirici.

Biz hep şunu söyledik: Sağlam bir piyasa için, doğrudan yatırım yapan yabancı yatırımcıya ve büyük ölçekteki yatırımcılara da sektörümüzün ihtiyacı var. Bu yüzden bundan sonra çıkılacak YEKA ihalelerinde 50 MW’lık kapasitelerin de açılması; küçük yatırımcıların yanı sıra büyük veya yabancı yatırımcının ilgisinin çekilebilmesi için faydalı olacaktır.

Diğer önemli bir konu ise, herkesin bildiği gibi; yatırımcının yatırım maliyetlerindeki zamana bağlı düşüşü kâr hanesine yazmak için veya projeyi satmak için süreye oynaması nedeniyle santrallerin yapılmaması, ihalesine çıkılan kapasitelerin atıl kalması idi. Bununla bağlantılı bir başka husus ise, irrasyonel fiyat oluşumunun engellemesi idi. Bunları önlemek için şartnamede teminat mektubu miktarı ve koşulları üzerinden bir düzenleme yapılmış durumda. Olumlu bir gelişme olmasına rağmen, bunun yeterli olup olmayacağını elbette zaman gösterecek.

Biz bu noktada ciddi ve güçlü yatırımcıların piyasada sayılarının artması için mali yeterlilik ve deneyim kriterlerinin de oldukça faydalı olacağı inancıyla görüşlerimizi yetkililerle paylaştık.

“ÜFE VE PTF RİSKİ YATIRIMCININ ÜSTÜNE BIRAKILMAMALI”

Güneş enerjisi derneklerinin yarışma şartnamesine yönelik değişiklik talepleri var. Bunların Bakanlığa iletildiği de geçtiğimiz günlerde basına yansıdı. Bu taleplerle ilgili son durum nedir?

Bildiğiniz gibi 3 Temmuz’da ihale ilanına çıkıldı. Biz, GÜYAD olarak, hem üyelerimizle, hem de bankalarla olan toplantılarını tamamlayan ve 7 Temmuz’da görüşlerini yetkililerle ilk paylaşan, yine yetkililerle ilk toplantıyı yapan Derneğiz. Bu noktada Bakanlığımızın bize verdiği teveccüh dolayısı ile de kendilerine teşekkür etmek isterim.

Hemen şunu ifade etmekte fayda görüyorum; yazımızda ve görüşmelerimizde sanayicilerin, EPC şirketlerinin, finans kuruluşlarının ve yatırımcı şirketlerin talepleri olmak üzere konunun 4 ayağına da yer verdiğimiz için ayrıca birçok kesimden teşekkür de aldık.

Sizlerle de kısaca paylaşayım:

• Eskalasyon hesabında “PTFx1.25” üst limiti kaldırılmalı. PTF’ye atıf yapıldığı için bu durum bankalar açısından “merchand risk” oluşturmakta. Bu fiyat eskalasyonuna göre gerçekçi bir ihale fiyatı oluşumunun sağlanabilmesi ancak önümüzdeki 15 yıllık süre buyunca elektrik fiyatlarının tahminin doğru olarak yapılması ile mümkün olacaktır. Ne var ki, mevcut konjonktürde önümüzdeki 5 aylık süre boyunca dahi elektrik fiyatlarının tahmininin ülkeler tarafından bile zor yapıldığı bir noktada, 15 yıl için bunu şirketlerden beklemenin doğru olmadığı düşünmekteyiz. Zira finans kuruluşları hem ÜFE hem de PTF riski ile söz konusu olduğunda bu riskleri hiçbir şekilde üstlenmeyecek ve tümünü yatırımcı üzerine bırakacaktır.

• Yabancı doğrudan yatırımcının bu ihale için teklif verebilmesi eskalasyon mekanizmasının dövize endeksli yapılmasını gerektirmektedir. Aksi takdirde doğrudan yabancı yatırımcının veya yabancı finans kuruluşlarının bu ihalede etkin rol oynayamayacağı biliyoruz. Eğer eskalasyon dövize baz edilemiyorsa en kötü durumda TL REF olmalı.

• Yarışmayı kazananın Sözleşme’nin imzalanmasından itibaren GES için belirleyeceği en az 2 adet Aday YEKA’nın 45 gün içerisinde Genel Müdürlüğe önerilmesi hakkındaki sürenin içinde bulunduğumuz konjonktür de düşünülerek Covid-19 nedeniyle 90 güne çıkarılmasını önerdik.

• Süre kısıtı ve alanlara ilişkin yapılacak çalışmalara rağmen iş ve işlemlerin kazanan firma kontrolü ve etkisi dışında üçüncü kişi iradesine bağlı ilan edilememe durumunun gelişebilecek olması ve hatta diğer kazanan firmaların aday YEKA’ları ile çakışması ihtimalinde kazanan firmanın kusuru bulunmayacaktır. Teminat Mektubu nakde çevirme işlemi cezai bir yaptırım olup, kusur gerektirir. Üçüncü kişi iradesinin etkisi ile kazanan firma iradesinin kesintiye uğradığı bir işlemde kazanana kusur atfedilmesinin doğru olmayacağı kanaatindeyiz. Bu nedenle aday YEKA’ların en az birinin Genel Müdürlük tarafından YEKA olarak ilan edilememesi halinde kazanan firmanın kusuru yoksa Sözleşme feshedilse bile teminat irat kaydedilmemelidir.

• YEKA’ların ilanı, Bakan Onayı’nın alınması gibi süreçlerin de takvimsel bir süreye bağlanmasının yatırımcının planlama yapabilmesi için gerekli olduğunu düşünüyoruz.

• Şartname YEKA projelerinde, ilgili mevzuat kapsamında uygulanan diğer indirim ve teşviklerden yararlanılabileceğini ifade etmesine rağmen işe dair karbon sertifika gelirlerinin sözleşme kapsamı dışında tutmaktadır. Henüz normatif düzenlemesi bile yapılmamış olan bu alana ilişkin gelirlerin daha şimdiden sözleşme kapsamı dışında tutulmasını doğru bulmuyoruz.

• Bağlantı bölgeleri içindeki trafo kapasitelerinin bulunduğu yerler gerçek anlamlı maliyet çalışması ve doğru fiyatlandırma oluşması için son derece önem arz etmektedir. Hal böyle olunca bağlantı bölgelerinde GES kurulması amacıyla TEİAŞ trafoları ve münhal kapasiteleri ile ilgili bilgilerin şartname alanlarla yani ihale öncesinde paylaşılmasını talep ettik.

• Ucuz, yerli ve milli enerjiye sahip olabilmemizin mihenk taşı olarak bankaların konut sektörüne verdiği uzun vadeli düşük faizli TL kredi paketleri gibi GES yatırımları için de özel hükümlere tabi kredi paketleri hazırlamasının gerekli olduğunu düşünmekteyiz. Bu minvalde gerekli girişimlerde bulunulmasını ayrıca talep ettik.

“ESKALASYON MEKANİZMASI DEĞİŞMEZSE 350 MİLYON DOLARLIK ÖZ SERMAYE GEREKECEK”

Mini YEKA yarışmaları sonrası yapılacak yatırımların yaklaşık büyüklüğü ne kadar olacak?

Mini YEKA’nın işlem hacmi, 1 MW GES için yaklaşık 700 bin dolar baz alınacak olursa yaklaşık 700 milyon dolarlık bir işlem hacimden konuşuyoruz. Finans kuruluşları ile yaptığımız görüşmeler neticesinde, eğer eskalasyon mekanizması değişmezse mevcut sözleşme ve düzenlemeyle bu yatırım miktarı için talep edilecek finansmanda minimum yüzde 50 öz sermaye gerekiyor. Bu da yaklaşık 350 milyon dolarlık bir öz sermaye gereksinimi demek.  Bugünkü rakamlarla yaklaşık 2.4 trilyon TL’lik bir rakam. Ve bu ihale büyük ve yabancı yatırımcı için tasarlanmış bir ihale değil. Yerli yatırımcının cebinden koyması gereken rakamın büyüklüğü düşünülecek olursa yukarıda öz sermaye zorunluluğunun azaltılması için gerekli değişiklikler ilk sorunuzda yanıtladığım üzere yapılmalı.

‘COVID-19 NEDENİYLE TEDARİK ZİNCİRİ VE İNSAN KAYNAĞINDA HALA SIKINTILAR YAŞANIYOR’

Sektörün bir diğer önemli konusu ise YEKDEM. Şirketler projelerini sene sonuna yetiştirmeye çalışırken Covid-19 kaynaklı gecikmeler nedeniyle mücbir sebebe dayalı bir süre uzatımı beklentisi var. Bu konuda son gelinen durum nedir?

Herkesin malumları olduğu üzere, Covid-19 pandemisi önlenemeyen, bertaraf edilemeyen ve kaçınılamayan bir durum. Yani tüm hukuk sistemlerinde kabul edilen mücbir sebep. Tedbirlerin birçoğunun kaldırılmış olması, içinde bulunduğumuz durumun mücbir sebep olmadığı anlamına getirmiyor. Hala tedarik zincirinde, insan kaynağında sıkıntılar yaşanıyor.

Biz diyoruz ki, bu santrallerin kredileri hazır birçoğu finansman anlaşmasını yaptı, bir kısmı imzalamak üzere yaklaşık hacim ise 7 milyar dolar. Bu meblağın piyasada kalmasını -eğer YEKDEM süresine santral yetişemezse finans kuruluşu verdiği krediyi geri çağıracaktır-veya henüz piyasaya girmemiş kısmının piyasaya enjekte edilmesini istiyoruz.

Şimdiye kadar Bakanlığımız bize hep olumlu yaklaştı. Bundan sonra da Bakanlığımızın; ülkemizin Covid-19 nedeniyle çektiği sıkıntılara ek olarak, bir de sektörümüzün alınan krediler sebebiyle ekonomik pandemi yaşamasına izin vermeyeceğini düşünüyoruz.

‘HİBRİT KANUNUNDA SONRA GETİRİLEN DÜZENLEMELER YATIRIMCININ ŞEVKİNİ KIRDI’

Hibrit elektrik üretim tesislerine yönelik EPDK tarafından yeni önlisans başvuru, mevcut önlisans ve üretim lisans tadil başvuruları alınmaya başladı. Hibrit santrallerle ilgili değerlendirmeleriniz neler? Sektör yatırımcılarının ilgisi nasıl?

Öncelikle, Hibrit Kanununun seneler sonra tüm çabalarımızla çıkmış olması bizi sevindirdi. Bakınız birçok kişi kanun gerekçesini okumaz ama ben okurum.

Gerekçede ne yazıyor biliyor musunuz:

“Bir ülkenin ekonomik ve dolayısıyla uluslararası gücünün temel yapı taşlarından biri olan enerjinin sürdürülebilir olması için gelişen teknoloji ve değişen uluslararası dengelere uyumlu olması zaruridir. Bu nedenle enerjinin, nihai tüketiciye sürekli, sürdürülebilir, çevre ile uyumlu, kaliteli, güvenli ve asgari maliyetlerle arzı ile enerji temininde kaynak çeşitlendirilmesini esas alarak; yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami düzeyde değerlendirilmesi, enerji israfının ve enerjinin çevresel etkilerinin azaltılması, Ülkemizin uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumunun güçlendirilmesi, … kaynaklarımızın etkin değerlendirilmesi ve … verimli noktalara taşınması öncelikli hedefler arasında yer almalıdır”

Kanunun lafsından ve ruhundan ortaya çıkan kaynaklardan elde edilecek maksimum faydadır. Yatırımcımız hibrit konusunda son derece heyecanlı idi. Ancak kanundan sonra getirilen düzenlemeler onun bu şevkini kırıcı yönde etki yapmıştır.

Malumlarınız olduğu üzere, kanun değişikliği yapıldıktan sonra ikincil düzenlemelerin tamamlanması 1 seneden fazla sürmüştür. Yatırımcımız bu yatırımı YEKDEM süresi içinde yapmayı amaçlar. Bu şekilde düşünecek olursak, önümüzdeki 2 sene boyunca ancak alınacak izin ve prosedürlerin tamamlanması sürecektir. Bu da yaklaşık 6.100 MW lisanslı YEKDEM santralinin bu tip bir yatırım yapmayacağını gösterir. Bununla birlikte yatırım maliyeti ve geri ödeme süresinin ortalama 3-4 sene tutacağı düşünülecek olursa geriye YEKDEM’den faydalanan yaklaşık 4.000 MW’lık santral kalıyor.

Bağlantı kapasitesi limiti ile birlikte kurulacak araziye ilişkin getirilen sınırlamalar da dikkate alınacak olursa fayda maliyet analizinde kanun amacından uzaklaştığımız söylenebilir.

Özellikle Jeotermal yatırımcısı söz konusu olduğunda yatırımcının bu yatırımdan soğuduğu bir gerçek. JES ruhsat sahasının kullanılabilmesi beklenirken, yapılan düzenlemeler iyicene kafa karışıklığı yarattı. Ayrıca Kanunda her hangi bir şekilde iç ihtiyaca atıfta bulunulmamasına karşın bir de iç ihtiyaç kadar yardımcı kaynak yapılmasına izin verileceği ifade edilmekte. Bunun MW mı yoksa MWh mu olduğu da belli değil, çünkü yapılan işlem kanun ve ikincil düzenlemelerle uyumlu değil.

Netice itibari ile konuya ilişkin görüşmelerimiz devam ediyor ama çok güzel bir atasözümüz var “Demir tavında dövülür”. Eğer yatırımcı yatırım yapma konusunda hevesli ise, onun heyecanını kaçırmamak gerekir. Ülkemizin yatırıma ihtiyacı var, ülkemizin istihdama ihtiyacı var, ülkemizin yenilenebilir enerjiye ihtiyacı var.